arşiv bakımından katalog taraması yapıldığında inanılmaz bir doyuruculuk göze çarpar. katalog taramasını yapar, gerekli katalog bilgilerini not edersiniz ve kitap istemek için ne yapacağınızı sorarsınız. kitap isteme fişleri vardır, onları doldurursunuz. elinizde fişlerle başvuruyu yapacağınızda istanbul üniversitesi'nin ihtişamlı görüntüsünün ardında yatan pratik gerçekler ortaya çıkmaya başlar.
1- aynı anda yalnızca iki kitap isteme hakkınız vardır, elinizdekileri teslim etmeden yenisini isteyemezsiniz. bu da araştırmacıyı başlı başına yavaşlatan bir unsurdur.
2- istediğiniz kitap, persomel azlığı, talep yoğunluğu ve kitap bölümünün çok geniş olup da aranan tek bir kitabın bulunmasının bile 10 dakika sürmesi sebebiyle fişi teslim ettikten sonra en iyi ihtimalle yarım saat sonra gelir. iki saat bile beklendiği olmuştur.
3- kitaplara önceden temas edemediğinizden gelen kitapların her zaman sizin konunuzla zerre kadar alakasının olmaması ihtimali çok yüksektir. siz kitabın ismine aldanmışsınızdır fakat yukarı gelen kitabın sizinle hiç alakası yoktur. ayrıca çoğu kez iki kitap siparişinizden biri çeşitli sebeplerle boşa döner. kütüphanede o kitaptan istisnai birkaç durum haricinde yalnızca bir tane vardır çünkü. zaten o demirbaş numaralarını fişe geçirmeden sadece isimle kitap isteyememe nedeniniz de budur. kategorik değil kayıda geçirilişe göre kitaplar rafta sıralıdır. o numaraya sahip tek kitap bulunursa bulunur. bulunmama sebepleri ise: kitap başkasının elindedir, kütüphaneye geri dönse bile rafa yerleşmemiştir, siz demirbaş numarasını talep fişine geçirirken bir rakamı yanlış yazmışsınızdır (ya da kitapları arayanlar yazınızı okuyamamıştır), kitap kullanıla kullanıla yıprandığından ciltlemeye gönderilmiştir, kitapların çoğu raflardan kaldırılmış ve eski eserler kütüphanesi diye bir bölüme nakledilmiştir fakat bu bölüm kapalıdır ne zaman çalışır hale geleceğini kütüphane çalışanları bile bilmez! tüm bu sebeplerle istemdışı bir şekilde doğan yeni kitap isteme kontenjanını kullanır ve yeniden beklemeye başlarsınız...
4- elinizde aynı anda isteyebileceğiniz iki kitap mevcuttur ve araştırmanız/çalışmanızla ilgili kısımları da tespit etmişsinizdir. bu kısımların elinizde metin olarak bulunması gerekir ki tekrar okuyabilesiniz ve kaynak olarak kullanabilesiniz. ancak karşınıza aynı kitaptan sadece bir tane olması sebebiyle kitabın kaybolma riskini göze alamamalarından kaynaklanan kitabı bina dışına çıkarma yasağı çıkar. elinizdekini bir an önce geri teslim etmelisinizdir ki yeni kitap isteyebilesiniz. yapabileceğiniz tek şey, kütüphanenin fotokopi bölümüne gitmektir. burada sizi güzl bir sıra karşılar. (80 öncesi dönemin tüpgaz kuyruğu gibi düşünün) o fotokopiyi çekmek adına saatlerce beklemeniz olasıdır. sıranın uzunluk sebebiyse kütüphanede fotokopi çekici memurun genelde olmaması, her öğrencinin olabildiğince kendi işini kendi görmeye çalışmasından kaynaklanır. her çekim yapanın işinin ortalama yarım saate yakın olduğunu düşünürseniz bekleme süresini varın siz hesaplayın. fotokopiciden çıkmayı başardığınızda kaybettiğiniz sürenin haddi hesabı yoktur ve elinizdeki kitabı teslim edip yenisini isytediğinde yine aynı bekleme sürçleri baştan yaşanmaya başlar.
