Önce tanım : Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılmış olan türk milli marşında türk kelimesinin bulunmaması hadisesidir.
Sabah sabah kime veya neye bok atsam diye kara kara düşünürken, aklıma istiklal marşımıza bok atılıp atılmadığı geldi. Ben de istiklal marşı ile ilgili başlıkları inceledim. Gördüm ki pek bok atan olmamış, sadece bir başlıkta dini ögeler içerdiğine değinilmiş. Marşı karşıma alıp şöyle bir tekrar inceledim, son günlerde artan milliyetçilik akımından da çağrışım yaparaktan, marşın içerisinde tek bir yerde dahi türk kelimesinin geçmediğini farkedip dehşetle irkildim.
Nasıl olabilirdi? Türk milleti için yazılan bir marşın içinde türk kelimesi nasıl geçmezdi? Gerçi milleti ve milliyetçiliği çağrıştıran dizeler de yok değildi ama marş şöyle bir incelendiğinde dini ögelerin ağırlıkta olduğu rahatlıkla gözlemlenebiliyordu. Bu da, milliden ziyade ümmetçi bir anlayışla yazılmış bir şiirin milli marş haline getirildiği hususunu akla getiriyordu.
Bilindiği üzere istiklal marşı, açılan yarışma sonucunda, türkiye büyük millet meclisinde yapılan oylamada en çok oyu olarak seçilmişti. O oylamada hazır bulunan vekillerin bunu farketmemiş olmaları mümkün değildi. Peki o halde bu vekiller, millet yerine ümmeti mi tercih etmişlerdi. Türklük kavramına itibar etmiyorlar mıydı? Marş içerisinde geçen millet kelimeleri de bünyesinde gündemin kritikliği bakımından gizli bir ümmet çağrışımını mı barındırıyordu? Bahsedilen millet hangi milletti? Yoksa arap milleti miydi? O dönem yaşayan insanlar kendilerini türk olarak kabul etmiyorlar da başka bir millete dini bağlardan ötürü aidiyet mi hissediyorlardı? Neydi işin aslı?
Evet, tüm bu kritik sorular beynimi kurcalarken, sigaramdan derin bir nefes daha çekerek, bok atacak bir konu bulmanın iç huzuruyla entryi bitirmeye karar verdim. En nihayetinde istiklal marşına da bok atmış ve iyi bir bok yemiştim. Rahatlamıştım. Hatta orgazm dahi olmuştum.
(bkz: bok atmanın dayanılmaz hafifliği)
sözlerinde geçmemesi durumudur. öte yandan, ülke için kanını döken, canını veren kahramanlar her satırdadır, bir ülkenin kurtuluşu adına yapılanlar anlatılmaktadır. istiklal marşı buram buram türkiye kokmaktadır.
açık ve net olan şey şudur ki o dönemin ülkesinde milletten kasıt türklük değildir çünkü o mecliste lazının da, kürdünün de temsilcileri vardır ve millet-ırk'tan anlaşılan türkiye'nin müslim insanlarıdır.
marş yazıldığı zaman türkiye cumhuriyeti kurulmamıştı hala tbmm hükümeti ve osmanlı imparatorluğu ortadaydı. o günün şartlarında özelliklede islamcı yönleri ağır basan mehmet akif bu kelimeyi geçirmemiş olabilir ama önemli olan oradaki sözlerin anlamını bilmek.
allah, cennet, ezan gibi kelimeleri ve hatta "hakkıdır hakk'a tapan milletimin istiklal" gibi bir cümleyi içinde barındırmasına rağmen, türk kelimesini şiirine eklemeyi unutmuş/es geçmiş mehmet akif ersoy'un kişiliği * üzerinde düşünmemize sebebiyet veren durumdur.
ben türk kelimesinin geçmemesinden ziyade laik bir devletin nasıl böyle bir marşı olabileceğini algılayamıyorum. ve elbette ki laikliğin elden gittiğini söyleyip avaz avaz yırtınanlar da marşın dokunulmazlığından olsa gerek, hiç rahatsız değillerdir bu durumdan, bir de bu var anlayamadığım. nasıl korkak ve susturulmuş bir halk olup çıkmışız meğer! laiklik kavramı denince sadece akp hükümetine çemkirmek geliyor bazılarının aklına. *
türk kelimesi geçmiyormuş istiklal marşı'nda; allah, cennet, ezan gibi kelimeler geçiyormuş eyvah eyvah...
