şehirde eski ( 30-40-50-60 sene ) değilseniz oturamazsınız. oturacak yer kalmadı her yer full dolu..
hayatımda en çok istediğim şey bu şehirden gitmek. 15-20 sene önceki tadı tuzu yok. gündüz o kadar kalabalık ki ne gezdiğinden ne yediğinden ne içtiğinden keyif alabiliyorsun. her yerden acayip acayip tipler çıkıyor önünü kesiyor. senden benden daha sağlam adamlar çalışmak yerine milletin önüne atlayıp utanmadn sıkılmadan para istiyorlar. herhangi bir mekana oturup sakin sakin bir şeyler yemek içmek çok zor çünkü her yer tıklım tıklım dolu.. akşam oluyor dinleneyim diyorsun ama o da imkansız. bu sefer diğer dairelerden diğer apartmanlardan aşırı gürültü geliyor. nüfus çok fazla olduğu için çocuk sayısı da çok fazla sokaklar yangın yeri gibi hava sıcak o camları açmak zorundasın ama gürültü çok fazla.
velhasılı yaşanacak yer değil artık burası. hele ki merkez sayılan yerler rezalet durumda. kuzeye doğru çıktıkça şartlar biraz daha iyi gibi ama 2.köprü ve güneyi berbat.
bence tam tersi merkez sayılan yerler daha güzel. 2. köprü ve güneyi bence berbat değil. bence normal, güzel bir şey. bahçelievler'den bakırköy sahiline de yürünebildiği için o açıdan da güzel. esenyurt'ta, başakşehir'de falan oturmak istemezdim. başakşehir'de oturmaktansa antalya'da oturmayı tercih ederdim ama başakşehir'in, arnavutköy'ün de evlerinin yeni olması, zeminin sağlam olması falan güzel. antalya'da da kiralar pahalıymış.
bence tam tersi merkez sayılan yerler daha güzel. 2. köprü ve güneyi bence berbat değil. bence normal, güzel bir şey. bahçrlievler'den bakırköy sahiline de yürünebildiği için o açıdan da güzel
bro sen sadece gezmeyi dolaşmayı anlatıyorsun yaşasana buralarda bir tüm gün bakalım o zaman ne diyeceksin * öyle 2 saatliğine gezmeye güzel evet sahil var deniz var. 365 gün 24 saat boyunca yaşa bakalım güzel mi değil mi.
--spoiler--
bro sen sadece gezmeyi dolaşmayı anlatıyorsun yaşasana buralarda bir tüm gün bakalım o zaman ne diyeceksin * öyle 2 saatliğine gezmeye güzel evet sahil var deniz var. 365 gün 24 saat boyunca yaşa bakalım güzel mi değil mi.
--spoiler--
ben zaten bahçelievler'de yaşıyorum ama fatih tarafında suriyeli falan çok var o açıdan biraz sıkıntı. arnavutköy, başakşehir falan çok mu elit yerler. başakşehir'de 2 kişi kedi katili çıktı.
Ben şirin ve güzide semtimiz esenyurtta çalışıyordum efenim. He şirin ve güzide. Kanarya’da oturunca öyle görünüyodu.
Bir gece sabah 5’te kapımı yıktılar. Aç aç aç polis diye. Zabbağınan kontrgerillayla burun buruna geldim amk! Senin tantanan ney bilader? Bi dur bi sakinleş amk! iki kaşın arası göt gibi olmuş sinirden zaten! Yaşanmaz bu amk yerinde dedim avcılar’a taşındım. Avcılar mis avcılar huzur! Al bak denizköşkler sen de kok, hımpfs hımpfsss!
yani ben de onu diyorum zaten bahçelievler gene görece olarak fazla suriyeli - doğulu göçü almayan yerler. ömürün oralar e-5 in hemen arka tarafları falan hala eski istanbulluların iş güç sahibi insanların oturduğu yerler. yenibosna tarafları hariç tabi.
bakırköyün üst kısımları ve floryanın belli bölgesi hariç sahil floryadan eminönüne kadar tamamen işgal altında. zeytinburnuna hiç girmiyorum bile bak.. cumartesi pazar bir sahile inelim ailece deniz havası alalım desen iğne atsan yere düşmez 10 ar çocuklu suriyelilerden oturmaya yer bulamıyorsun. maximum 5 dakikada bir acayip tipler yanaşıyor bir şeyler istiyor ne dediklerini de anlamıyorsun zehir ediyorlar 2 saatlik dinlenmeyi.
büyük konuşmayayım ama hayatta yapmayacağım şeydir.
-büyük bir önyargım var,iğreniyorum. iğreniyorum demeyim de gram merak etmediğim,sempati duymadıgım şehirdir.
-91liyim. küçüklüğümden beri her haber izlediğimde '' istanbulun kalabalığı,yok istanbulda şöyle oldu,yok trafik cok kötü,yok köprü bilmemne,yok şurda şu öldürüldü'' vb haberleri göre göre soğumuşum istanbuldan.
-inanır mısınız 1 kere bile gitmedim istanbul'a. hiç merak etmedim,hiç görmek istemedim,hiç ilgimi çekmedi.istanbul ile alakalı duydugum tek iyi şey ;
-büyük olması, her şeyin bu şehirde olması,tarihi yerler,boğaz.
-genelde kimle konuşsam herkes istanbul'un olumsuz yönlerini konuşuyor ve say say bitiremiyorlar.spesifik bir örnek vereyim;
-bundan 6-7 ay önce arkadaşıma '' seni istanbul'daki ofise alalım'' teklifi geldi. kız izmir'de 40k maaş falan alıyor. istanbul'a gidince maaşı 60k olacak,altına şirket arabası verilecek. tabi kulağa güzel geldi kız gitti.geçenlerde konuştuk izmir'e geri dönüş yapıyor. sebebi;
- 1+1 ev ayarladım.aman aman bir ev değil kirası 25k.