5- büyüklük bakımından inanılmaz bir imkan sunar bu kütüphane, oturacak çalışacak bir yerler mutlaka bulunur. ancak bulduğunuz yerde özellikle kışın kaloriferlerin yanacağının, kütüphanenin ışıklarının çalışacağının hatta tepenize yağmur damlamayacağının garantisini kimse size vermez. yazın avantajlıdır sırf sıcaktan kaçmak için bile içeri girilebilir, çünkü kendiliğinden serin bir binadır; ama bunun kışın nasıl sonuçlar doğuracağını varın siz düşünün.
tüm bu veriler ışığında varılacak sonuç: amacınız araştırma ise burayı mutlaka son çare olarak düşünün. tüm yolları tüketin öyle gelin. adı geçen üniversitenin kapısı dışardan bakıldığında ne derece ihtişamlı ise kütüphanesi de bu durumdadır ve gerçek içine girildiğinde anlaşılır. ama yine aynı kapısı gibi kütüphanesi de bir ruh taşır, bu ruhu hissetmek adına da uğrayınız bir sebeple mesela bir sınava çalışmak için yanınıza notunuzu kitabınızı alınız buraya geliniz. kesinlikle o ruh sınav hazırlığı esnasında size pozitif katkı yapacaktır. ** ve ayrıca bu kütüphanenin ruhunun etkisiyle midir nedir burada başka masalarda her daim aşık olunası karşı cinsler görülebilir. aşkını bulmuş ve onunla birlikte buraya gelenlerse özellikle akşam saatlerine doğru kütüphane ıssızlaştıkça burada aşklarını bolca pekiştirirler. * herhalde benim de hakkında söyleyecek bu kadar şeye sahip olduğum ikinci bir kavram da bulunmamaktadır hayattta...
(bkz: bir dert ortağı olarak sözlük)
türkiyede 1934 de çıkan derme yasasından yararlanan tek üniversite kütüphanesidir. elinde çeşitli kategorilerde bir çok eser vardır. nadir eserler diye tabir edilen bölüm artık ana kampüs ana giriş kapısının yanındaki binasına taşınmış açılışı yapılmıştır.
nadir eserler bölümünde osmanlı ve eski dönemlerden kalma el yazması eserler sergilenmektedir.
merkez kütüphane de ise ana hatlarıyla kitaplar, dergiler, gazeteler, tezler, makaleler yer almaktadır. bu eserlerden yararlanmak için her hangi bir sıfata sahip olmanıza gerek yoktur. herkese açık olan bu kütüphane yalnızca kendi öğrencisi haricindeki kişilerden ücret talep etmektedir. istanbul üniversitesi haricinde bir üniversitede okuyan öğrenciler 1 ytl karşılığında kütüphaneden yararlanabilir. öğrenci olmayan dışardan gelen araştırmacılar ise 5 ytl karşılığında kütüphaneden yararlanabilirler..
merkez kütüphanede görülen en büyük eksiklik aslında görülmeyendir. özellikle şehir dışından gelen öğrenciler çalışma sistemini bilmediklerinden kısa süreli de olsa bazı ufak problemler ya da anlaşmazlıklar ortay çıkabilmektedir.
`
yararlandırma hizmeti nasıl işler`?
istanbul üniversitesi merkez kütüphanesindeki işleyiş sistemini eser çeşitlerine göre tek tek anlatayım ki kafanız karışmasın..
ilk önce kütüphane içindeki ek hizmetlerden bahsedeyim.
