yaşadığı ülkenin bayrağına, istiklal marşına saygı duymayan insanların sarfedebileceği cümledir. hazır olda durmanın anlamı put gibi beklemek değil; bayrağa, vatana, atatürk' e, bağımsızlığa saygı göstermektir. bu sayılanlara saygı göstermeyen insan açıkla söylenmelidir ki vatan hainidir başka da bir açıklaması yoktur.
herşeyde bir anlam aramanın anlamsızlığını farkedemeyen bünyelerin anlamsız zırvaları.
dünya üzerinde milyonlarca insan bunu yapıyor. bağımsızlıklarını ve milliyetlerini temsil eden bayrak önünde, marş sırasında saygı duruşuna geçiyor. zaten put gibi durmak değildir adı; saygı duruşudur.
tabi saygı nedir bilen bünyeler için geçerli bu tanım.
istiklal marşı'nda put gibi beklemek anlamsız demek.hmmm.beğenmiyorsan git kendi destanını kendin yaz.bir de marş bul kendine.marşını okurken put gibi dikilmezsin o zaman.bir taraflarını salla okurken ya da amuda kalk.sana da bu yakışır değil mi zaten.
mekke' deki, taştan-tuğladan yapılmış,
bir tapınağın çevresinde dönmektan,
''siyah taşa'' dokunmaktan,
şeytan taşlayarak melekleştiğini sanmaktan,
daha anlamlı bir beklemedir:
bağımsızlığın simgesi olan marşa saygı göstermektir.
"toplumsal kural" ve "saygı" denilen kavramları anlamsız bulan pek zeki insanların tespit ettiği anlamsızlıktır bu.
eğer "anayasa'da yazılı olmayan hiçbir şeye uymam, komün hayatı benim için anlamsızdır" deniliyorsa ya dağda yaşarız, ya da evimizden çıkmayız.
ölen kişinin arkasından "iyi bilirdik" de demeyiz, camilere ayakkabılarla da gireriz, kadınlara kapıyı da tutmayız, ülkemize gelen yabancı liderleri karşılamak için bir protokol de belirlemeyiz.
ayrıca "put gibi beklemek" değildir o. "saygı duruşu"dur.
secdeye varan insana "cenin gibi yatıyor" demediğimiz gibi..
bak.. o saygının gösterilme nedeni fedakarlıklarla kurulan cumhuriyettir, milletin bağımsızlık mücadelesidir.
çanakkale'de metrekareye düşen 6000 mermi, 50 cesettir, 14 yaşında ingiliz kurşunu yiyerek şehit olan gencecik çocuklardır.
senin asla anlamadığın, asla cesaret edemeyeceğin şey bu.
hiç ıslanmamış insanlar için yağmuru türkçe'ye çevirmek zor..*
saygı duruşu kimileri için put gibi durmak olabilir..
ama bu durum, uğrunda put gibi durduğunuz kişilerin birer kahraman olduğu gerçeğini değiştirmez, değiştiremez..
Bazı manevi değerler karşısında saygı gösterilmesi şarttır. istiklal marşı için de ayağa kalkıp yazana, yazılana ve yazılmasına sebep olan şehitlere saygı gösterilmelidir ancak özellikle okul dönemimde yaşadığımız üzere hazır ola geçip elleri yanda tut, yok parmakları birleştir gibi manasız bir askeri nizama girmeye ne gerek vardır ? halen anlaşılamamaktadır.
farklı takılmaya çalışan yazar'ın edebiyat parçalarken kurduğu cümlenin sadece biri. bak evladım buna ayı derler , orman'dan inip şehre gelirler ...
böylesinden saygı beklenmez , bırak bağdaş kurup öyle dinlesin. onun özü o , doğasıyla başbaşa bırakalım.
istiklal marşı okumak için okul bahçesinde bulunan kıpır kıpır çocukların dayak, en iyi ihtimalle fırça yemesine neden olur 'put gibi durmamak'. bugün durumu 'put gibi durmak' olarak nitelendiren ve anlamsız bulan insanlar muhtemelen o çocuklardı. küçücük çocuklara saygı duymayı ve nelere neden saygı duyulması gerektiğini öğretmek yerine 'istiklal marşı okunurken kımıldanmaz' demekle yetinen sevgili ilkokul öğretmenlerine saygılar...gelecek nesil sizlerin eseri...
istiklal marşında put gibi durmak anlamsızdır evet. çünkü put gibi durmak zaten anlamsızdır. neden bir insan put gibi durur ki? birileri ona tapsın mı ister? ilgi görmek mi ister? falan fişman işte... ama sen istiklal marşına saygı göstermeyi put gibi durmak olarak tasvir ediyorsan o da senin anlamsızlığın... hem amuda kalkıp hem saygı gösterebiliyorsan öyle yap o zaman ne diyeyim!
aczmendi zihniyetiyle paralel ilerlemektir. tabi aczmendi zihniyeti ilerlemek değil gericiliğin dikalası olduğundan oturup bir düşünmek gerekir.
ne kadar basit gibi görünse de duruş, adı üzerinde saygı duruşudur. bu vatanı bize emanet edenlere saygıdır bu, bayrağa saygıdır. değerlere saygıdır.
