ne zaman bir şekilde tıpla ilgili bir konu açılsa her seferinde zamanında seçtiğim için memnuniyet duyduğum okul. geçen gün şöyle bir şey geçti başımdan. tanıdığım biri trafik kazası geçirdi. onu hastaneye yetiştirdiklerinde kendisi, nasıl desem, hani ölümle yaşam arasındaki ince çizgi derler ya, tam da oradaymış, zaten sonraki saatlerde de ölümle yaşam arasında gidip gelmiş. her neyse, hastaneye ilk götürüldüğünde acildeki doktor yakınlarına "hiç ümitlenmeyin, yaşamaz bu" gibisinden bir şeyler söylemiş. benzer bir durumda bir başka doktorun da aynı sözleri söylediğini duymuştum. her neyse ben de bu durumu bir başka tıp fakültesinde okuyan bir arkadaşımla konuşuyorum. nasıl, diyorum, nasıl bir doktor bunu diyebilir? orada can çekişenin bir insan olmasını bırak, evcil hayvanları öldüğünde bile insanlar nasıl azap çekiyorlar? kurtulma ihtimali yoksa bile bu böyle mi söylenir, yaşamaz bu mu denir?
neyse arkadaşım bana baktı ve ben de aynı durumda olsam aynı şeyleri söylerdim dedi. anladığıma göre birkaç profesör bunlara insan değil hastalıklı organ tedavi ettiklerini öğrenmelerini ve kendilerini o şekilde yetiştirmeleri gerektiğini söylemiş. çünkü karşındakini insan olarak algılarsan ona his beslermişsin, sonra sen de acı çekermişsin, olmazmış öyle. insan değilmiş gördüğün, etmiş. et. bir de bu fakülte öss' de en yüksek puanla girilen fakültelerden biri. sorsan en iyi tıp fakültesiyiz derler.
tam 3 saatte kanımı alan/emen hastanedir. söylenecek çok şey var.
sağlık sistemi...
hasta olmayagör...
türkiye'de sağlık...
neyse... nereden başlayacağımı bilemedim. tek avuntum artık doktorların eve de gelebilecek olması(!) hastanede veremediğim kanı benden evde alırlar belki. nasip, kısmet, hayırlısı(!)
yemeklerine kurban olduğum okulum. 6 senede bitiricem inşallah.*
6 yıl sonra gelen edit: bütsüz bitirdim de başım göğe mi erdi dediğim eğitim yuvası. Bol bol hastası, garip hocaları ve asistanlarıyla şimdiden özlediğim yer. Yemekler bozdu bu arada.
bu yıl 1.sınıf müfredatında yeniden yapılanmaya gitmiş fakültedir. zorlaştırmış olsalar da, ilk dönem 14 ders koymuş olsalar da basit dersler olduğu için çok sorun olmamıştır ama 2. dönem temel immünoloji dersi 1. sınıfları çok zorlamıştır.*
git gide öğrenci sayısının artığı(yakında 800 kişi alacaklar)ve sınıfı geçmenin zorlaştığı bir okul...ayrıca ufacık alana bir sürü etkinliğin sığdırldığı bi okuldur.
son birkaç senedir yapılan kontenjan artışlarından nasibini fazlasıyla almış olan fakülte.
geçen sene 400 kişi olan birinci sınıf mevcudunun bu sene bir rivayete göre 475 diğer bir rivayete göre 500 olması bütün okulu çileden çıkarmıştır,ki sadece öğrenciler değil hocalar da bu durumdan fazlasıyla rahatsızdır,ayrıca birkaç sene içerisinde kontenjanın 800e çıkacağı söylentisi gündemi bayağı meşgul etmektedir.eğer bu söylenti doğruysa altyapı/kontenjan oranının sıfıra yaklaşacağının göstergesidir ki hiç komik hareket değil bunlar.
Türkiye'nin akedemik açıdan en başarılı tıp okullarından. Bu okul tıp fakülteleri arasında en kolayı olarak gosterilir. ben de bu okulda geçirdiğim 1 sene sonunda gercekten de 1. sınıfın kolay olduğunu söyleyebilirim. Derslere hiç girmeseniz ve vize final donemlerinden 1-2 hafta once ders çalışmaya başlasanız rahat rahat gecersiniz 1. sınıfı. Tabi sınıf arttıkca da zorluğu da artıyor(muş).
ortepedi servisinde yatan bir hastamız nedeniyle nefret ettiğim hastanedir. istanbul üniversitesinin rektörleri hep tıp fakültelerinden olduğundan bu koca üniversitenin tüm parası cerrahpaşa ve çapa ya akar. ayrıca hastalardan elde ettikleri gelir de cabasıdır. fakat tavanlar küflü, sedyeler kırık, yatakları sidik kokan iğrenç bir hastanedir burası. allah kimseyi düşürmesin. ya kirecin kilosu kaç para, hademe de orada sigara tüttrümekle meşgul, insan 2 kilo kireç alır o küflü tavanı boyatır ya. dokjtorlar birbirinden habersiz. yarın sabah ameliyat olacaksın bir şey yeme içme dedikleri hastaya ertesi gün saat 16:00 da (yani 16 saat aç ve susuz kalmışken) senin amleiyatın yarına kaldı diyebilen gerizekalıların görev yaptığı hastanedir.
bünyesinde tıp öğrencileri dışında yüksek lisans öğrencilerini hemşire okulu vs. barındıran psikopat hocaların da olduğu yer. nefret ediyorum nefret ediyorum. ilkokul bahçesinden farkı da yok ayrıca. tek gördüğün şey beyaz önlüklü mal tiplerle beyaz önlüklü sınıfındaysanız tuvaleti soran kişiler. kadro mu hava! arkanda çirkef hocan varsa yaşarsın, kendinden bile haberi olmayan hoca varsa sıçarsın.