burada "medeniyet" ten kasıt riyakar batı medeniyetidir. zaten şair bir başka dizede "garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var" demiştir. yine başka bir sözünde "medeni olmak açmaksa bedeni; o zaman hayvanlar insanlardan daha medeni" diyerek yozlaşmış medeniyet kavramını eleştirir.
olmayan tezatlıktır. Cumhuriyet kurulmadan cumhuriyeti suçlayamaz.
(bkz: 1921)
(bkz: 1923)
Orada Çanakkale savaşındaki düşman devletleri anlatır.
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
"Efendiler,
Avrupa'nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık, Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur. Artık vaziyeti düzeltmek için, mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre uygun yapmak, yürümek, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatiyle, ecnebilerin planlarıyla yükseltilebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir"
Gazi Mustafa Kemal 6 Mart 1922, Büyük Millet Meclisi
"tek dişi kalmış canavar"dan kasıt avrupa medeniyetleridir. avrupalı devletleri bozguna uğratmamızdan bahsediliyor.
nasıl yorumluyorsunuz, nasıl algılıyorsunuz arkadaş ya.
varolmayan tezatlıktır.
"medeniyet"ile ilgili böyle bir tezatlığın varlığını sanmak dönem tarihini bilmemekten kaynaklanan bir durumdur.
batı uygarlığı bugün nasıl "demokrasi" adına aslında kaynaklarını sömürmek için her yere saldırıyorsa o dönemde de bu saldırılar "medeniyet" adına yapılmaktaydı yani saldırgan batılı emperyalistlerin o dönemki "biz o halkları sömürmek için değil oralara medeniyet götürmek için savaşıyoruz" yalanı üstüne kuruluydu saldırıları.
bugün de aynı saldırılar "biz demokrasi götürüyoruz" yalanına dönüşmüştür.
mehmet akif istiklal marşında özellikle vurguladığı "medeniyet" de bu batılının yalanıdır yoksa onun gibi bir şairin kökeni "medine" şehrinden gelen "medeni" yani "şehirli" olmayı kötülediğini hiç sanmıyorum.