1923te cumhuriyetin ilanı ile kaldırılması gerekirken, 1927ye kadar koca bir milleti tektipleştirmek amaçlı devam eden mahkemelerdir. hani savaş zamanı lazımdı diye çığlık atanların bilgisi olsun amacıyla.
işi devrim olmayani fransız ihtilali zamanı ile karıştırılmaması gerekn mahkemelerdir. biri devrim yapmak amacı ile kullanmışsa, olması gerekenin dışında bir harekettir ve zulümdür.
zulüm, tabii ki zamanın şartları gerekçesinin arkasına sığınılamayacak bir şey. illaki masumların da canı alınmıştır istiklal mahkemelerinde. fakat bir iki nokta ısrarla gözden kaçırılıyor. dünya'da hangi devrimde kan dökülmedi? hangi devlet güllerle çiçeklerle kurulmuş yahu? hangi savaşta kan dökülmemiş? zaten ortada savaş var savaş, kan dökülüyor oluk oluk, yine birileri ellerini ovuşturuyor. bunları meşru gösterme çabası ile söylemiyorum. her kuşu yaptık bir leylek kaldı misali, koskoca kurtuluş savaşı ve cumhuriyeti istiklal mahkemeleri ile karalamaya çalışıyorlar, anlamıyor musunuz? amaç üzümü yemek değil, bağcıyı dövmek. bunlar demokrat falan değil bir bok değil, adam bizzat söylüyor işte, tarikat şeyhlerini alim yerine koymuş herif, şimdiki üniversite profesörlerine denk diyor. adamın beyni böylesine yıkanmış işte, götü yemiyor açık açık söylemeye, düzenimizi yıktınız öyle kalsa daha iyiydi diyemiyor. tayyip erdoğan nasıl mustafa kemal'e laf söyleyemeyip ismet inönü'ye sallıyor günlerdir, bu da aynı hesap, kurtuluş savaşına cumhuriyete sövemiyorlar, istiklal mahkemelerine saydırıyorlar. mustafa kemal'in söylediklerini götünden anlayıp bin yıl aynı sistem ile devam etmeye çalışanlar da umurumda değil, o atatürkçü geçinenler anlayamamışsa derdim değil. adam çıkmış ve demiş, çağa ayak uydurun, zamanı yakalayın, geri kalmayın, çalışın okuyun diye. gün gelecek, o güne uygun bir sistem şimdiki cumhuriyet'in yerini alacak, gocunacak bir şey yok bunda da. fakat bu ilericilik adı altında tam tersi geriye dönmek isteyenlere de benim karnım tok.
istiklal mahkemelerinin meşru bir tarafı yoktur. doğru dürüst bir gerekçe, kanıt, soruşturma yapılmaksızın asılan binlerce insandan söz ediyoruz. vatan haini yaftasını vurup sandalyeler tekmelendi. o zaman öyleydi diyor bozuk beyinler. o zaman öyleyse bugün bir eleştiri getir en azından.
meğer ne meraklıymışsınız adam asıp kesmeye, sizin elinize düşse bu memleket kana bulanacak. salyalar akıtmaya, kin kusmaya devam edin. artık azalıyorsunuz. bağırmanız da yetmez artık. yırtınmalısınız.
bir kez daha, işi devrim yapmak olmayan mahkemelerdir. demokratik olmak için antidemokratik şeyler yapmak gibi bir garabet ise savunulamaz. ayrıca türk hükmü altındaki topraklarda allahu akbarr deyip kafa kesenler varmış, tarih yazmasa da, yeni öğrendik. aciz arap kabileleriyle koskoca bir avrupa devletini de birbirine karıştırmaya çalıştınız ya, helal olsun.
savaş zamanındaki görevi değil, 1923-1927 arası icraatları tartışılması gereken mahkemelerdir. ayrıca anlaşıldığına göre, sırf birilerinin kafasının kesilmesini kılıfına uydurmak için kullanılan mahkemelermiş bunlar.
her devrimde tonla ölüm gerçekleşmiştir, gerçekleşmek zorundadır, siyasetin şerri budur. kaldıramıyorsan, o şerri içeren devlete siktir çekip de devletsiz bir yer bulmak zorundasındır, yoksa ikiyüzlüsündür.
