belirli bir aile yapısından ve * orta kesime yakın toplumsal sınıftan ve ihtimalle başka bir yerden gelip birkaç zaman şehirde yaşadıktan sonra, şehrin havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez, birdenbire karakterlerinde ani sapmalar görülen insanlar da istanbullu olarak anılır. ortak özellikleri yapmacık ve umursamaz oluşlarıdır. size güldüklerinde o gülüşten tat yakalayamazsınız. samimiyetler zorlamadır, özensizdir. istanbulluların evlerine izin almadan girilmez, banyoları izinsiz kullanılmaz, samimiyet temelli konuşmalarda samimiyetin kelime anlamı hakkında fikir belirtilmez.
şehir -sebebini bilemediğim bir biçimde- içinde yaşayan insanı kendine yabancılaştırır, aynı anda da kendiyle ilgili soruları bir bir kişinin gözüne sokarak tezat yaratır. güvensizliğin kokusu kişilerin hücrelerine siner hiç çıkmamacasına. kimse gerçek dost olamaz, kimse kimsenin derdini sormaz ve bunun gibi binlerce olumsuzluk sayılabilir bu şehirde yaşayan insanların ilgilenmesi gereken. ama hiçbir haklı sebep onları haklı yapmaz.. istanbullu olmak bir yaşam tarzının, * daha önceki hayatına tecavüz etmesi demek olmamalıdır. kimse nereden gelip nereye gittiğini unutmamalıdır..
temelde; yere çöp atan, denize işeyen, "sıçan" "hayvanlar"ın asla içine dahil olamayacakları kategori.
aslen istanbullu olması gerekmez zannımca, bir insanın kendisini istanbullu hissedebilmesi için. bu şehirde yaşıyorsa bu şehri sevmek zorundadır. şehri sevmemek, orada yaşam sürmeye çalışan diğer insanlara hayatı dar etmek anlamına gelmemektedir.
hiç bir "insan kılığındaki hayvanın", yere izmarit, pet şişe, kola kutusu, kağıt atmaya hakkı yoktur. olamaz.
istanbul'u seven ve medeniyetin beşiklerinden olqn bu en şehir şehire, muhtemelen bir daha görmeyeceği insanlara gösterdiği saygı, nezaket ve hüsn-ü niyet ile değer veren kişi.