entryleri, kimi otomobil reklamlarındaki gibi kırk türlü teste tabi tutmak, oylasam mı oylamasam mı bir türlü bilememek, yazar belli bir entry üzerinde kör olana dek çalışmamışsa o iyi oyu katiyen vermemek, ''biraz daha çalışsın kerata, boş oturmasın'' diye düşünmek, marifetin iltifata tabi olduğunu unutmak, oylama başına belli bir para ödüyormuş gibi hareket etmek, en titiz ve üretken yazarı bile yazarlıktan soğutmak.
işi gücü olmayan salakların işidir. böylelerinin karmasıyla övünen kişilerle büyük bir kesişim kümesi olduğuna zerre şüphem yok. uludağ sözlük'Ü seçmelerinin en önemli sebebini de bu argümanla açıklamak mümkün.