istiklal mahkemelerini mütemadiyen adam kesilen mezbahalar gibi göstermeye çalışan mürteci takımı devrimin onurlu anıtları olan bu mahkemelerin bütün casusları, asker kaçaklarını, cephede savaşan askerlerin ailelerini taciz edenleri, yolsuzluk yapanları yargılayıp gereken cezaları, idam dahil verdiğini hep saklamaya çalıştılar.
sabah akşam paçavralarında bu mahkemelerde yüzbinlerce kişinin asıldığını ciyaklayan din esnafı aynı müşterisi olduğu kitle gibi cahil fırsatçılardır. askere gitmiş adamın karısını dağa kaldıran şerefsizi, işgalciye adam gammazlayan haini asan bu mahkemelerin resmi rakamları ortada. 1920-1923 istiklal harbi döneminde istiklal mahkemeleri tarafından 1,350 kişi idam edilmiştir. cumhuriyet dönemi istiklal mahkemeleri tarafından 1923'ten bu mahkemelerin kapatıldığı 1927'ye kadar idam edilenlerin sayısı ise 360'dır.
acaba kararlara esas adi suçlardan hüküm giymiş atalar dedeler mi mahkemelere duyulan bu ölçüsüz nefretin ve karalama gayretinin sebebi ?
çoğunlukla keyfi kararlar verildiği için tartışma konusudur. mesela halikarnas balıkçısı gibi bir liberalin yazdığı masum bir hikaye yüzünden önce idama mahkum edilip, sonra affedilmesi tarzında oynanışına bakınız...
mesela, sanıklarla dalga geçen "sanığın idamına tanıkların daha sonra dinlenmesine karar verilmiştir" denilen duruşmalara bakınız...
80 yaşında kanserin son aşamasında kadınları hemde doktor olmuş ömrünce tıbba hizmet etmiş insanları henüz varlığı bile karara bağlanmamış terörist örgütlere üye kabul edip hapse tıkmaya çalışmamışlardır.
nasıl bir terör örgütüyse yarısıda profesörlerden oluşuyor aq.
2011 yılında neler yaptığı belli olan bu mahkemeyi savunan yaratıkları görünce kanım donuyor, yerimde duramıyorum amk.
neymiş efendim hakmış, sikerler öyle hakkı. üç beş çapulcunun, hukukçu bile değildir onlar- iki dudağından çıkan söze mi kaldı lan bu ülkede hukuk? batılı olmak isterken bu muydu artık batılılaşmak bu muydu artık?
türkiye'nin en büyük karalekesidir bu, kemalizm bunun vebalini er ya da geç ödeyecektir.
savaş döneminde kurulmuş mahkemelerdir. kurtuluş mücadelesinden kaçan yobazlar, düşmanlarla işbirliği yapanlar uygulanan cezai şeklidir.
o dönem şartları tahlil edilerek değerlendirilmelidir. o ortamı görmeden 2011 yılından atıp tutmak kolaydır. yok efendim demokratik değilmiş. (bkz: babadan oğula geçen yönetim şeklini savunan akp li)
hukukun değil zulmün işlediği yüz karası ensest ucubelerdir.. mahkeme sıfatını kendilerine yakıştıran kadılardan ibarettir.. hastalıklı çocuğu olan devlet güvenlik mahkemeleri sözümona kaldırılmış, yerlerine özel yetkili ağır ceza mahkemeleri peydahlanmıştır!
"ellübin dinci astılar böhüy :(" diyip, kaynak olarak sağ lobundan fazlasını göstermeyenlerin salladığı mahkemeler.
ulan tımarhane kaçkını, hem kürt hem dinci muhalefetin babası said nursi'yi asmadı demi bu adamlar?
sayıca muhalefetin en baba olduğu yer, istanbulda mahkemelerde 1 kişi bile asılmadı demi?
bu ülkede 60 yıldır sağ iktidar var, kim gücü eline alsa maziyi karıştırmak şöyle dursun; kendi mahkemelerini kurmuştur.* sağ iktidar oy kazanma uğruna araştırmadıysa, senin halen mahkemelerin soft despot olduğunu iddia etmen salaklık olur.
tamamen tez-antitez çatışması üzerine kurulmuş bi ideolojiyi savunmak için sallanır bu mahkemelere.
şey gibidir bu, türkçe ezan, ahıra dönüşmüş camiler *, yasaklanan kuran'ın yanında * "50.000 müslümanı astılar mahkemelerde :(" var *.
fransada giyotinle paralanan 40.000 in yanında
rusyada mahkemelerde asılan 1 milyonun yanında
iranda asılan 15.000 humeyni taraftarı yanında
türk devrimi sütten çıkmış ak kaşıktır.
rakam olarak, peygamberin kestiği yahudi esirlerin hallicesi kadardır, fazlası değil.
tatlı su hümanistleri için bir daha yazıyım, kaçmasaydın savaşından adamda kurmasaydı mahkeme di mi tarihine ihanet eden puşt.
kardeş katlini aklayanların buradan saldırmaları pek manidardır,
"kardeşler savaşır akan kan minimum düzeyde kalır, devlete ve halka maksimum fayda sağlanır" psikolojisiyle yaparlar bunu
60.000 sanıktan 2.000i asılmasının çok olduğunu düşünüyosan, gülsuyuyla mutlu devrimler dilerim sana kanka.