''Bu ezanlar-ki şehâdetleri dinin temeli-
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.''
mısraları laikliğin o dönemler oturmadığının değil aslında o dönemler tam olarak doğru olduğunun kanıtıdır. laiklik atatürk döneminden sonra çarpıtılmıştır ve dini özgürlükleri baskılamakta kullanılmıştır. gerçek laiklik istiklal marşında mevcut olan atatürk dönemindeki laikliktir.
utanmadan atatürk zamanında kabul edilen istiklal marşına bile dil uzatırsınz. laikliği atatürk den çok daha iyi biliyorsunuz sanki.
sadece konuşmak için konuşan tiplerin diline hakim olması gereken eserdir. kaldıki onlar sadece bestesine güftesine ve içinde kendilerini yaratan allahın geçmesine bile tahamül edemeyecek kadar aciz ,zavallı ve acınasıdırlar. ne kadar anlatırsanız anlatın onlar bu "milli" ruhu kavrayamazlar.
mehmet akif'in rahatsızmış ve bir grup insan üstadın ziyaretine gitmişler, mehmed akif bitkin bir hâlde yatağında yatıyormuş. konuşma esnasında söz istiklâl marşı'na gelmiş ve ziyaretçilerden biri:
- acaba istiklâl marşı yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı? demiş, bu söz üzerine yatağında bitkin bir hâlde yatmakta olan mehmet akif; birdenbire başını kaldırmış ve ona:
allah bir daha bu millete istiklal marşı yazdırmasın demiş.
türk milletinin marşı olup mehmet akif ersoy'un kagıda döktügü muhteşem marş. baştan sona her kelimesi insana gaz verir. marşın kabul gördügü zamanlarda laiklik yada din sorunu sanırım fazla ön planda yada hiç olmayan bir durumdaydı. şimdilerde ne olduysa millet birbirine girmekte.
bu milleti bir arada tutan yegane temel tutanaktır. ve bu marşın gücünün varlıgından rahatsız olan bir kısım çevreler tarafından ''bu marş türkiyedeki etnik grupları kapsamıyor '' denilerek ayrımcılık unsuru olarak kullandırılmaya çalışılmaktadır. fakat türk milleti bu haince fikirlere kanmayacak kadar zekidir. ve bu oyunlara alet olmayacak kadar da deneyimlidir.
"değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli" satırının ulucami için yazıldığını bilenin çok az olduğunu düşündüğüm şanlı marşımız.
niye ulucami olduğuna gelince :
yunanlılar bursa'yı işgal ettiklerinde soysuz yunan askerleri ulucami'yi kışla olarak kullanmışlardır. doğu kapısından girdiğinizde sağ taraftaki duvarlarda yunan askerlerinin atlarını bağladıkları demir halkaları göreceksiniz.
her satırı bir tarihe tanıklık eden şanlı marşımızın bu satırını okurken gözümüzün önüne bu sahneyi getirelim ve değerlerimizin kıymetini bilelim.
bizi biz yapan marştır. bizden olamayanların anlayamacağı, anlamak istemediğidir. dini motifler taşımasını anlamayanların da o zamanlarda cephelerde savaşılırken aynı zamanda siperlerde kuran okunduğundan haberi yoktur.
her satırında tüylerimi dimdik yapan, damarlarımda akan kanı milim milim hissettiren , her defasında aynı coşkuyla okunan , bayrağa hitaben yazılan mehmet akif ersoy eseri.
özgürlüktür, medeniyettir, vatan sevgisidir, kurtuluştur, türkiye'dir. kurtuluş savaşından sonra mehmet akif'in dudaklarından çıkan bu sözler kurtuluşumuzun, kanımızın, mehmetçiklerimizin, istikbalimizin, bağımsızlığımızın ve bugün gururla ben türküm diyebildiğinin bir simgesi, kanıtı istiklÂl marşıdır.
sorumluluk gerektiren yerleri işgal eden kişilerin, zihinlerine kazımaları gereken ince mesajlar barındıran marşımızdır.
sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.
verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı.
çoğu diğer ülke marşının, anlamını bilmeme rağmen: içerik olsun, ahenk olsun, edebi niteliği olsun, ülkedeki her etnisiteyi kucaklayışı olsun. her bakımdan, daha iyi bir bağımsızlık marşının yazılmadığını ve yazılamayacağını idda ediyorum. evet, zerre kadar utanmadan idda ediyorum.
ve bir takım insanların, bu yüce marşı bile kabullenememesine, her ne kadar cehalete yormak istesem de; müsadenizle '' yuh artık '' demek istiyorum.
son olarak da; bu ülkedeki her bireyin gurur duymasını sağlayabilecek bir marş yazdığı için; mehmet akif'e teşekkür ediyorum. ruhu şad olsun..
dünya üzerinde yazılabilecek en güzel şiirdir. mehmet akif'e aşık olma sebebidir. islam ve vatan aşkını daha iyi anlatabilen başka bir şair de yoktur zaten.