Türkiye cumhuriyeti koruması altında yaşayıp onu ortaya çıkaran acı ama gerçek oluşumlara aralıksız bok atmak, yeni moda olmuştur.
ABD'nin kuruluş savaşı, hatta ve hatta sivil savaşındaki mahkemeleri eleştiren tek, ama tek bir amerikalı bulabilir misin?
savaş zamanı icraatları eleştirilmeyen mahkemelerdir. zaten öyle bir şey yapan varsa vatan haini asker kaçaklarını savunuyor demektir. eleştirilen savaş sonrası devrim yapılması görevinin bunlara verilmesi ve bunların milleti tektipleştirmek amaçlı kendileri gibi düşünmeyen herkesi cezalandırmak gibi "demokrasi için tiranlık" görevini üstlenmiş olmalarıdır. ikide birde savaş zamanı durumunu öne sürmeyin. ayrıca araştıran görür ki, fransızlar ihtilal zamanı kafa kesenleri bugün lanetle anmaktadır.
o zaman ben herkesin katilacagi bir tanim yapim bunun hakkinda bu tartismada kapansin;
--spoiler--
demokrasinin gelmesine fazla derece yardimci anti-demokratik devrim mahkemeleridir 600 yillik statukoya son vermistir.
--spoiler--
şu anda hak ettiği ününe kavuşmamış mahkemelerdir. inanıyorum ki bundan yıllar sonra türkiye gerçekten demokratik bir ülke olunca türk tarih kitaplarında da kara leke olarak yerini alacaktır. insanlık tarihinde zaten kara lekedir.
nice masumun canına kıyan yargısız infaz mahkemeleridir. ismi kılıftır. ister istiklal deyin ister sözgürlük ister mahmut. farketmez. katliam mahkemeleri daha uygun sanırım.
demokrasi getirmek için demokratik olmayan devrim mahkemeleriymiş ki, böyle bir durum bu mahkemelerin sadece bir takım zümre elinde kendi amaçları için kullanılan oyuncak olduğunu göstermektedir. yanlız bunu yabancı birine söylememek gerekir, adama biz demokrasi için bir ton insanı demokratik olmayan yollardan kestik derseniz, adam 15 dakika aralıksız gülme krizine girer. genel kabuldür ki, demokrasi sadece demokratik yollardan gelebilir, halka rağmen demokrasi olmaz. ki o zaman halk meşrutiyetler sonrası zaten demokrasi için uygun bir kıvamdaydı, bu mahkemeler ise galiba halka rağmen kendi istedikleri bir demokrasiyi getirmeye çalışmışlar.
şşş:
allahu akbarrr*
obaa fazlaymışız da. haydi yoldaşlar basıyoruz cuma çıkışı nişantaşını allahu akbarrr eşliğinde kaç tane götürürsek.*
off yahu gece gece sacma sapan bir tartisma icine girdik.. neyse bu en entry son olsun.. hicbir devrim kansiz yapilmaz.. fransiz devrimi rusyadaki komunist devrim islam devrimi hepsi kanla yazilmistir.
siz muslumanlarin kac tane musluman olmayan kisiyi fransizlarin kac tane masum insani burjuva sanip oldurdugunu ruslarin kac tane masum insan oldurdugunu bilmiyorsunuz.
istiklal mahkemeleri imkansizi basarip demokrasiyi getirmistir.. dunyada bir demokrasi ve liberal eylem statukoyu oldurup gecmistir.
eger siz bu adamlari masum goruyorsaniz.. nedenini merak ederim sonucta muslumanlar seriat getrirken kimseye acimadi seriat giderkende kimseye acinmadi. eger sen baskasinin canina kast edersen o da senin icin cennete bilet keser.
türklüğümüzü çıkarıp bakarsak insanlığın devrimlerinden birini getirmiştir. karışık siyaset ortamda bolca ölüm, ardından sütliman olan ortam ve gelen yeni düzen.
