merhaba diyince telefonunu nasılsın diye sorunca akşam ki planını öğrenmeye çalışan insanlar arasında gerçekten bir hayli zor olan eylem, bizzat biliyorum.
yaşınız gençse ve işverenseniz ömür törpüsü olan sorundur. samimiyet kurmazsınız kendini beğenmiş, gıcık patron olursunuz ve çalışanlarınız arkanızdan dedikodunuzu eksik etmez, samimi davranırsanız suistimal edilirsiniz. sözün özü hakikaten çok zordur, bu dengeyi sağlamaya çalışmak sizi çok yıpratır.
bi an "ahmet bey" , sonra "ahmet" , arada "ahmet abi" olarak değişkenlik gösterebilen diyalogların sonucudur.. kişi çizgiyi aşıp yüz-göz olmamaya çalışırken, "mesafeli, soğuk" tip imajı da çizmemeye çabalar.. işin sonunda kişi şaklabana dönebilir.. bırakın zamanla oturur herşey yerli yerine..
- nasılsınız ? (sizli bizli konuşma türü. isimle hitap yok)
2. dönem :
- onur abi nasılsın ?
3. dönem :
- abi naber ?
4. dönem :
- onur naber lan?
5. ve son dönem :
- oğlum nerelerdesin yaaa. n'aber ?
işte tehlikeli gidişhat küçük dönemlere bölünmüştür... bu iş yerinde gerçekleşir. birde müşteri vardır onu hiç sormayın, bu arada bahsettiğim işyeri zaman zaman aynı müşterilerle muhattap olunan bir yer :
1. dönem :
- onur bey yardımcı olur musunuz?
2. dönem :
- onur abi bi bakar mısın ?
3. dönem :
- onur baksana lan
gördüğünüz gibi müşteri söz konusu olunca üç adımda dengesiz samimiyet kuruldu. sebebi müşterinin sizle arkadaş olup "bak şurda arkadaşım çalışıyor bize yardımcı olur" şeklinde sizi kullanma düşüncesidir. her yerde tanıdığım var diye gezinen adam tipidir. çoğu zaman :
- selam... onur naber
+ iyidir ne olsun çalışıyoruz sen ?
- hiç öylesine canım sıkıldı hava alayım dedim...
+ ve buraya geldin?
- evet muhabbet ederiz ya...
+ çalışıyorum ! kahvehane mi burası !
- hooop banada mı lo lo lo ! ahahahaha ! olm onu bunu bırak geçen buraya bi kız geldi onu ayarlayalım bana...