stiklal mahkemelerinin kuruluşları bakımından iki dönemde inceleyebiliriz. birinci dönem kurtuluş savaşı sırasında yürürlükte bulunan özellikle asker kaçaklığı, bozgun, yağma gibi durumlarla ilgilenen ve meclis hükumeti ve kuvvetler birliği sisteminin bir sonucu olarak meclisin yargı yetkilerini doğrudan kullandığı, üyeleri milletvekili olan mahkemeler, ikinci grup ise cumhuriyetin ilanı sonrasında cumhuriyet rejimine yani devrime karşı hareketlerde bulunanların (şeyh sait isyanı, hilafetin kaldırılması gibi) yargılandığı devrim mahkemeleri olarak adlandırabileceğimiz mahkemeler. uğur mumcu 1992 yılında cumhuriyet gazetesi'nde yazdığı yazıda bu mahkemeleri ''istiklal mahkemeleri "mahkeme" sayılmazlar. bunlar, savaş ve ihtilal dönemlerinde rastlanan anti-demokratik "infaz kurulları"dır.'' diye tanımlamıştır.
Türk milletinin değerli entelektüellerini ve aydınlarını katletmiştir. Bu mahkemelerin verdiği kararlar türk milletinin vicdanını kanatmıştır. Toplumda yıllardır unutulamayacak derin yaralar açmıştır.
yobazları değil asker kaçaklarını asan mahkeme.müeccelen idam kararı da askere alınıp tekrar kaçması halinde uygulanan idamdır.bu kararlar idam sayılarının kat kat üstündeydi.