fotokopi çekimi vardır ve ücreti 4 ykr dur. ansiklopedilerden sorgusuz sualsiz yararlanılabilinir. ayrıca veri tabanı kullanımı sadece kütüphane içindeki bilgisayarlardan olmak şartı ile sağlanıyor. bilgisayar çıktısı almak için yazıcı da mevcuttur. her hangi bir kitap her ne sebeple olursa olsun yetkililerden izin alınarak dahi kütüphane dışına çıkarılamaz. ödün verme sistemi yoktur. aldığınız kitabı ya kütüphane içinde okur not alırsınız ya da fotokopiciye araba alması için yardım edersiniz. herhangi bir tezi fotokopi çektirdiğinizde telif ücreti olarak 50 ykr ödemeniz gerekir..
nadir eserler: bu eserler istanbul üniversitesi merkez kütüphanesi içinden inşası yeni biten nadir eserler kütüphanesine taşınmıştır..
kitap: kitap ya da o tür bir eser için yapmanız gereken şey bilgisayarlarda yüklü olan ufuk kataloglama proğramından kitabın adını, yazarının adını ya da konusunu yazarak kitabın demirbaş numarasını edinmek ve bunu kitap isteme fişine yazarak görevlilere vermektir. bu verdiğiniz istek için istek türü ne olursa olsun bir kimlik istenecektir. bilgisayarda arama yapılırken sadece 1990 sonrası kitaplar ya da klasikler aranabilir. 1990 öncesi basılmış kitaplar için kart kataloğu el yazması eserler için de nadir eserler kütüphanesini taramanız rica olunur..
dergi: dergi aramak için arama seçeneklerinden süreli yayınlar butonunu seçmeniz ayrıca istek fişi yazarken de süreli yayın fişi almanız ve doldurmanız gerekmektedir..
makale: bu eserler iki şekilde olur. demirbaş numarasında md yazanlar süreli yayın yani dergi içinde olan yayınlardır. bunlar için detay bilgisinden derginin sayısını cildini ve ayrıntılarını öğrenip dergi fişi doldurmanız gerekmektedir. lakin demirbaş numarasında sadece m harfi yazanları kemal bey den sadece istek fişini doldurarak alabilirsiniz..
tez: tezler için arama yaparken lütfen tez butonunu seçmeyi unutmayınız. ayrıca tez kataloğu iki şekildedir. 1980 öncesi tezler kart katalogdan 1980 sonrası tezler bilgisayardan taranmalıdır..
gazete: önemli tarihlere ait bazı gazeteler tamamı kesinlikle değil arşivlenmektedir. özellikle 60 lar 80 ler 90 lar en önemli bölümü oluşturmaktadır. gazete arşivinden de yararlanılabilinir.
istanbul üniversitesi kütüphanecilik ve dökümantasyon daire başkanlığı diye geçen iü merkez kütüphanesi 2 milyonu aşkın kitap, 42 bin tez, binlerce dergi, ve nadir eserleriyle hizmet vermeye devam etmektedir. üniveristeler içinde derme yasasından yararlanan tek üniversite kütüphane olması, her kullanıcıya açık olması çok çeşitli bir kullanıcı profili oluşturmuştur. çalışanları genel manada çalışkan ve işlerinde usta olsalarda yan gelip yatanlar da az değildir.. çalıştım gördüm..
küçük ayrıntılar:
*arama yaparken dikkat etmeniz gereken şey ne aradığınız nasıl aradığınızdır. lütfen bir şeyleri bulamadığınızda görevli personelden çekinmeden yardım isteyiniz.
* lütfen arama yaptığınız sırada bulduğunuz eserlerin hepsini yazıp bir anda vermeye çalışmayınız. bir kişiden her 20 dakika da bir olmak üzere 2 istek kabulu vardır. makaleler hariç tutulmuştur.
*kart kataloglar soyadı, konu adına yada eser adına göre yapılmıştır.
* internetten tarama yapan arkadaşlar lütfen arama yaptığınız da karşınıza çıkan künyenin en altında eserin bulunduğu yere dikkat etsinler eğer iü merkez kütüphanesi yazmayanlar varsa bunlar fakülte kütüphanelerindedir. lütfen edinmek için merkez kütüphaneden yardım talep ediniz.
