14 senedir yaşadığım, trafik problemi ve pahalılık olmasa bir 14 sene daha yaşayabileceğim, çok ama çok sevdiğim ama ileride çalışmak için bursa veya çerkezköy e değişeceğim şehir... ** bu şehri sevmek için sadece üsküdar a gidip güneşin batışını izlemek bile yeter. ya da haydarpaşa garına gidip bir on dakika o yapının içini izlemek...
uzağında olunca kendini her daim özlettiren. Tüm dünyanın sahip olmak istediği şehir. Yaşanılan güzel anılarda bu şehrin içinde gizliyse özlem 2'ye katlar kendini. acıtır.
eski yunanca'da 'gelinen şehir' anlamına gelir. ilk hali stanpolis şeklindedir. ve osmanlı zamanında konstantiniyye olarak adlandırılmıştır. cumhuriyet ile birlikte istanbul ismi kullanılmaya başlanmıştır.
komik olan istanbulun konstantinapolis'ten daha rumca bir isim olmasıdır.
osmanlı ise asla bu ismi değiştirmemiştir. ilber ortaylı'nın dediğine göre büyük imparator konstantinin ismini taşımak hiç de ağırına gitmemiştir osmanlının.
bu tip tepkimelerin temelinde eziklik yattığını düşünürsek osmanlı'nın bu tavrı bir olgunluktur. bizimkisi ise resmen ezikliktir.
ayrıca ünlü türkçü hüseyin nihal atsız tarafından isminin mehmedkent olarak değiştirilmesi teklif edilmiştir.
boktan bir yerdir. nerde görülmüş g.öt kadar yerde bu kadar insanın yaşadığı başka bi şehir. he sen zikime geldin diye sorarsan; her insan hata yapabilir...
her şeye rağmen inadına güzel.ne onunla olunan, ne onsuz.ayrı kalındığında,bir günde özlenebilen ve kavuşulduğunda aynı hızla nefret edilen.siyah-beyaz, renkli, her fotoğrafta fotojenik.damarlarında dolaşırken zehir mi ,şifa mı anlayamadığın.uyuşturan ama irkilten de aynı anda.berbatla muhteşemi bir arada barındıran.yegane evlenmek istenecek bir fahişe ,ama tam tersi bir o kadar da kutsal.zıtlıkların yakıştığı.daha ne diyeyim benim gibi adamı bile şair yaptı be!...
çektin gökyüzene hüzünleri
havayı yine kararttın be istanbul
şimdi yavaş yavaş döküyorsun içini
sende sığdıramdın dimi bulutlara
içini sende boşaltıyorsun
ne şuçu vardı sarı saçlı kızın
evine ekmek götüren babanın
sahilde çay içen dostların
bak onları da ıslattın
ağğ be istanbul ne olucak
senin ile benim durumum...
madden, manen, metafizik olarak...
bi adem oğluna ne gerekiyorsa içinde herşeyi barındıran şehir istanbul. aşık olmanın tanımını daha bi farklı yaptıran şehir istanbul. susadığımda bi bardak su istanbul. üşüdüğümde sobalı evin sobalı odası istanbul. dünyanın hiçbir yerinde trafik sıkışıklığı bile çekici gelmez insana. napoleon demiş ya hani ; ''eğer dünya tek bir ülke olsaydı başkenti istanbul olurdu'' diye. öyle bir şey istanbul. hayallerimi kuran. hayallerimi yıkan. güldüren, ağlatan şehir istanbul. seni sevdiğim kadar bi bayanı sevebilseydim keşke. öyle şanslı hissederdi ki kendini inan. ama sen bana naz yapmaya devam et istanbul. sevindiğinde güneş açsın. kızdığında fırtınalar kopsun. keşke bi bulut gibi seni yukardan seyredebilsem hep. yağmur olup yağabilsem üzerine. istanbul. seni çok seviyorum.
Memleket orasidir.
Bir kere tatmissaniz havasindan, derdinden, suyundan osundan busundan bir daha unutamazsiniz.
HErkezin hayatinda baska anilar birakir. Orasi bir dir bir kalicaktir. Nereye gidersen git onun ozlemi baskadir. Canimdir kanimdir. Ozlerim....
yavaş yavaş beyazlara bürünmekte.. kışın geç ama sağlam geldiğini görebiliyorum kendisine bakınca.
her daim büyüleyici bir çekiciliği vardır istanbul'un. bu şehirde yaşamaya başlamak, sıfırdan değil eski rakamlardan başlamak demektir birey için. ya da sıfırdan başlayabilecek kadar güç varsa, mutlaka eksi değerleri görmek demektir.
beyazlara bürünüşüyle bile eksiler katabilir bünyesindeki hayatlara.. dikkatli olmak gerekir her daim.
istanbul'u tanımlamak şöyle dursun, o'nu anlamak ve anlatmak çok uzun zaman dilimleriyle ifade edilebilir. bu noktada ve bir çok anlamda kilitlemektedir içinde yaşayanları.
her gece rüyamda gördüğüm, girmediğim çoğu sokağını, kokusunu bile hatırlayamadığım denizini, sesini duymadığım martılarını, vapurlarını her an tüm benliğimle hissettiğim, her dakika daha fazla gitmek istediğim, kalbimin diğer yarısının attığı şehir.