efendim istemek ve vermek dediğimiz argovari tabirlerle yaklaştığınız takdirde olaya, varacağınız yegane adres yakınlardaki bir tuvalettir ve partneriniz de hali ile elinizdir, gözlerinizi kapatırken...
mesele tam olarak burada başlıyor işte! öncelikle olayı maddi boyuttan manevi boyuta taşımalı... aksi takdirde parayı bastığın zaman istemene gerek bile kalmıyor... mesele ruhların birleşebilmesinde, birbirlerindeki eksiklikleri teşhis edip tedaviye başlayabilmesinde. hem bu şekilde sevişmeyi kasıklarla sınırlamamış olursunuz... parmak uçlarınız sevişir, dudaklarınız kana-kanaya sevişir, göz bebekleriniz sevişir. fısıltılarınız sevişir... ki ev arkadaşınız sesinizi duymasın diye ürkersiniz beraber kimi zaman ki bu durumda bile korkularınız sevişir.
ve fakat olay istemek ve vermekten ibaretse hala... o zaman sorun yoktur. sen istersin; biri vermezse biri verir.
cogu insan bunu "verir misin lutfen" dendiginde veren biri olarak algilayacaktir, hayir.
bir erkek bir kadina guvenilir oldugunu, gercekten dinledigini, ilgilendigini ve sevdigini kanitladiginda bu kadin da zaten dogal olarak (hani kadinlar da seksten zevk alabiliyor, hatta almalidir) bu erkekle seks yapmak isteyecektir. yok eger bir kadinla aylardir cikiyorsaniz ve o hala adim atmiyorsa ya da sizin attiginiz adimlari negatif bir sekilde karsiliyorsa, sorun sizdedir.
hayatında belki de tek doğru lafı etmiş kızdır... çevremdeki istemeden veren kızları gördükçe doğruluğundan daha bir emin oluyorum... bak yine oldum tam yazarken.