"ceza muhakemeleri usulü kanunu "nda ve " hukuk muhakemeleri usulü kanunu "nda yapılan değişiklikliklerle hukukumuza yeniden dahil olmuş bir kanun yolu dur.
- cmk. md. 272-285
- hmuk. md. 426 a - 426 u
maddeleri arasında düzenlenmiştir.
cmk.na göre;
istinaf;
ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere karşı, hem hukuki hem de maddi inceleme yapılması amacıyla başvurulan kanun yolu'dur.
- temyiz kanun yolunda sadece ilk derece mahkemesinin son kararının hukuka uygunluğu incelenirken(hukuki inceleme), istinaf yolunda hukuki inceleme yanısıra maddi inceleme de yapılabilir.
yani temyiz'de yargıtay ilk derece mahkemesi kararını sadece onaylar veya bozarken istinaf yolunda bölge adliye mahkemesi ilk derece mahkemesinin yerine geçip maddi inceleme de yaparak yeniden karar da verebilir.
- istinaf yolunda 15 yıl ve daha fazla hapis cezası kararları bölge idare mahkemelerince re'sen incelenir.
- iki bin ytl'ye kadar (dahil) adli para cezalarına,
- üst sınırı 500 günü geçmeyen adli para cezasını gerektiren suçlardan dolayı verilen beraaat kararlarına,
- kanunlarda kesin olduğu belirtilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz.
istinaf mahkemeleri; türk yargı sisteminde 1879 yılında 'mehakim-i nizamiyenin teşkilatı kanunu' muvakkatı ile ilk derece mahkemeleri ile temyiz mahkemesi arasında kurulmuş, 45 yıl sonra günün koşulları ve hakim yetersizliği nedeniyle 24 nisan 1924 tarih ve 469 sayılı yasayla şeriye mahkemeleriyle birlikte kaldırılmıştır.
bu üst mahkemelerin kaldırılmasından sonra tekrar kurulmasının gerekip gerekmediği türk hukuku'nda yeniden tartışılmaya başlamış, 1932 yılından itibaren bu yönde çeşitli yasa tasarıları hazırlanmış, üst mahkeme sorunu yargı yılı açılış konuşmalarında, kalkınma planlarında, hükümetlerin yıllık programlarında yer almış, ne var ki bu güne dek bu sürünceme hala kesin olarak nihayete erebilmiş değildir.
alıntı: eraslan özkaya'nın (yargıtay eski başkanı)bir konuşmasından alıntıdır.
bir davanın üst mahkemede maddi ve hukuki yönden yeniden muhakeme edilenerek denetlenmesi manasına gelir hukuksal terimde, ancak mini mini birler istinaf gördükleri vakit yeniden yargılama akıllarında kalıcı olacaktır.
istinaf, henüz hukukçular tarafından bile anlaşılmış bir sistem değil. istinaf aşaması da devreye girdiğinde yargılama üç aşamaya bölünecek: yerel mahkeme (ilk derece mahkemesi), istinaf mahkemesi (ikinci derece mahkemesi), temyiz mahkemesi (üçüncü derece mahkemesi.
hakkıyla uygulanırsa, temyiz makamları rahata kavuşacaktır. ancak hakkıyla uygulanması zor gibi.
yargıtay, danıştay gibi başkanlıkların üyeleri, farklı bir konumda olmalı. gece gündüz dosya incelememeli ya da şöyle söyleyeyim 3 bin tl'lik senet laf olsun diye, yenilen pehlivan güreşe doymaz diye bu adamların önüne çıkmamalı.
atıyorum bir hakimin, bir savcının, bir kaymakamın senede birkaç kez ecnebi diyarlarına gidebilecek zamanı da parası da olmalı. (bu sosyal mesajı ek olarak verdim. konuya devam ediyorum ehemehe)
işte istinaf yolu, bir ara yol olarak hem dosyaların daha sağlıklı ve özenli incelenmesine hem de yüksek mahkemelerin iş yükünün makul seviyelere çekilmesine hizmet etmeli.
kolay mı? asla.
bir kere hakim istihdam etmekle, kaliteli fiziki şartlara sahip adliye binaları inşa etmekle, onlarca katip almakla bu iş çözülmez.
kaliteli bir hakim için, önce kaliteli okullar sonra da tecrübe kazanması için zaman lazım. biz daha yeteri kadar hakim alamıyoruz. ilk derece mahkemesinde dahi yetkin hakimi geçtim nicelik olarak yeterli hakim yok. istinaf ve temyiz mercii falan bizi zaten aşıyor.