-ulan işe gitmek için sabah 5-6larda kalkıyorum. 10 dakikalık yolu 1 saatte gidemiyorum.eve dönmem ayrı bir sorun.
-her yer tıklım tıklım insan,herkes bir yere koşturuyor,herkes sinir-stres sahibi.
--spoiler--
bakırköyün üst kısımları ve floryanın belli bölgesi hariç sahil floryadan eminönüne kadar tamamen işgal altında.
--spoiler--
bence florya'dan eminönü'ne kadar olan sahil gayet güzel. eskiden bir keresinde kahve satmak isteyen biriyle birinin tartıştığını görmüştüm diye hatırlıyorum. pandemi döneminde tek gezemediğim için okuldan kaçamak yapıp sırf 5-10 dakika denize bakmak için bahçelievler'den bakırköy sahile yürüyordum. iyi ki yürümüşüm. güzel anılarım olmuş. o dönem pandemiden dolayı ablam toplu taşımaya tek binmeme üniversiteye başlayana kadar izin vermemişti.
kozmopolit bir ortamda boğazlanmak hissini yaşatır Sağı anıt, solu türbe istanbul'da oturmak yani yaşamak.
kaotiktir, streslidir, dinginlikten uzaktır ve ömrünüzün azımsanamayacak kadar bir yüzdesinin trafikte geçeceğinin delaletidir. marc aryan'ın şarkılarında geçen istanbul'un veyahut yahya kemal'in satırlara döktüğü istanbul'un esamesi kalmamıştır. Ehli aşklara hikaye olmuş, mehtabı güzel şehirdir istanbul. ama öyle bir yorar, öyle bir hırpalar ki, lanet olsun sana istanbul!
Herkes bildiğimiz mevzulardan bahsetmiş iyi de artık yaşanılacak yer kalmadı zaten.
En ücra köydeyim 2 günde kiralar 25 bine vurdu.
Yaşamak artık lüks başka bir şey diyemiyor hayatımın şoklarını yaşıyorum. bildireceklerim bu kadar.
ipini koparanın geldiği bir şehir. Herkes burayı fırsat kapısı olarak görüyor ya da yaşadığı yerden daha güzel diye tercih ediyor. Tüm her şey bu şehri çekilmez kılıyor. Şahsen çoğu zaman bir insana bakıp "bunun burada ne işi var?" Diye sormusumdur içimden. Bilecikli misin dön git kardeşim niye geldin diyemiyorsun. Zaten oyle bir şey söyleme hakkımızda yok. Ama dünyanın en itici insanlarını bu şehirde gördüm ve görmeye devam ediyorum.
Daha bugun bir adam önümde okul güvenliğine durduk yerde atarr yaptı. Diyor ki "diyarbakırlıyım ben ona göre"
Bizene ulan nereliysen dağ ayısı. Dağına dönsene. Yaşlı güvenliği döversiniz tabi isterseniz. Böyle ne çok dağ ayısı var.
5 sene kozyatağı'nda oturdum, 16 senedir de küçükbakkalköy'de oturuyorum, semt semt olmasa da istanbul'un çoğu yerini gezdim. bence istanbul'da oturmak, otobüs veya metrobüste yer bulabilmek için sabahın 5'inde çıkmak zorunda kalmak, okula veya işe gidiş ve dönüş saatlerinde sıkışan trafikte fazlaca kalmak demektir. bir de allah göstermesin bir deprem olursa özellikle çarpık kentleşmenin yoğun bir şekilde yaşandığı bölgelerde kurtulmak çok düşük ihtimal. izmir'de de evimiz olduğu için istanbul'daki kişisel eşyalarımızı oraya taşımayı ve evi kiraya vermeyi planlıyoruz.
ona bakılırsa antalya'ya da çok kalabalık diyorlar, şu anki hâlini beğenmiyorlar. metrobüsle falan trafik olmuyor. iş çıkışı saatlerinde trafik oluyor ama ataşehir tarafındaki kadar trafik olmuyor bizim orada. ramazan'da kadıköy'den bulgurlu'ya gitmem neredeyse 1 saat sürmüştü.
istanbul'da geçirdiğim yedi yıl, hayatımın farklı evrelerini şekillendiren bir serüvendi. ilk dört yıl, üniversite eğitimi alırken şehrin sunduğu sınırsız imkanlar ve canlı atmosfer beni adeta büyüledi. Boğaz kıyısında geçirilen keyifli anlar, yeni arkadaşlıklar ve kültürel etkinlikler, bu dönemi unutulmaz kıldı. Ancak, mezuniyetin ardından başlayan üç yıllık çalışma hayatı, istanbul'un zorluklarını daha yakından hissetmeme neden oldu. Yoğun iş temposu, bitmek bilmeyen trafik ve kalabalık, zaman zaman şehrin cazibesini gölgede bıraktı. Sonunda, istanbul'un karmaşasından kaçarak Anadolu'ya, Samsun'a yerleştim. iyi ki de yapmışım; burada huzuru ve dinginliği buldum.
istanbul da yaşamak neresinde ikamet ettiğinize hangi kitleye maruz kaldığına göre değişir.
Sahil kisimindan ne kadar uzaktaysaniz aslında istanbul dan o kadar uzaktasiniz. Tarihi yarimada, Beyoğlu, Beşiktaş, Sarıyer, adalar, Beykoz, Anadolu Hisarı, boğaz hattı ve bostanci ya kadar olan sahil şeridi.
Işte bu kısımlarda yaşamak istanbul yasamaktir diğerleri istanbul u hissetmek oluyor.
