istanbul içten içe çürüyen gündüzleri bile ruhu alacakaranlık ekonomisi alt üst sosyolojisi dağılmış merkezi hükümet tarafından bile artık pekte ciddiye alınmayan göçmenler tarafından istila edilmiş her an çöküşü beklenen bir şehirdir şehir yıllarca popülist belediye başkanları tarafından ihmal edilmiş bürokrasisi sistematik yolsuzluğun dibini sıyıran ve insanların devlet mekanizmasına güveninin neredeyse sıfırlandığı bir enkaz haline gelmiştir elbette her şehirde suç ve sistematik yolsuzluklar olabilir ve olacaktır da fakat istanbulda suç şehir yönetiminin ve kolluk kuvvetlerinin belirlediği alanlardan çoktan taşmış yaşamın kendisi haline gelmiştir bu yönüyle istanbul zaten içten içe kendisini yok etmesi gereken bir şehirdir bir toplumdan bir yığına dönüşen kitleleri barındıran yüzlerce şehir isyanlar veya toplu histeri krizleriyle tarihin karanlık sayfalarına gömülüp gitmiştir istanbul şehrinin kendini yok etmesi sosyolojik olarak kaçınılmazdır şehirler önce yükselirler sonra savaşlar kötü yönetimler siyasi krizler kaynak kıtlığı göçmen istilaları depremler gibi sebeplerle yıkılırlar istanbul'daki problemin kökeni şehri yozlaştıran mafya babaları hırsızlar katiller tecavüzcüler esrar satıcıları göçmenler politikacılardan ziyade toplumun yapısal olarak karakterini kaybetmesi ve bireylerin bu güvensizlik ortamında toplumla ve kültürle bağını koparıp yalnızlaşmasıdır çünkü yığınların içinde yalnızlaşan bireyler korkarlar korku öfkeye öfke ise şiddete sebebiyet verir evet fakirlikte istanbul için çok ciddi bir problemdir fakat ekonomi dediğimiz kavram da temelde güven ortamı ister hukuğun düzenin olmadığı istanbulda yaşayanlar kapitalizm sömürüsünün cenderesinin kapanında ezilmektedirler özetle istanbul bir girdabın içerisindedir ve şehirdeki problemin basitçe tanımı toplumsal çözülmedir zaten toplumsal olarak çözülmüş olan istanbulun tabutuna beklenen büyük istanbul depremi son çiviyi çakacaktır.
Beklenen büyük istanbul depremi olunca istanbul tam bir kaos ve ölüm labirentine dönüşecek
labirent
(l ince okunur), Fransızca labyrinthe
1. isim Çıkış yeri kolay bulunamayacak kadar karışık koridorları olan yapı:
"Bu labirentte yolumu kaybedip gitmem işten değildi." - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
2. isim, mecaz içinden çıkılması güç veya imkânsız durum, sorun.
iki kıtayı birbirine bağlayan tarihi ve modernizmi iç içe barındıran eşsiz bir metropoldür. Bizans ve Osmanlı’nın başkentliğini yapmıştır. Ayasofya, Topkapı Sarayı ve Sultanahmet Camii gibi simgeleriyle geçmişin ihtişamını bugüne taşır. Boğaz kıyısında yürümek hatta günübirlik boğaz turu yapmak örneğin https://discoverturkeytou...our-with-a-private-guide/ gibi, Kız Kulesi’ni seyretmek ya da Galata Kulesi’nden panoramik manzaraya bakmak, istanbul'un romantik ve tarihi atmosferini hissetmek için harikadır
tabii her şey bu kadar tozpembe değildir. Trafiğin keşmekeşliği, 16 milyon insanın birbiri üzerine çıkarcasına hayat mücadelesi vermesi, kötü şehir planlaması, yeşil alanların yetersiz oluşu, binbir ırktan insanın şehrin güvenliğine ket vurması gibi sorunlar istanbul'u sadece gezilebilir kılıyor. yaşaması zor, keşfetmesi paha biçilemeyecek bir şehirdir bana göre.
artık kimsenin yerleşmemesi gereken şehirdir. haddinden fazla kalabalık ve günlük hayat çok zor orada. yeni yerleşenlerin rahat yaşaması pek mümkün değil gibi.
istanbul bir megakent harabe bir durumda. Metrolar sürekli arızalı, her saat metrobüsler kaza yapıyor, çevreye yeterince önem verilmiyor, trafik desen içler acısı, üst ve alt geçitlerin merdiven ve asansörleri çürümüş , gereksiz yere kesilen ağaçlar, çöp konteynerleri taşmış ve en önemlisi başı boş sokak köpeklerin her an saldırma korkusu. Vs.vs bu sorunları kim çözecek.