istanbuldan mektup

entry1 galeri0
    1.
  1. nazım hikmet'in karısının mektubu. zamanı, şartları ve kişilikleri düşündüğümüz zaman gerçekten hüzünleniyor insan.

    canım
    uzandığın yerde yazıyorum
    yorgunum pek
    aynada yüzümü gördüm adeta yeşil
    havalar soğuk yaz gelmeyecek
    haftada otuz liralık odun lazım
    basa çıkılır gibi değil
    sofada demin iş görürken battaniyemi aldım sırtıma
    camlar çerçeveler kırık
    kapılar kapanmıyor
    burada barınmamız imkansız artık
    taşınmalı
    ev yıkılacak üstümüze
    kiralar da pahalı mı pahalı

    sana bunları ne diye anlatırım
    üzüleceksin
    derdimi kime dökeyim
    kusura bakma
    ısınsa iyice ısınsa ortalık ama
    hele geceler
    bıktım usandım üşümekten
    rüyalarımda afrika'ya gidiyorum
    cezayir'deydim bir sefer
    sıcaktı
    alnımı bir kurşun deldi
    bütün kanım aktı ama ölmedim
    bana bir hal geldi
    çok ihtiyarladığımı hissediyorum
    halbuki biliyorsun
    henüz kırkıma basmadım.
    çok ihtiyarladığımı hissediyorum söylüyorum da
    söyleyince de kızıyorlar konferans dinliyorum herkesten
    her neyse
    bu bahsi kapat

    paraguay halk türkülerini çaldı radyo
    bunlar dikenli bir yaprağın üzerine
    aşkla güneşle insan teriyle yazılmış
    acı da umutlu da
    bayıldım paraguay türkülerine

    adviye'den mektup aldım
    beni çok göresi gelmiş
    beni hiç unutamıyormuş
    şaştım da kaldım
    yıllardır
    sen memleketten gittin gideli
    ne kapımı çaldı
    ne bir haber yolladı hatta
    hatta sokakta karşılaştık bir bayram sabahı
    başını çevirip geçti
    en yakın arkadaştık
    ama arkadaşlık ağaca benzer
    kurudu mu yeşermez artık

    ben cevap yazmadım
    neye yarar
    evime bile gelse simdi söyleyecek lakırdım yok
    düşmanlığım da yok elbet
    otursun güle güle
    zengin bir koca bulmuş
    hastalıklı bişeymiş adam manyağın biri
    halbuki adviye ne canlı kadındı
    gidip baktım oğlumuza
    pembe kumral uyuyor mışıl mışıl
    yorganı açılmış örttüm
    bir kara haber de verdi bu akşam radyo
    irene joliot curie ölmüş
    daha gençti
    yıllar var
    bir kitap okudumdu
    ölenin anası üstüne yazılmış
    bir yerinde iki kız çocuğundan bahseder
    satırlar gözümün önüne geldi
    sarışın iki yunan heykeli gibi der
    işte bu çocuklardan biri öldü
    bilmem ki nasıl anlatsam
    büyük bilgin
    büyük adam
    ama şimdi lösemiden ölen o sarışın kız çocuğu da
    bu ölüm bana çok dokundu
    irene joliot curie için ağladım bu akşam

    ne tuhaf
    irene deselerdi irene
    öldüğün zaman deselerdi
    istanbullu bir kadın hem de hiç tanımadığın
    ağlayacak arkandan deselerdi şaşardı

    kocası geldi aklıma
    bir mektup yazsam başsağlığı dilesem diye düşündüm
    adresini bilmiyorum ama
    paris frederic joliot curie desem gider miydi

    bir de fransız yazarı öldü
    gazetede okudum
    adını bile duymamışındır
    çok ihtiyardı zaten
    üstelik de egoist sinik cenabet herifin biri
    herşeye alay etmiş ömrü boyunca
    hiçbirşeyi hiç kimseyi sevmemiş
    bir köpeklerle kedileri
    ama yalnız kendininkileri
    mülakat vermiş ölmeden bir kaç gün önce
    ölümü alaya alıyor aklınca
    ama belli dehşetli de korkuyor
    resmi de var
    büyük annemizi erkek yap
    tepesine bir takke koy, iste herif
    korkunç bir yalnızlık içinde sıska bir ihtiyar
    ona da acıdım
    belki büyük annemize benzediğinden
    belki de yalnızlığına
    ...
    sana bir müjdem var
    okumayı öğreniyor tembel oğlun
    ebeyi söktü kereta
    tut koş kitap kalem çanta
    mükemmel değil mi
    her harfi bişeye benzetiyor
    a bir evmiş
    b göbekli bir adam
    t bir keser
    ödüm kopuyor diye tembel olacak diye
    hep ona is yaptırmak istiyorum
    kız olsaydı kolaydı
    kadınların her yasta her is gelir elinden
    ama beş yasında bir oğlan ne is becerebilir
    ah bir ısınsa havalar
    ısınacak
    uzadıkça uzadı mektubum
    kendine iyi bak
    bana hemen cevap ver
    beni unutma
    bana hemen cevap ver
    akıllıdır münevver
    nasıl olsa ne yapıp eder falan filan diye kendini avutma
    sensiz perişanım
    beni unutma
    kendine iyi bak
    gözlerinden öperim canım
    güzel geceler
    kendine iyi bak
    bana hemen cevap ver
    dertlerimi aklında tutma, unut
    beni unutma...
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük