işbu entry bu fakülteyi tercih edenlere bilgilendirme içerir;
öncelikle hoşgeldiniz.1 yıl boyunca uğraşıp iyi bir sıralamayla bu fakülteyi kazandınız.bu entryde bilgi verirken öncelikle fakültenin pandemide nasıl bir eğitim verdiğini,akabinde yüz yüze eğitimin nasıl olduğundan bahsedeceğim.o yüzden de biraz uzun bir entry olacak.
1)pandemi döneminde istanbul üniversitesi tarafından öğrenme yönetim sistemi(öys) adında bir site faaliyete geçirildi.tüm canlı derslere, ders materyallerine, sınav olduğu takdirde sınavlara buradan erişim imkanı sunuldu.2020-2021 eğitim yılında da bu sistem yürürlükte olacak.
2)online eğitimin faydalarından biri, işlenen canlı derslerin sisteme kaydedilmesi ve sanki netflixte film izlermiş gibi tekrar tekrar izleme, durdurma gibi imkanlarının olması.bu sayede öğrenciler, dersi kaydeden ve yazıya döküp satan ders notçularıyla artık muhatap olmak zorunda değil(gerçi dersi dinlemeye üşenip bu ders notlarını satın alan çok kişi var.).
3)online eğitimin bu fakültede yarattığı mağduriyet ise şüphesiz sınavlar noktasında oldu. öys üzerinden sınav soruları pdf olarak yüklendi ve öğrencilerden soruların cevabının kağıda el yazısıyla yazılması, sonra kağıdın adobe scan vs uygulama ile taratılması ve öys ye taratılmış kağıdın fotoğrafının yüklenmesi istendi.ayrıca sınavlarda kanun ve kaynaklara erişim olmasından ötürü hocalar zor yerlerden soru sordular ve sınavlarda verilen süre de azdı. ki zaten öğrenciler de #iuhfadaletistiyor, #iuhfmagdur hashtagleri ile twitterda seslerini duyurdular.
4)neticede fakültenin online eğitimi ve sınavları, beni mağdur etmese de genel olarak bir mağduriyet yarattı.burayı kazananlar bilsinler ki, bu fakültenin vize ve finallerine, tyt-ayt’ye çalıştığınızdan daha fazla çalışacaksınız.bazen çalıştığınızı düşündüğünüz sınavdan 10-20,yeteri kadar çalışmayıp kesin kalırım mantığıyla girdiğiniz sınavdan 50 alacaksınız(finallerde geçme notu 50).
5)fakültede her dersin ocak ayında vizesi ,mayıs veya haziran ayında final sınavları olur(seçmeli dersler hariç).yani bir dersin yılda 2 sınavına gireceksiniz ki buna da yıllık sistem denir. bu sistemin avantajı, sınavlara kadar bol çalışma vaktinizin olmasıdır.dezavantajı ise ekimde gördüğünüz konudan mayıs ayındaki sınavda sorumlu olacak olmanızdır.son olarak vizede 99 alsanız bile, final sınavında 49 alırsanız o dersin bütünleme sınavına kalırsınız.çünkü finallerden geçmeniz için en az 50 almanız gerekir.finallerden 50’yi geçtikten sonra alacağınız harf notu(örneğin aa) sınıfın aldığı notların ortalamasına göre belirlenir ki buna da çan eğrisi denmektedir.
6)şimdi de yüz yüze eğitim olma ihtimaline binaen biraz bu konu hakkında bilgi vereyim.öncelikle biliniz ki bu fakülte çok kalabalıktır.özellikle dersler yeni başladığında 300-400 kişiyle beraber derslere girebilirsiniz.ayrıca bir gördüğünüz, muhabbet ettiğiniz insanı bir daha görmeme olayı bu fakültede yoğun bir şekilde yaşanıyor.ama sosyal bağlarınız çok zayıf değilse, bir şekilde kendinize bir arkadaş ortamı buluyorsunuz.ama benden bir tavsiye, üniversitedeki arkadaş ortamlarına pek güvenmeyin, örneğin sırlarınız gibi mahrem konularınızı anlatmayın.
7)gerek online eğitim gerek yüz yüze eğitimde dersler maalesef lisede konferans salonunda yapılan konuşmalar gibi geçiyor.fakat bu fakültede bazı hocaların anlattığı konuları kitaplarda bulamazsınız.o yüzden hocaları iyi dinleyin.zaten online eğitimde derslerin sisteme kaydediliyor olması da bu açıdan büyük bir nimet.
8)muhtemelen 1.sınıfta kitaplar yerine salt,alpha,titiz gibi ders notları kullanacaksınız.bu doğal bir durum.fakat tavsiyem bu notları en yakın zamanda bırakmanızdır(en azından önemli dersler açısından.).bu notlarla dersleri geçer misiniz, evet geçersiniz çünkü hocaların ses kaydı ve derste anlattıkları kağıda dökülüyor ve ağırlıkta sınavlarda bunlar soruluyor.fakat bu notlarla hukukçu falan olamazsınız.ne demek istediğimi ileride daha iyi anlayacaksınız.
9)sınavları 2 türlü geçebilirsiniz.ya günü gününe çalışırsınız ya da sınavlara 1.5 ay kala eşşek gibi çalışırsınız.bu durumların aksi örnekleri de var tabi fakat genel hatlarıyla son 2 hafta ders çalışan öğrenciler sınavlarda çakıyorlar.
