adı edip'tir, zamanında garibanı kandırıp üst baş verip televizyona çıkarmışlar, 'meşhur düdükçü' diye, o gün bugün kendini düdük sektörünün kralı ve bir televizyon yıldızı olarak görür.
ha ben bunları nerden mi biliyorum? 2 - 3 sene önce bu adam emek sinemasının arka taraflarına gelirdi, buna şarap, bira felan ısmarlayıp kafa güzelken düdük çaldırırdık. o da bize bu maceralarını ve geleceğe dair planlarını anlatırdı.
aynısındançemberlitaş- beyazıt arasında da vardır.kesinlikle çok başarılı arkadaş özel olarak yanından geçerken çıplak sesle mi yapıyor diye inceledim evet öyle. böyle bir şey olamaz kuş görse kuşluğunu bırakır. **
2 Ekim Pazartesi akşamı o düdükten satmaya çalıştığı birine ' yala abi ilk önce korkma yala yala yala' demesine şahit olup yarılmama sebep olan istiklalin değişmezi.
bir benzeri ankara'da tuna caddesinin girişinde veya sakarya civarında olan adamdır. ufak metal bir nesneyi dilinin üstüne koyar ve başlar kanarya gibi ötmeye. anladığım kadarıyla bu nesneyi öttürmek oldukça zor bir iştir. bu nesneden alanlar çalmayı pek beceremezler. fazla düdük satamadığından mütevellit zannımca bu arkadaş sivil polistir. bu tür bir işle bir insanın hayatını kazanması oldukça zordur kanaatimce.
yıllardır taksim'de oturan arkadaşın* geçen haftasonu dayanamayıp düdükten bir adet alması, 4 gün boyunca uğraşıp da bırak kanarya'yı karga gibi bile ses* çıkartamaması sonucu kendisine gittiğimizde;
-abi sattın bunu ama gak sesi bile çıkmıyo
-yala önce kuru kuru çıkmıyo ses
-abi yalamaktan dilim yara oldu düdüğün beli geldi, nerdeyse çocuğum olucak ama tık yok
-devam et sen yalamaya çalarsın zamanla
-nassı yani ?
-ben 5 senede böyle çalmayı becerdim, 5 günle olsaydı burda bi tek ben ötüyor olmazdım*
-eyvallah abi.
sanatçı bir kişilik olduğu kanaatine varılmış kişi'dir üstteki diyaloglar itibariyle.