12 mart 1921'de kabul edilmiş bir istiklal marşı'ndan bahsediyoruz arkadaşlar, bir imparatorluğun yıkılışının ardından, küllerinden yeniden doğarak bir ülke yaratma destanına tanık olunan günler... kurtuluş savaşı destanına tanık olunan günler, türkü, kürdü, lazı, zazası sırt sırta çarpışılan ve tek şu vatan namert yüzü görmesin diye kelle koltukta, hep bir olunan günler... birinci dünya savaşından çıkılmış, istanbul işgal altında (1918), izmir yanıyor o da işgal altında (1919), anadolu isyanlarla boğuşuyor, anadolu'dan gelen yiğitler cephelerde savaşıyor, mustafa kemal atatürk bir vatanın ayakta kalma mücadelesi için anadoluyu geziyor karış karış; kongreler, genelgeler ve halkla kucaklaşma, halkı ayakta tutma mücadelesi... ve 23 nisan 1920 tbmm kuruluyor egemenlik ilan ediliyor, halkın egemen olduğu bir meclis kuruluyor bağımsızlık ilan ediliyor. ve bu bağımsızlık destanını, bu zaferi anlatacak bir bağımsızlık marşı gerekiyor; 'istiklal marşı'.
halkın kazandığı bağımsızlıktan sonra, halkın egemen olduğu bir devletten sonra yine bu halkın bağımsızlık destanını anlatacak bir marş; istiklal marşı. mehmet akif ersoy'un yazdığı ve dönemin milli eğitim bakanı hamdullah suphi tarafından mecliste okunuşu sırasında sık sık alkışlarla kesilen ve oy çoğunluğuyla kabul edilen bir marş.
eğer bir marş halkını anlatıyorsa, onun destanını anlatıyorsa, marşın manevi havasına, bir milletin duygularını ne derece anlattığına, o milletin değerlerini ne kadar yansıtıığına bakılır. ama yok illa arı kovanına çomak isteyenler varsa da onlara şöyle bir açıklama yapılır; ''istiklal marşı'nda türk kelimesinin geçmesi, türklük duygularının övülmesi durumunda ortaya bir sorun çıkabilirdi kürdü, zazası, lazı omuz omuza savaşmış olsalar dahi kendi halklarının isminin marşta geçmediğini gördüklerinde ''iyide abicim biz ne demeye savaştık, onca emek yalnızca türkleri övmek için miydi, hani biz kardeştik bu mudur kardeşlik?'' diyebilirlerdi, türk kelimesi geçtiği anda diğer halkların da isminin geçmesi gerekecekti, onlarında tek tek övülmesi gerekecekti ve tek halk bilinci silinecek, zaten isyanlarla boğuşan anadolunun hazmetmesi zor bir marş halini alacaktı. yeni kurulmuş bir türkiye cumhuriyeti zaten çok farklı halkların bir arada bulunduğu bir devlet olduğundan sıkıntıların doğması kaçınılmaz olurdu. bu yüzdendir ki istiklal marşı'nda türk kelimesinin geçmemesi çok zekice, mantıklı ve bize yakışan bir hal alırmıştır. içinde türk kelimesinin geçtiği bir marş olsaydı şu an bile bir kürt kardeşimiz bu marşı okurken milli duygularına ters tepki yapabilir ve yine sorun olabilirdi.
bu sebeple ve daha sayamadığım bir çok sebepledir ki böyle fuzuli şeylere kafa yormak yerine istiklal marşı'nın o emsalsiz mısralarına girin, derinlemesine okuyun ve ne kadar izzetli bir milletin evladı olduğunuzdan dolayı kendinizle ve ecdadınızla gurur duyun...
''bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.''
mehmet akif her ne kadar islamcı olsa da aslında özünde milliyetçilik vardır. istiklal marşı nda millet ve ırk kelimeleri çok geçiyor zaten. çok saçma bir görüş. amaç belli zaten.
mehmet akif ersoy hiçbir akıma mensup değildir. ne islamcı ne milliyetçi hiçbir şeyin "+çi" si olamaz. milletini sever, ancak milliyetçi değildir, islamcı değil, sade bir müslümandır. o, bütün akımların üstündedir. istiklal marşı'nda "türk" kelimesi geçmez evet, ama anlamak isteyen, onun vermek istediği duyguyu içinde hissedebilen herkes anlayacaktır ki, istiklal marşı kendi marşıdır. kendine, milletine, bağımsızlık mücadelesinde, kurtuluş savaşında onun yanında yer alan bütün milletlere yazılmıştır. "millet" derken kastedilenin ne olduğunu anlamamak için yüksek bir çaba sarfetmek gerekir.
o dönemki türkiye şartlarını kavrayamamış kişinin muhteşem vecizesi, b.k atması.
arkadaşım o dönem içinde milleti birbirine kenetleyen olgu saf bir kafatasçı türklük değildi. birlik ümmetçi anlayış-türkiyeli olmak üzerine kurulmuştu. yoksa bazılarımızın şimdi yaptığı gibi o dönemde de kafatasçılık yapılsa idi, kürtler de isyan ederdi, gerçek türkiyeli olup istiklal savaşına-kurtuluş savaşına yardım eden rumlarda isyan ederdi, hainlik yapmamış ermeni vatandaşlarımızda isyan ederdi, çerkezlerde ederdi. velhasılı kelam ederdi oğlu ederdi..
o dönemki iletişimi vs. göz önünde bulundurursak, kimse o şartlarda okadar kürt-çerkez-arap vatandaşımızı saf bir türklük olgusu için savaşmaya ikna edemezdi. muhakkak ortak noktalar gerekiyordu.
ya bi saniye bak ne fark ettim.
o zaman o dönemdeki başarıları kafatasçılık yapan zihniyet kazanmamış.. aa bak. demek ümmetçi-türkiyeci insanlar kazanmış o başarıları. lan bak o zaman harbiden öcü değilmiş bu ümmetçiler falan.
anaaa. lan birde bu adamların kazandığı zaferlerin üzerine yatıp bunları ülkeden kovmaya çalışıyor bu kafatasçı zihniyet.
herhalde tuhaf bir durum değil ki Amerikalılar'ın da milli marşında "American", ingilizler'in milli marşında "British", Kanadalılar'ın milli marşında "Canadian", isveçliler'in milli marşında "Svensk", Belçikalılar'ın milli marşında "Belgien" geçmemiş.
Ama Rumenler'in milli marşında "Roméne" var bak onu diyim... lan bi rumen olamadık, tengri bizi çarpsın emi...
eğer bir arama motoru mantığı ile türk kelimesini ararsak geçmediğini çok rahatlıkla görürüz. ancak okur ve allahın bize verdiği zekayı kullanarak algılarsak nasıl bir milli duyguyla yazıldığını anlar ve bunu sorun etmeyiz. tamamen algıyla alakalı.
o dönemlere dönersek eğer istiklalin ne denli önemli olduğunu görürüz zaten. böyle davalar yoktuki, amaç tam bağımsızlıktı. nitekim bazen bir sözü anlatmak için o sözü kullanmaya gerek yoktur. bu da istiklal marşında baştan aşağı olan bişey. milli duygular en fazla bu kadar güzel anlatılabilirdi. varsın türk kelimesi geçmesin biz bilmiyormuyuz ne için yazıldığını, ne anlatmak istediğini...
seni seviyorumu anlatmak bu kelimeleri kullanmadan nasıl mümkünse bu da öyle işte.