3. sınıf istatistikten 3 yıl arka arkaya kalmıştım. hep hoca bana taktı diye düşünürdüm. dün, sözlükte istatistiki bi araştırma olarak seçim anketi yapmaya kalkıştım. ama hem çok eleştiri aldım. hem de gün ortasında silik yedim.
yani hoca falan takmamış. adam haklıymış ve ben istatistikten anlamıyormuşum amk.
tüm üzülen karışan bulanan ifadeler şimdi hep burada ve ben istatistik sınavı için hiç dua etmedim allahım, biliyorsun. şimdi burada isa heykelinin önüne geçip hes smiliiinnggmmmmmmmhhhhhmmhh gibi boğuk kısa bi konuşmayla mercimeği fırının 175 derecesine kaldıran film hristiyanları gibi konuşmak istemiyorum. hem zaten bizimkiler o sahneleri hep zaplardı ve itiraf ediyorum ki ben de o zaman bi olay var zannederdim. ama yani işte canlı kanlı örnek: evleri için açılır kapanır masalar alan annem babam ve koridorun sonundaki odada mandalinaya "balloon ranger" yazan ben. girişim kahramanları ortada, ben ortada aynanın gözlüklü solisti olsaydı tam burada müzik azalır ve içli bi sesle kimse yok işime karışan derdi ama neyse ki, hastane kapısından telaşla giren ve uuupuzun yoğun bakım koridorunu koşarak katedip sevdiğinin ölüm haberiyle dağılan bir ayna solisti değilim. ama belki de ikimizin de benzer bi istatistik tarihi vardır, bilemiyorum. öyle olsaydı istatistiği anlamayı daha da çok isterdim çünkü o zaman ölüm dili ve edebiyatı üzerine bir sıfır hipotezi oluşturması için kendisine yardım edebilirdim. belki de null hipotezi reddebilir ve standart sapmayı bir armut sapı kadar bile önemsemeyerek sevdiceğin ölümünü olasılık dışı gösterebilirdik. ama ne yazık ki zscore yanım alfadan şirinimin kenarı diye bahsediyor, sütlü mercimek iddialarım beta hatalarından geçilmiyor ve kafam çok karışık. zaten şu an aynadan bahsediyor olmam yeterince uncool, bi de sen istatistik istatistik gelme üstüme william bak rica ediyorum çok karışıyorum ben ya of!
işlemlerin bilgisayardan iki dakikada halledildiği halde hocaların amele gibi 2 saat öğrencileri kağıt kalemle uğraştırdıkları genel olarak vakit kaybı yaratan ve eğitim reformunun en gerekli olduğu derslerden birisidir.
hiç alakası olmayan bölümlere ders olarak koyulan, sözel derslerin arasında beyni inanılmaz yoran, hele ki turkıyenın bırcok yerınde aynı bolumden aynı dersı alan arkadaslarının hocaları ''sızı pek ılgılendırmıyor'' deyıp kolayca gecıyorsa bu dersın ustunden fakat bızım hocamız ilim aşkıyla yanıp tutustugundan mıdır bılmem, cok zorluyor cok!
götte patlama ihtimali çok yüksek olan ders. ilk dönem yanlışlıkla butte geçtim ama bu dönem çok zor lan. bi de herkes beni ne ilgilendiriyorsa demiş; bende matematik öğretmenliği okuyom amk beni ne diye ilgilendiriyorsa kodumun dersi.
genelde eşcinsellerin tercih ettiği bir bölüm olmakla birlikte hiçbir işe yaramaz. çok kullanılır da bana ne bilader neyse ne şimdiye kadar öyle oldu diye ondan sonra da öyle olacak değil ya. bu matematik zaten komple saçma hesap makineleri de yapıyo senin yaptığını robot gibi önceden yapılmış şeyleri tekrar ediyosun tam amele dalı.
bütün pozitif bilimlerin aynası vede namusudur.siz ne kadar iyi işler yaparsanız yapın yaptığınız iyi işleri ölçmek değerlendirmek ileriye kestirim yapabilmek geçmişten ders çıkarabilmek velhasıl ilerleyebilmek için istatistiğe mecbursunuz.alex ferguson bok yesin.
her hafta başı, ismim çıksın diye gaza gelip entry girmeme, hafta sonuna doğru gazımın bitmesine sebep olan buton.
önümüzdeki pazartesi hem diyete başlıyorum, hem de en az 1000 entry gireceğim.
anlamını bilen insan sayısının az olduğunu düşündüğüm bilim dalı. genelde 'istatistik' adı altında verilen bütün rakam ve bilgiler aslında sadece birer donedir. yani filanca maçta şu takım bilmem kaç, diğer takım bilmem kaç korner kullandı bilgisi sadece veridir. bu ve daha birçok veri yardımıyla, bir sonraki maçta filanca takımın kaç korner kullanabileceğini tahmin etmeye çalışan bilim dalına istatistik diyoruz biz. o değil de, akşamki maçta şu zonta hakem triosu umarım düzgün maç yönetir de seri 2-2' ye gelir.