sabaha karşı evinin penceresinden dışarı bakar mehmet akif ersoy ve düşünür:
''kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda...'' ve böyle karar verir bu mükemmel marşı yazmaya.
milli duygulardan yoksun olduğunu düşünenler, bir daha okusun marşımızı.
mehmet akif ersoy, rahat uyu büyük şair, biz buradayız.
marşta türk öğesinin yer almadığıyla ilgili satırlara göz atıp aklımıza gelen "çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal" dizesiyle beraber küçüğe istiklal marşını okumasını öneriyoruz.
bu topraklar üzerinde yaşayan insanların tarihsel değerlerinin, tam da olması gerektiği gibi kürt-türk-çerkez-laz-azeri-boşnak ya da alevi-sünni ayrımına girmeden, edebi anlamda mükemmele yakın bir tasvir yeteneği ile sunulduğu gerçek bir başyapıttır.
Her şeyi bir kenara bırakıp şu dörtlükteki anlatım becerisine odaklanalım, bir ulusun hürriyetine duyduğu bağlılık, kaç dörtlükte bu denli coşkulu ve güzel betimlenebilmiştir?
''Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.''
Mehmet Akif'in şiirsel uslubuna aşina olanlar, bu şiirin o'na ait olduğuna dair en ufak bir kuşku duymamaktadırlar ancak, kabul etmek gerekir ki Mehmet Akif; kaleme aldığı bu şiirle kendisini de aşmayı başarmıştır.
Mustafa Kemal'in başkanlık ettiği 1 Mart 1921 tarihli meclis oturumu kayıtları, şiiri dinleyen mebusların hislerine adeta tercüman olur niteliktedir;
''... Hasan Basri Bey'in bir takriri üzerine şiirlerin okunmasına akif'in şiiri ile başlandı. daha ilk mısra büyük bir alkış tufanı ile karşılandı. şiirin her mısraı yoğun alkış sağnağı ile karşılandı. nafia vekili ismail fazıl paşa'nın isteği kabul edilerek şiir dört defa ve her defası da büyük heyecan ve alkışlar arasında okundu. Kalan 6 şiirin okunmasından, meclis kararı ile vazgeçildi...''
Son olarak, şunu da ilave etmekte yarar vardır;
istiklal şiiri'nin milli marş olarak kabul tarihi, 12 mart 1921 dir. bu tarih, cumhuriyetin ilanı'ndan dahi önceki bir zaman dilimindedir ve türklük kavramı; mustafa kemal ve kurmaylarınca henüz dillendirilmeye başlanmamıştır.
yalçın küçük, bunun böyle olduğunu bizlerden iyi bilir bilmesine de, işine gelmez!
mehmet akif ersoy u kişisel olarak kimsenin tanımadığı halde onun yılmaz savunucusu olunan konu. adamı tanımamızın tek nedeni istiklal marşını yazmış olması. hatta sadece bunun için saygı duyuyoruz. istiklal marşı nı mehmet akif in yazmadığını varsayın, tanınmayan ya da herhangi bir adam olurdu bugün. bilimsel olarak yazmadığı kanıtlansa bir anda bütün karizması yerle bir olacak, çünkü elle tutulur başka bir numarası yok. adamın neyine güvenerek bu kadar savunuluyor anlamak çok güç. yalçın küçük ü sevmem ama ya dediği doğruysa? ne olacak o laflar?