kamyonlar kavun taşır ve ben
boyuna onu düşünürdüm,
kamyonlar kavun taşır ve ben
boyuna onu düşünürdüm,
niksar'da evimizdeyken
küçük bir serçe kadar hürdüm.
sonra alem değişiverdi
ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak.
sonra alem değişiverdi
ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak.
mevsimler ne çabuk geçiverdi
unutmak, unutmak, unutmak.
anladım bu şehir başkadır
herkes beni aldattı gitti,
anladım bu şehir başkadır
herkes beni aldattı gitti.
yine kamyonlar kavun taşır,
fakat içimde şarkı bitti.
dünyada bir eşi daha olmayan bir çok medeniyetlerin başkentlik yapmış nadide şehir.
tarih boyunca herkes sahip olmak istemiş. ne mutlu ki bizlerde. bizlere armağan edenlerin ruhu şad olsun.
kartalda indiğinde o havayı almakla başlayan güzeelik denizi gördüğünde daha da bir artar zaten sevmişsindir hep orayı ama bilirsin ki sevgiliye de getirmiştir o şehir seni o yüzden daha da bir seversin.
Mevsim rüzgarları ne zaman eserse
O zaman hatırlarım
Çocukluk rüyalarım, şeytan uçurtmalarım
Öper beni annem yanaklarımdan
Güzel bir rüyada
Sanki sevdiklerim hayattalarken hala
Akşama doğru azalırsa yağmur
Kız kulesi ve adalar
Ah burda olsan
Çok güzel hala istanbul’da sonbahar
Her zaman kolay değil sevmeden sevişmek
Tanımak bir vücudu
Yavaşça öğrenmek, alışmak ve kaybetmek
istanbul bugün yorgun, üzgün ve yaşlanmış
Biraz kilo almış
Ağlamış yine, rimelleri akıyor.
önceleri nefret ettiğim daha sonra okumak için farklı bir şehre geldiğimde hayranlık duyduğum şehir. hatta olayı abarttım bi bilmiyorum ama istanbul un büyülü bir şehir olduğunu filan düşünüyorum çok güzel geliyor bana.
bu gurbet ak$amında sol frame'de ismini görüp beni çok derin dü$üncelere sevkeden $ehir. allah belasını versin gurbetin. evin, yerin, yurdun gibisi yok yemin ediyorum. *
sanırım istanbul'un büyülü ve mistik ruhunu, boğazın eşsiz görüntüsünü ve etkileyiciliğini en iyi betimleyen yazar ahmet hamdi tanpınar'dır.huzur romanıyla 1940ların istanbul'una mistik bir yolculuğa çıkar, ahmet hamdi tanpınar'ın kelimelere boyun eğdirmesine ve inanılmaz derecedeki duyarlığına şahid oluruz.
mavi gözlü çocuk diye bi lakabı vardır taşı topragı altındır sözünü istanbullullar pek kabul etmez ancak ayrılınca farkederler. Duman grubu bunu çok güzel özetlemiştir
BU ŞEHiR KANIMIZI EMER
BU ŞEHiR iÇiN ÖLMEYE DEGER...
cihanın en nazlı kızı derler istanbul için, son olarak sultan mehmet e yar olmustur fakat fani dünya ona da bırakmamıstır bu sehri, dünya daki önemi öyle büyüktür ki fethiyle bir çağ kapanmıs yeni bir çag başlamıstır.
sıcağının da, soğuğunun da, güne$inin de, yağmurunun da bir ba$ka yapıda olduğu; kendine, kaldırım ta$larına bile kurban olunabilecek bir bağlanma yaratabilen, sonsuz büyük $ehir. *