değerden kasıt insan değerleridir. bayrak, vatan, marş; bunlar ancak insanların saygı duyacağı değerlerdir. ancak gerek biyolojik, gerek sosyolojik evrim insanlığı öyle bir noktaya getirmiştir ki; insan maskesi takan yaratıklar peydah olmuştur toplumlarda.
işte bu insan maskesindeki yaratıkların insani değerlere saygı duyması beklenemez. sürü psikolojisiyle hareket edenlerin, onbinlerce yıldır süregelen değerleri mantıksız görmesi normaldir.
ağıl veya ahırda yaşaması gerekenlerin bizim gibi konutlarda yaşamasıdır mantıksız olan. ve değerlerimize saygısızlığı, insanlığın anlamı olan değerlere saldırmayı ar damarı patlamış bir şekilde alışkanlık haline getirenlerden kurtulmalıyız. "ne mutlu türküm diyene" lafzını düstur edinerek.
o marş ki sizi dinlediğinizde öylece durup kalakalmaya zorlamıyorsa, saygı kelimesi sizin için birşey ifade etmiyorsa, her söyleyişinizde kafanızdan başka şeyler geçiyorsa siz zaten hiç bir zaman bu ülkeye bağlı olmuşunuz diyemeyiz maalesef. eğer istiklal marşında put gibi beklemek anlamsız geliyorsa sizi rte ye havale ediyorum;
40 derece sıcakta beyin a...klaması geçirmeme yol açmış büyük bir tespittir. istiklal marşına saygısını bağdaş kurarak göstermek isteyen bünyeye tavsiyem sıçarken entry girmeyi bırakmasıdır. zira bu sıcakta hiç çekilmiyor.
bayrak, istiklal marşı, put, beklemek, anlamsızlık. hakikaten büyük bir anlamsızlık.
entry'nin kapak eki:
ey,mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
kızkardeşimin gelinliği,şehidimin son örtüsü!
işık ışık, dalga dalga bayrağım,
senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
sana benim gözümle bakmayanın
mezarını kazacağım.
seni selamlamadan uçan kuşun
yuvasını bozacağım.
dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
gölgende bana da, bana da yer ver !
sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar.
yurda ay yıldızın ışığı yeter.
savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün.
kızıllığında ısındık,
dağlardan çöllere düşürdüğü gün.
gölgene sığındık.
ey, şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalan;
barışın güvercini, savaşın kartalı...
yüksek yerlerde açan çiçeğim;
senin altında doğdum,
senin dibinde öleceğim.
Bağımsızlığımızın en büyük temsilcilerinden biri için yalnızca 1 dakikacık rahatını bozamayan bir zihniyetin görüşü. "Fikirsel saygı gösteriyorum, eylemsel göstermesem de olur" düşüncesi bir topluluğun semboli üzerine tasarlanan fazlaca lüks bir savdır.
aslında istiklal marşı'nın müziğinin orjinali biraz daha türküvarim, daha hareketli, daha bizi anlatan birşeydir(bunu televizyonlarda dinletiler), yani daha neşeli, insanın içini daha da açan bir marştır. ancak o zamanki teknoloji ile kaydedilirken(ki 1920'li yıllardan bahsediyoruz, bulursam linkini buraya yazıcam), tabii ki o zaman da kraldan fazla kralcılar var, "aman marşı kaydederken bir şey olmasın" diyerek, marşı yavaş yavaş kaydediyorlar, o zamanki teknolojiye gçöre de tek kopya o, başka kopya yapmak için bayağı masraf tutuyor, maalesef marş o yavaş ve durgun hali ile dinletiliyor millete, eh "istiklal marşının dğiştirilmesi teklif dahi edilemez" maddesi de varya, işte kimse de ses çıkartamıyor.
Halbuki o kaydedenler, kraldan fazla kralcı olmayıp, orjinaline bağlı kalacak şekilde normal hızında kaydetselerdi, inanın bugün daha güzel marşımız olacaktı, şimdiki marşımız kötü mü değil tabi, ama bir yükselip bir alçalan ses tonu, zaman zaman nefesin gitmesi ve hareketsiz olması insanı psikolojik olarak soğutuyor, bu gerçeği kabul edelim, ama sonuçta marşımızdır, bağırımıza basarız, yine de bangır bangır okuruz...
ortaokulda istiklal marşı okunurken "ne yapıyorum ben" denilen an ile öğretmenlerden biri tarafından yakalanıp "vatan haini misin sen" denilen an'a tekabül eder.
ayakta durmak her zaman saygı göstergesi olmuştur. bu yüzden istiklal marşı nda da saygıdan ayakta durulur. eğer bu saygı çeşidini beğenmeyenler varsa, ilk önce bunu annelerinin, babalarının, dedelerinin karşısında amuda kalkarak yıksınlar. bu durum çevredekiler tarafından kabul ve anlayış görürse eğer, ondan sonra sıra milli gururumuz olan marşımıza da gelebilir.
put gibi beklemek anlamsiz gozukse de mars sirasinda gotun basin oynamasi kadar mantiksiz degildir. fakat su da bir gercektir ki istiklal marsinda put gibi beklemek insanin kendini marsa verdigi anlamina gelmez hicbir zaman.