Istenmediginiz yerde durmayınız. Her istemeyen de istemiyorum demiyor gerci bu noktada da şöyle düşünün. sizle mutlu olan, sizi isteyen biri ne yapar ne eder olmazları oldurur. Sürekli bahane bulan, kaçan, mazeret sunan biri varsa bilin ki sizi istemiyordur.
Sadece tek bir kişiyi umursayacaksınız o da her daim yanınızda olandır. insanlar sizi anlamaz onları görmezden gelin. Bunun farkına varırsanız isteniyormuşsun yok kimse sizi sevmiyormuş falan zerre umrunuzda olmaz.
Ego’larımızı öyle şişiriyoruz ki, birinin bizi istemiyor olması tüm dengelerimizi yerle bir ediyor. istemek zorunda değildi, ben de bazen birilerini reddediyorum diyip devam edemiyoruz.
acıların en büyüklerinden biridir. istenmemek. hayatına girememek. onunla tekrar olmamak. acı çekmektir. tedavisi yoktur. çözümü yoktur. istenmiyorsundur. yapıcağın bir şey yoktur. istenmediğini anladığın zaman olduğun yerde çivilenir kalırsın. neden ben diye sorgularsın kendini neden beni istemiyor diye kendini sorgularsın. hatam neydi diye kendine pay biçmeye çalışırsın. ama o çıkmaz sokaklardan, dehlizlerden aydınlığa feraha çıkamazsın. o karanlıkta boğulursun.
insanın yapısını bir anda bozabilecek derecede yerle bir edebilendir. gururun yerlerde süründüğünün hissedilmesiyle hepten dertlenir insan. düşüncelere boğulur, boş bakışlarla etrafa bakınır, etrafta olup bitenleri algılamaya çalışırken bile neyi anlamaya çalıştının farkına varmaya çalışır bir yandanda*... geliyim dersin, gelme denir. öpyim dersin öpme denir. istiyorum dersin ses çıkmayacak kadar umursanmaz falan... adamın ömründen ömür gider bir anda. yaptığın aptallığın farkına varıp "yer yarılsa da yerin dibine girsem" dersin bir anda. seviyorsundur ama istenmiyorsundur bir yerde... vazgeçmek için kafana vurulmuş bir balyozken hala; "acımadı ki" der gibi mallığa devam etmeye kadar gidebilir. o saatten sonra durum sevgiden ziyade "yüzsüzlük" adını alır zaten. ama oldu ki "yok ben akıllanmadım hala aptallığa devam edeceğim" dersen o da hayatında kara bir leke olarak kalacak mallığının belirtisidir.