*demir baş numaralarında makaleler hariç olmak üzere kesinlikle harf yoktur. kitaplar 200.000 ila 346.000 arası ve 1995/0001 den başlayarak cuma günü itibariyle 2007/12000 ya kadar gelmiştir. tezler 1 ila 43.000 arası numaralardır. makaleler m ve md olmak üzere iki çeşittir..
sadece "m" olanlar hemen verilir, "md"ler için detay bilgisinden dergi adı,yılı, varsa cildi ve sayısı öğrenilerek dergi fişine doldurulur..
aynı zamanda ücretsiz veritabanı, online tam metin dergilere ulaşabilirsiniz..
*kullanım öncesinde sorusu olanlar bana ulaşırlarsa elimden gelen yardımı da yaparım. yukarda yazdıklarım dışında eksiklik ya da kafasında sorusu olanlar lütfen bana yazsınlar editlemeye ve genişletmeye hazırım..
istanbul üniversitesinin 3 5 kuruş harçlık vererek susturduğu kendi kendini çeviren kütüphanedir. nadir eserleri son anda kurtarmış yaklaşık 750 bin kitabı tozların içinde nem ve rutubette çürümeye bırakmışlar. istek yapılan kitap tozlardan arınıcam bir okur yüzü göreceğim diye adeta halay çekiyor depodan çıkarken..
dergiler ve gazete arşivinin hali ise içler acısı kendi dizdikleri depo da dergi bulamayan zihniyet ise günde bilmem kaç tane okuru var olan dergileri yanlış yerelere koyduklarından dolayı geri çevirmekle meşguller..
nadir eserler bölümünün eski merkez kütüphane binasına taşınmasının ardından, yakın zamanda elde bulunan nadir eserlerin de digital ortama aktarılması için gereken teknolojik gereçlerin teknosa ile yapılan bir anlaşma ile teknosa'dan sağlanması ile gelişimini ve ulaşımını hızlandırmaya çalışan bir kütüphane. tabi burada üstün gayretleri olan ve işini çok severek yapan ümit konya hocamızı takdir etmemek elde değil, ondan sonra gelenler ona ne kadar minnet duysalar az olacak.
merkez kütüphane'de yeni başlatılan bir uygulama ile öğrencilerine evlerinden online veritabanları ve e-dergileri sadece bir şifre alarak evlerindeki internetleriyle kullanabilmelerini sağlayan kütüphane.
yeni uygulama sayesinde artık "ufuk" katalog tarama programı ile yayın isteyebilirsiniz. bunun için ekstradan fiş doldurmaya gerek kalmamıştır. öncelikle sisteme belli bilgileri girerek kayıt olmanız gerekmektedir. lakin mutlaka "istek sonlandır" tuşuna basarak yayınınızın kesin olarak gelmesini sağlayabilirsiniz. sadece istemek yetmiyor. en az 3 kitap isteme hakkına sahip olduğunuzu da hatırlatmak isterim.
bunun dışında hafta içi günler saat 08.30 ile 20.30 arası, cumartesi ise 10.30-19.30 arası hizmete açıktır. lakin kitap isteme süreleri kapanış sürelerinden bir müddet daha erkendir. bunu da göz önünde bulundurmak gerekir.
insanı verem eden kütüphanedir. hala eski usul fişler doldurarak kitap istenen, istenen kitabı azami 45 dk. bekledikten sonra danışmada duran sıfatsızın "kitap yerinde değil" demesi, ulan yerinde değilse nerede sanki ödünç kitap mı veriyorsunuz da yerinde olmuyor diye ısrar edince kitabın mutlaka ciltte olduğu, zaten antik çağdan kalma bir sistemle kitap istiyorken bir de 3 taneden fazla kitabı aynı anda isteyemiyor oluşunuz ve bunu sorguladığınızda "burası araştırma kütüphanesi lan" diye absürd bir cevap aldığınız, kusura bakmasınlar ama istanbul'un bir bok olmadan çok şeyiz diye kıçları bir km. havada olan kütüphanedir.
