matematikte "10/10" şeklinde ifade edilen, edebi olarak da "on numara adam" şeklinde kendisine yer bulan yazar kişisidir. yüzünden o gülücüğü eksik olmasındır... sevilir vesselam! **
bir adam nick'i ile bu kadar zıt olabilir yahu. tez zamanda nick'i değişe buradan moderasyona salık ediyorum. ya da nicki'nin sonuna can falan koydursun daha moderen. *
bir kısmını okuyabildim fakat uzun uza entry okuyamayan malların bilincinde olup böyle karakter sınırlarını zorlayan cümleler kurmak kolay iş değil sanırım..
göt yalayanlardan olmak istemem ama, uludağ sözlük yazarlığı hakkında yazdıklarını okuduktan sonra kesinlikle takip etmem gereken yazarlardan olduğuna inandığım şahsiyet.
acayip yazıyor. yahu 50 bin karakter mi ne işte uludag sözlük yazarlıgı entry'si. ilk önce şunu diyeyim hayatımda okuduğum en uzun yazı. yani ben kitap falan okumadım. hayatım boyunca okuduğum kitap sayısı 10 falan. yani o entry beni 10 yıl falan idare eder herhalde ehe.
ama o kadar uzun yazıp hem insanı sıkmayan hemde içinde sacmalamayan bir şey yazabilmek bu kadar uzun yazmak ama kendini tekrar etmemek falan .
istanbul canı isteyen zirvesinde tanıştığım ve aynı masada bulunanların alayını "opurtinist" olarak yaftalamış uuserdır. Yerinde duramayan, bütün samimiyetiyle yansıttığı doğal haliyle ve hoşsohbetliliğin tavanında bulunan kişiliğiyle kendisini sevdirmiştir. Sıkı Güngören'li **, parti kongrelerine gidecek kadar aktivist ama biraz sinir oynamasına yılıştığınızda her söylediğinizi de etiketlemek için kullanan yazardır*. Eğlenceli ve muhabbet adamdır vesselam. Zirveyle alakalı olarak yazdığım entryde de dediğim gibi : o bir fenomen*
modacı olması konusunda baskı yapmaya karar verdiğim yazardır*. zira çok güzel giydirir. hakedene hakettiğini, yakışana yakışanını, "göte göt demek" deyişinin pek bir anlamsızlaştığı sözlük ortamında "göt" dediğinin "göt" olduğuna kefil olacağımdır*. dinler, anlatır; tekrar dinler ve hatta tekrar anlatır... hiç dinlemese, hep anlatsa gıkım çıkmaz. fikri olarak ters düşebilecek olsam dahi anlattıkları ile anlattıklarının "boş-beleş" şeyler olmadığını bilirim. bilgi ve birikimi karşısında kendi deyimi ile "önümü iliklerim"... ve fakat gene kendi deyimi ile "kıç yalamak" kapsamında ele alınacak ise işbu entrym sabaha kadar yalarım ben bu kıçı*. ve son olarak 200'ü yakın zamanda görmemesini temenni etmekteyimdir. zira yazacağı daha çok şey olduğu(ve hatta olacağı) kanaatindeyimdir.
çaylak olmuş yazar. ne çok çaylak oluyor yahu veya ne çok yazar oluyor..
sanki normal statüsü caylakmışta ara ara yazarlığa terfi ediyor iki yazıyor hemen yine çaylak yapılıyor. ilginç valla.
15 kişi oturmuş sofrada seni aç bi aç bekliyor; sen telefonda "ben köprüdeyim abi bekleyin" diyosun.. insafın çürüsün emi? aç kal lan sen! demiyorum başka şey...