islam'ın yayılışı, fransız devrimi, abd sivil savaşı, çin sivil savaşı, istiklal savaşı ve mahkemeleri,
tarafsız bakarsanız farksız olaylardır.
p.s allahu akbarrrr diyip insan kesen insanlar, "laiklik için!" diyip insan kesenlerden fazladır.
gerizeaklı sav derken ne dediğime açıklık getireyim. bütün devrimler kanlıdır onun için bizim de arada masum yere katlettiğimiz yüzlerce binlerce insan olabilir eh olur o kadar diyemezsiniz.
yitip giden insan hayatlarından bahsediyoruz. devrim sırasında ölmüş olabilir diyenler ölen insanların yerine kardeşlerini annelerini babalarını koysun bakalım. bu kadar mi insanlıktan uzaklaştınız. bu kadar mı gözünüz döndü.
devrimlerde insanların ölmesi normalmiş. hay sizin normallik anlayışınıza koyayım.
edit: hem devrimlerde ölen insanlar olur yapcak bir şey yok diye savunun. ondan sonra da katliam yok hepsi yargılandı deyin. çelişkinizi seveyim. tabi herkes yargılandı. zaten sorun yargılanmasında değil nasıl yargılandığında. yargıla yargıla idam et.
Gerizekalı savlarla istendiği kadar küfredilsin, geçmişi eleştirmenin yersiz olduğunun unutulmaması gerektiği mahkemelerdir.
koyun kesimi bana göre meh dedirtir, terörist kafa kesim görüntülerini de cips yiyerek izlerim.
sözkonusu mahkemeler olmasaydı daha fazla türk izmir'in işgali gibi olaylarda yunanlılar tarafından daha da vahşi şekillerde kesilecekti.
Ancak liberal müslüman hippi sevgi kelebeklerine göre yunan dalgası ve tüm isyanlar çiçekler ve demokratik ortamda tartışma, karşılıklı dengeli diyalog ve sevgi ile yenilebilirdi.
istikal harbi veya başka ülkelerin savaş zamanı koşulları ile karşılaştırlamayacak mahkemelerdir. 1923 sonrası kısmı sadece belki fransız ihtilaline benzetilebilir, ki fransız ihtilalinde otorite yoktu, bu mahkemeler ise otorite adına bu cezaları vermiştir, ki bu daha fecidir, devlet eliyle halk tektipleştirilmeye çalışılmıştır sonucuna varılır. fransız ihtilalinin sonuçları bellidir, napoleon dönemi, demokrasiden imparatorluğa geçiş, kısa bir zafer dönemi, ardından ülkenin başkentine kadar işgal edilmesine sebep olan yenilgiler dönemi. görüldüğü gibi, halka rağmen, işi o olmadığı halde devrim yapmaya çalışan bir kurumun hayırlı bir iş yaptığını söylemek abes olur, sadece kendi istediğinin olması için diğer faktörleri yok etmek olur ki, demokrasi için antideokratikhareket etmek sonucuna varılır, böyle bir şey ise saçmalık kelimesinin karşılığı olabilir ancak. rus devrimini ise bu konuya sokmamak gerekir, kötü örnek olarak gösterilemez çünkü. koca bir halkın köle haline dönüşümünü mü iyi örnek olarak bize vermeye çalışıyorsunuz yoksa?
ayrıca bu mahkemelerin kurtuluş savaşı zamanı yaptıklarına zaten bir şey diyen yok, onu önümüze sürüp sürüp durmayın. burada tartışma konusu savaş sonrası yapılanlardır.
demokrasi çığlığı atan dünya üzerinde kurulmuştur. ayrıca aihm de kurulmasına karşı çıkmış, avrupa birliği bir heyet göndermiş ve kınamıştır. demokrasiyle refah içinde yaşayan fransız hükümeti kınama mektupları göndermiştir.
ingiliz ajanı köpeklerin asıldığı mahkemelerdir. Hangi halktan bahsediliyorsa artık. Olay biraz da kısasa kısastır. Bu ingiliz ajanı köpekler boğazlıyan kaymakamı Kemal bey'i astıranlara destek çıkan köpeklerdir. Bugün bile Milli Şehidimizi internette kısa bir araştırmayla nasıl hala suçladıklarını görebiliriz.