içerisinde eğer laptopunuzun pili boşsa kullanamadığınız kütüphanedir. evet yanlış duymadınız bilgisayarınızı kullanamıyorsunuz. ulan hadi internet, wireless falan geçtim onlar bize çok bile ama makineyi çalıştıracak elektirik enerjisine ulaşamıyorsunuz. kütüphanede prizler sadece araştırma bilgisayarlarının olduğu yerde var ve oraya da laptop sokamıyorsunuz. neden? bilen yok. danışmaya gidiyorsunuz burada laptop kullanmak yasakmış salonların hangisinde elektrik kullanabileceğim bir priz var diyorsunuz. danışmadaki danışman "valla bilmiyorum" diyor. ulan sen bilmeyeceksin de kim bilecek yahu.
birde o danışmada duran sanırım henüz daha öğrenci olan esmer, cadaloz, kendini bir bok sanan kız yok mu? ulan sayıyla mı verdiler sizi bana be.
hep ilk kurulan üniversiteyiz diye övünen bir üniversitenin merkez kütüphanesinde yaşanan hadiseler bunlar. 1453'te kurulmayı bir bok sanmayın arkadaşım. evet 1453'te kurulmuşsunuz ama hala orada kalmışsınız. millet uzaya gitti uzaya...
artık içerisinde kablosuz internet kullanabileceğiniz kütüphanedir. prizleri de yenilemişler. aferin lan valla gözüme girdiniz. ama siz yinede bir uzatma kablosu bulundurun yanınızda malum priz bulmak zor olabiliyor.
yine bir garip uygulama ile huzurlarımıza çıkan kütüphanedir.
efendim malumunuz kütüphanenin okuma salonları saat 23:00'a kadar açık. ne kadar güzel bir şey değil mi? çalışıyorsunuz işten çıkıp araştırma yapabilmeniz için okulunuzun kütüphanesi açık. elbette saat 11'lere kadar o çağdışı kitap isteme sisteminin açık olacağı gibi bir hayale kapılmadan geçenlerde gidip nedir ne değildir diye öğrenmek istedim.
gidip bütün iyi niyet ve samimiyetimle bankodaki bayana okuma salonunun hala * 23:00'a kadar açık olup olmadığını sordum. açıkmış efendim. peki dedim ben çalışıyorum ve 19:00'dan sonra kütüphaneye gelmek istiyorum. araştırma yapabilmek gibi bir fırsatım oluyor değil mi? hay hay efendim okuma salonumuz açık cevabını aldım. ancak dedi bayan ve ben bu ancağın arkasından ne gelecek diye merakla bekliyorum. kitap isteme süresi 15:00'da bitiyor. Evet evet yanlış duymadınız. öğleden sonra saat 3'ten sonra kütüphanenin yerin dibine gizlenmiş deposundan kitap çıkmıyor imiş. ne kadar güzel iş değil mi? sabah 9'da işe gel. kahvaltı, çay, kahve derken saat öğlen yemeği olsun. öğlen arasını fazla fazla yapıp 13:30-14:00 gibi geri gel. 15:00'da kitap isteme süresi bitsin yani gün bitsin...
neyse efendim ben bu 15:00'ı duyunca ağzım açık bir şekilde bakıyorum bayana. peki dedim bayan ben 19:00'da gelirsem nasıl kitap isteyeceğim. cevap basitti; isteyemeyeceksin. ona da eyvallah dedim. peki dedim internetten ya da telefon ile kitap istemek, ayırttırmak gibi bir imkanımız var mı? cevap bir istanbul üniversitesi klasiği; hayır.
burada benim sigortalar atıyor artık. soruyorum tekrar, peki bayan bu okuma salonunun 23:00'a kadar açık kalmasının mantığı nedir? cevap; öğrenciler yararlansın diye. peki biz öğrenciden sayılmıyor muyuz diyecek oldum vazgeçtim.
