yazarın anlatmak istediği düşünce kesinlikle doğrudur ama laiklik sadece devlete mahsustur. insanların, nesnelerin vs. laik olması gibi birşey söz konusu olamaz yani istiklal marşı nın laik olması gibi birşey olamaz. atatürk zaten böyle birşey ortaya koymamıştır. atatürk ün annesini bile filmler de baş örtüsüz göstererek atatürk ile din arasına çizgiler çekmeye çalışan zihniyet, atatürkçüyüz diye geçiniyor olsalar da atatürk ün felsefesini anlamayı başaramışlardır. daha da vahimi şudur ki atatürk ün düşünce sistemini kendilerine göre yorumlayarak büyük yanlışlıklar ortaya koymuşlardır. laiklik örneğinde görüldüğü gibi. atatürk kimseye başındaki örtüyü çıkar dememiştir ki zaten kendi annesi de başörtülüdür. atatürk ün okuduğu yüzlerce kitabın arasında birçok dini kitap da bulunmaktadır. kuran ı kerim in şuan kullanılan tefsiri atatürk ün emri ile yaptırılmıştır.
atatürk dinle ilgili bir konuşmasında laiklikten de şöyle söz etmiştir; "Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz, dine saygı gösteririz. Düşünce ve tefekküre muhalif değiliz. Biz sadece din işlerini millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasde ve fiile dayanan taassupkar hareketlerden sakınıyoruz."
görüldüğü gibi Atatürk'ün söz konusu laiklik tarifi islam'ın ruhuna ve amacına tamamen uygundur. Kuran-ı Kerim'de, bir kimsenin dini kabul etmesinin kendi kararı olacağı, dini kabul etmezse bunun için kendisine zorlama yapılamayacağı şöyle bildirilir: Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. Şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutu tanımayıp Allah'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur. Allah, işitendir, bilendir. (Bakara Suresi, 256)
atatürk dinsiz biri kişi olsaydı istiklal marşımızda bu sözleri bulundurtmazdı. şu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli, ebedi yurdumun üstünde benim, inlemeli.
bu başlığı atatürk'ü doğru tanıtmak amacıyla açtım.
atatürk'ün laiklik anlayışının bugünkünden çok farklı olduğunu göstermek amacıyla.
nitekim atatürk türbana dahi karşı değildi.
Atatürk'ün Türban Görüşü:
"Dinimizin tavsiye ettiği tesettür hem hayata, hem fazilete uygundur. kadınlarımız şeriatın tavsiyesi, dinin emri mucibince örtünselerdi, ne o kadar kapanacaklar, ne o kadar açılacaklardı.giyim tarzımızı ifrata vardıranlar, kıyafetlerinde aynen avrupa kadının taklit edenler düşünmelidir ki, her milletin kendine mahsus ananesi, kendine mahsus adetleri, kendine göre milli hususiyetleri vardır. "
Kemal Atatürk
bu sözden dahi türbana karşı olmadığını ki olunamayacağını da anlayabilirsiniz.
atatürk ki hutbe okumuş, misyonerliği kaldırmış mason localarını kapatmış birisiydi.
atatürk ki "din vardır ve lazımdır." demiş birisiydi.
ayrıca atatürk ki başkanı olduğu meclisle beraber son mısraları