Bir de demokrasiden bahsetmiyorlar mı bu ingiliz ajanı köpeklerin bugünkü versiyonları ona çok gülüyorum. Koçum demokrasi sana 2 beden değil 10 beden büyük gelir. Tayyipin demokrasi anlayışı benzeri bir demokrasi anlayışının ne olduğunu bugünkü siyasi çirkef ortamda, yargıdaki çirkef ortamda, polisteki çirkef ortamda çok iyi görüyoruz. Bir de demokrasi diyorsun he?
yanlış yargılamaya gidenler olmuştur elbet, artık onlar öte dünyada mükafatlandırılır lakin Türk Milletinin Milli azminin eseri olan cumhuriyeti ve Mustafa Kemal Atatürk'ün iktidarına karşı çıkanlar o mahkemelerde hem dünyada cehennemi yaşamış hem de öte dünyada yerleri cehennemdedirler.
Gün gelir tekrar kurulur o mahkemeler, gün gelir Türkiye'de Türk egemenliğine, Mustafa Kemal'in düşününün egemenliğine ingilizlerle, amerikalılarla, ruslarla, farslarla, ermenilerle işbirliği yaparak karşı çıkan ve Türk insanını anadolu'ya gömmek isteyen köpekler yeniden yargılanır. gün gelir yeniden bu düşmanlar öte dünyaya yollanır, gün gelir bizler anadolu'daki gerçek devlet düzeni tesisinden sonra tekrardan kutlu bir millet, kutlu bir devlet olarak ortaya çıkarız ve ezeli düşmanlarımızı bize tekrardan istiklal mahkemesi kurdurtmayacak şekilde yokederiz.
Gün gelir be gün gelir, nasıl 80 yıl önce gün geldiyse o gün de gelir. işte o gün ergenekondan yeniden çıkarız, Ayyıldız'ı Kutlu topraklara yeniden gerçekten dikeriz ve ayyıldızı diktiğimiz toprak düşman kanına doymuş halde yeniden düşmanları üzerine çekemeyecek kutlulukta olur.
üç ali mahkemeleri. alınan kararların birğu yanlış ve yanlıdır.
kurtuluş savaşı gazilerini dahi delili olmayan suç töhmetleriyle cezalandırmışlardır.
fevzi çakmaka, kazım karabekire yaptıklarını neslim dahi utanarak okumaktadır.
kurtuluş mücadelesi için önderliğini mustafa kemal atatürk'ün yaptığı çalışmalar, kongreler, meclisler, toplantılar vs. vs. yaptığı bu işlerin tümünün tbmm'de toplanması ve buna karşı çıkanlara oldukça ağır cezalar verilerek ulusal direncimizi kırmaya çalışacak ayaklanmalar, isyanları önlemek amacıyla kurulmuş mahkemelerdir. düşünüldüğü zaman çok mantıklıdır, ama suçsuz insanlar güvenlik için, kesin bilgi olmadan cezalandırılmıştır. bu pek adil olmayabilir ama ülkenin elden kayıp gitmesi ve buna engel olmaya çalışanların olmasından dolayı bu kadar serttir. işlerini asla şansa bırakmamışlar, en ufak bir şüpheyi, kuşkuyu kabul etmemişlerdir. sonuç olarak (bkz: ya istiklal ya ölüm).
derhal arabistan'da da kurulmalı, reşit olmamış çocuklarla evlenmeyi legalleştiren şer-i sisteme rey verenler, yönetenler ve sübyancıları koruyanları idam cezası ile cezalandırmalıdır.
canımız çok çekerse, ayni sistematiği türkiye'de uygulamak isteyen kişiler için de yeniden uygulanmasında herhangi sakınca yoktur.
işi gücü olan insanlarız, aylak bakkallar gibi ortaçağ sistematikleri ile uğraşacağımıza, daha kesin ve işlevsel çözümlere gitmemiz evladır.
