insanı bunalıma iten durumdur.istediği şey için çalışıp didinip en sonunda ele geçirdiğinde aslında bunun kendisi için çok da gerekli olmadığını algılaması başta neyi isteyip istemediğini bilmediğindendir.
(bkz: paradoks)
bir şeyi elde edemedikçe o şeyin daha cazip gelip istediğimiz bişey zannedip ve o şeyi elde ettikten sonra da aslında istediğimiz şey değil, sadece ulaşamdığımz için cazip geldiğini anladığımız durumdur.
vitrindeki mal kıymetlidir, elde edilince değer kaybetmeye başlar. örneğin vitrinde beğendiğiniz bir elbiseyi alırsınız, ilk günlerde çıkardığınızda askıya asar gardroba özenle yerleştirirsiniz. sonraki günlerde sandalye arkalarında yer alır elbiseniz.
günler geçtikçe sağda solda atılmaya başlar garibim. artık değer kaybetmiştir.
aynı şekilde " külüstür mülüstür bir arabam olsada, ayaklarım yerden kesilsin" dersiniz,eski model bir araba alırsınız. ilk günler mutlulukla ayağınızı yerden kesen araba ilk hafta gözünüzden düşmeye başlar, vitrindeki daha iyi arabalara göz dikersiniz. sonra şu , bu, derken son model mersedes bile tatmin etmez insanoğlunu.
kadın konusunda da durum farklı değildir. vitrinde yıllarca elde etmek için peşinden koştuğunuz dişiyi elde ettikten sonra, değer kaybı başlar, başka dişiler vitrinde yer alır.
sonuç; insanoğlu elde ettikçe daha diyen tatminsiz bir yaratıktır.