haklı bir başlıktır, istiklal marşının genelliğini kabul edip büyüyen insan ordaki duygulanma mı diyeyim, faşiz mi diyeyim bilemediğim hisleri de genel olarak görür. Oysa hepimiz hakka tapmıyoruz. Ben akif beyin kendini yamadığı milletten değilim, ve hürriyetin de her nimet gibi akılla ve çalışarak elde edilip elde tutulacağına inanırım. gökten, bir beklentim yok.
entry okumadan yapılan yorumlar komik.
andımız ve gençliğe hitabe nin kaldırılması istemine sessiz kalan halkım sadece bununla sınırlı kalacağını sanıyor.
ne kadar da iyi niyetli..
yaşamanın daha da zorlaştığı bu günlerde, normalleşme süreci, demokratikleşme süreci, kürt açılımı, ekonomik paketler gibi bir yığın paketin, sürecin, açılımın ortasında kaldık. gazetelerin yaptığı haberler, televizyonlar paket programlar gibi, sürekli bir nokta kaşınıp duruyor.
kaşınan noktalar milliyetçilik, türklük,,atatürkçülük, atatürk gibi toplumu birbirine bağlayan noktalar, isimler, fikirler. bizi birbirimize bağlayan hassas noktalar ile uğraşılarak gelmek istenen en son nokta ulus devletin, türk devletinin küreselleşme adına küreselleşenlerin içine katmaya çalışmaktan ileri gelmektedir.
ekonomik programlara bakın, uyguladıkları politikalara sıcak para temalı, parça montaj ülkesi olmak amacımız. üç çocuk yapmalıyız çünkü genç nüfus yani endüstri alanına işçi gerek. bizim programımız bu amele yetiştirmek. bilimsel çalışmalar, edebi, tarihi çılarımız olmuş adeta. kirlenmişisiz, kirlenmeye devam ediyoruz. vatan hainliği kavramını yavşatıyoruz, normalleştiriyoruz, basitleştiriyoruz. ve bunun adı demokratikleşme oluyor.
bize bu oyunları oynatan yöneticilere hükümete bakın, kendilerinde olmayan atatürk sevgisi, vatan sevgisi, millet sevgisini bizdede yok etmeye çalışıyorlar.
yönetilerimizde bulunan din unsuru için oy atan güzel vatandaşlarımız için;
yaşar nuri öztürk ifade etmiş,
hazreti peygamber diyor ki bir adamın namazı, niyazı sizi aldatmasın. onun para birimleri olan dirhem ve dinarla münasebetine bakın. yüce peygamberimiz 1500 yıl geriden sanki ;deniz fenerini ve benzerlerini tarif ediyor. bunların namazına ve niyazına bakmayın diyor. dirhem ve dinarla münasebetlerine bakın. anlaşıldı mı? hah! O zaman biz kimsenin namazıyla onun müslümanlığını ölçmeyiz. dinimizin bize verdiği ölçü budur. takva insanlar arasında hiç bir değer ölçüsü olmaz. kuran bunu yıkmıştır. takva allahla insan arasındaki değer ölçüsüdür.... insanlar arasında dindarlık ölçü değil. ben dindar cumhurbaşkanı istiyorum. halt ediyorsun. ehliyet sahibi cumhurbaşkanı istesene kardeşim. şimdi dindarlığı siz ehliyetin yerine koydunuz mu adam abdestsiz hatta cünup iki rekat namaz kılar, sizi kandırır. a ne dindar adam, 5 vakit namaz kılıyor. bana ne 5 vakit namaz kılmasından? isterse 50 vakit olsun! kuran bize diyor ki; ehliyete bakacaksın. emanetleri ehil olanlara vereceksin. emanetleri, çok namaz kılanlara vereceksin diye bir umde var mı dinin içinde? bir göstersene bana... ne demek ben dindar cumhurbaşkanı istiyorum? ben türkiye'yi temsil edecek adam gibi cumhurbaşkanı istiyorum....bu ülke kimsenin çiftliği değil ki!
yerine ajda pekkan dan yakar geçerim mi getirilmeli o zaman. şöyle düşünülünce okul avlusunda hazır ol vaziyetinde "ben senin yerinde olsam ufak ufak uzarım durmam..." hep bir ağızdan söylenmesi tamam saçma olur. ama yapacak bişey yok. saçma bir konu olunca insanda saçmalamadan duramıyor.
kaldırılmasına gerek yok ki referandum yap, türk milletine birer et döner+ayran al % 80 kaldırılsın oyu çıkar. bu millet onu da satar zaten bu milletin satacak tek marşı kaldı o da satılır yakında. sonra anasını satmaya başlayacak bu millet bir de pis kalleş araplar falan demez misiniz iyice delirtiyorsunuz beni.
yazarın anlatmak istediği kendi içersinde tutarlıdır. özgürlük kisvesi altında cumhuriyetle savaşanlar, o kadar tutarlılarsa istiklal marşı ya da din dersinin zorunlu ders olmaktan çıkarılmasıyla uğraşsınlar da görelim.
andımız, gençliğe hitabe ne kadar faşizan sözler taşıyorsa marşımızın artık günümüzde sözlerinin neredeyse tamamı ırkçılık içermektedir.
atatürk ne mutlu türküm diyerek azınlıkları ezmiş, büzmüş, gömmüşken bir de bu hiç çekilmiyor benim özgürlükler timsali ülkemde.
hakkınızı helal edin bu vatan uğruna şehit olmuş tüm güzel insanlar. özümüzü yitirme devrinde harcadık sizi. ne için diye sormayın, değmeyecek şey için... sözleri de kapak olsun rahatsız bünyelere.
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl
Hakkıdır, Hakka tapan, milletimin istiklâl!
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
Medeniyyet! dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana vadettiği günler Hakkın
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.
Ruhumun senden, ilâhî, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne nâmahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahâdetleri dinin temeli-
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerîhamdan, ilâhî, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden naşım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakka tapan, milletimin istiklâl!