durun dedim doğru anlamış mıyım? ben 15:00'a kadar kitap isteyebiliyorum ve 23:00'a kadar o kitapları kullanabiliryorum. ama benim kütüphaneyi 23:00'a kadar kullanma isteğimin sebebi zaten 15:00'da kütüphaneye gelebilme imkanımın olmaması.
yani yine göstermelik işler dönüyor bu kütüphanede arkadaşım. yine benim öğrencim o ilkel kütüphanede uyutuluyor. bu iş en çok yiyişecek mekan bulamayan çiftlere yarıyor. 23:00'a kadar bedava, kaloriferli, ışıklandırmalı nezih bir mekan.
neyse lan ben bir şey demiyorum. artık özel üniversitelerin kütüphanelerinde deneyeceğiz şansımızı. kendi okulumuzdan fayda olmadığını bir kez daha anladık.
i.ü. merkez kütüphanesi yönetimi ve çalışanları hepinizi tek tek yanaklarından öpüyorum.
vize final dönemlerinde yer bulmanın sıkıntı olduğu kütüphane. hele hele benim gibi tramvay manzaralı cam kenarında oturmak istiyorsanız sabah 9'da gidip yer kapmanız lazım.
kocamandır, kitap kokar içeri adımınızı attığınız anda. etraftaki bütün fakültelerin yani istanbul üniversitesinin yarısına yakınının ğrencileri kendi kütüphanelerinde yer bulamayınca burayı seçtikleri için çok kalabalıktır. masaları geniştir, öğrenciye istediği gibi yayılma imkanı sunar fakat koltukları benim dönemimde çok rahat değildi. çok eski kaynaklara ulaşabileceğiniz geniş bir arşivi vardır. kartlı sistemle giriş yapılmaktaydı en son bundan 3 yıl önce durum şimdi nedir bilemiyorum ama bir kere gidip alıştıysanız oraya hep özlediğiniz yerlerden biri haline gelir.
kendi üniversitesinde okuyan öğrenciler haricindeki öğrencilerden 1 tl giriş ücreti alınmaktadır ve kitap almak için bile sıraya girersiniz. saçmalıkların mevcut olduğu kütüphane.
birkaç aydan beri 24 saat hizmet vermektedir. daha doğrusu 24 saat okuma salonu hizmeti vermektedir. okula kayıt yaptırdığından beri merkez kütüphaneye uğramayan ırgatlar bile artık burada takılmaktadır. bu ırgatlar "lan gece gündüz ortam oluyormuş! süper ya!!" deyip merkeze akıyorlar artık. eski kemik tayfayı soğuttular vallahi şu güzelim yerden. eskiden büt zamanı yarıdan fazlası boş olurdu kütüphanenin. şimdi sabahın köründe gidiyoruz, yer bulamıyoruz. sıkıntı var sözlük..
insan kendini bir yere bu kadar mı ait hissetmez duygusunu yaşadığım mekan resmen kendi kendimi dışladım diğerlerini görünce ve yarım saat bile olmadan çekip gittim. Nasipse seneye inşallah.
162 gün son gelen edit: şu an içinde bulunduğum yerdir kendileri lakin rivayetlerde geçen pijamalı veyahut yatak getiren öğrencilere henüz rastlamadım.
Tam bir ilim irfan yuvası demek isterdim fakat herkes birbirine potansiyel sevgili adayı olarak baktığı için rahatsız edici bakışlara, defterinizin kitabınızın altına bırakılan telefon numaralarına maruz kalmanız çok muhtemeldir. Seçenek varsa asla burayı tercih etmeyin derim.
yenilenme sürecinde olduğu için hizmet veremeyen kütüphanedir.
bir de not düşmüşler "aynı envanter listesine sahip beyazıt kütüphanesini kullanabilirsiniz." diye.
yahu senin envanterinle bir olur mu beyazıt kütüphanesi? bir hazinesin sen, farkında değil misin?
türkiye cumhuriyeti devleti, öğrencileri mağdur etmeye yönelik her türlü girişime açıktır.