10) hocalarla olan diyaloglardan da bahsedeyim.yüz yüze eğitimde dersten sonra hocaya soru sormak bir hayli zordu çünkü hocanın çevresinde bir öğrenci çemberi birikirdi.ayrıca hocaların hafta içi görüşme saatleri vardı ve randevu alınması gerekiyordu.online eğitim döneminde ise hocalara mail atarak soru sorabilirsiniz.çok umursamaz bir hoca değilse sorunuzu 1-2 hafta sonra cevaplayacaktır.
11)burada biraz karamsar konuştuğumun farkındayım.fakat okul bir şekilde biter arkadaşlar endişe etmeyin.ha 4 yılda bitirmişsiniz ha 6-7 yılda bitirmişsiniz aynı şey, aynı diplomayı alacaksınız.o yüzden yüz yüze eğitim olması halinde gezin beşiktaşı,kadıköyü,tarihi yerleri dolaşın,istanbulun tadına varın, dersleri çok boşlamayın yeter.
12)ilk 2 ay hukukla ilgili hiçbir şey anlamayacaksınız, belki de hukuktan nefret edeceksiniz.sabırlı olun,çalışın. zaten zeki çocuklarsınız, buraya iyi bir sıralamayla geldiniz,inanın ki hukukun mantığını zamanla kavrayacaksınız. bu entrynin yardımcı olması ümidiyle, hepinize iühf hayatınızda kolaylıklar diliyorum.
1880'de adliye nezaretinde fiili hayata geçip 1990'da istanbul darülfünun çatısı altında giren, bitirmesi kazanmasından zor, devam zorunluluğunun olup hocaların yoklama almadığı için fiiliyatta uygulanmadığı, eskisi kadar siyasi gruplaşmanın bulunmayan, yürüyen doktrinlerden istifade etme imkanı sunan bilgi yuvası.
marmara üniversitesinde okurken, hukukla ilgili dersleri bu fakültenin hocaları verirdi. Hatta hiç unutmuyorum, bu memlekette yargıçlar hürdür kimse dokunamaz diye nutuk atan bir sayın hocayla, o iş sizin sandığınız gibi değil diyerekten tartıştığımı bilirim. Bize gelen hocaları iyi ders anlatırlardı ama fazlasıyla dediğim dediklerdi.
bir sınav döneminin daha sonuna geldiğimiz şu kara günlerde hakkında birkaç satır karalamak istediğimdir.
bu okul birtakım anormallikleri uhdesinde barındırıyor sözlük. evet bu janjanlı lafları hep ders kitaplarından öğrendim. düşünüyorum düşünüyorum bir türlü içinden çıkamıyorum bazı şeylerin.
şimdi mesela bi insanın sınav döneminin 35 gün sürmesi normal mi? 35 günde 4-5 gün arayla sınavlara girmesi, bu süre zarfında toplasan 2 ya da 3 gün dışarıya çıkıp sosyalleşmesi -o da delirmemek için- normal mi? diyorlar ki yıllık sistem bla bla. eyvallah öyle olsun. peki bi insan evladının 1 yıl boyunca işlediği derslerden sorumlu olduğu yetmiyormuş gibi bir de yine o aynı insan evladına "derste yetişmeyen yerlerden de sorumlusunuz. siz kitaplarınızdan çalışın" demek ve bunu fiilen icra etmese bile öğrenciyi psikolojik baskı altına almak normal mi? ya da mesela bi insanın haftalarca aynı dersi çalışıp sonra o dersin sınavından çıkınca "abi sorularda ne soruyordu anlamadım bile" demesi normal mi? bak bi de dikkat et söz konusu kişi bu ülkenin aklen kaymak tabakasından sayılır. malum bu okula girmek için üniversite sınavında ilk 5 binde olmak gerekiyor. ya her şeyi geçtim biri bana tüm derslere gelip, tüm kitapları okuyup yine de adam gibi bi not alamamayı anlatsın be. yahut 50 geçme notu olan bir dersin bütünlemesinde 47-48 le öğrenci bırakmayı anlatsın. sonra, siz derse gelmiyorsunuz, bi kendinize gelin diyerek kağıtların ünlü düşünür goethe ile okunması nasıl bi şov mesela? dersten bırakmakla övünmek, farkı mezun olunca anlayacaksınız diye uydurup uydurup ipe dizmek nasıl bi şey? sınavın nasıl olacağına dair açıklamayı bile doğru düzgün yapmayıp milleti kabız etmek nasıl bi krallık ya nasıl? bunu sorarım dediği hiçbir şeyi sormamak, notçulardan aldığınız nota çalışırsanız çakarsınız demek ve sadece nottan çalışanların bir bölümünün o dersi vermesi..
Tanım: 3 yılda gözlerimi bozmuş, psikolojimi alt üst etmiş okulum..
liseden mezun olduğum sene hiçbir hukuk fakültesini kazanamamıştım, lisedeki öğrencilik hayatımda çok kötüydüm ama zeki, istese yapar tanımı yapılan bir öğrenciydim. bir sene daha çalıştım. ygs 20bin, lys 4bin sıralamayla hem istanbul hukuku hem de ankara hukuku kazandım.
babam hacettepe tıp mezunu olarak ankaraya gitmemi orada yaşamamı orada okumamı çok istiyordu, genel olarak tüm ailem ve yakınlarım bunu istiyordu. ben de 2017 ortasına kadar daima ankara istiyordum, aklımda hiçbir şekilde istanbul yoktu hatta ankara hukuk da yoktu o kadar yüksek hedefler koymamıştım kendime ama çalışmamızın karşılığı buymuş kazandık, lakin ben istanbula aşık olmuştum ve istanbul hukukun daha iyi bir ilim irfan yuvası olduğunu düşünüyordum, işin içinde olan çoğu kişiden de aynı tepkiyi almıştım. sonuç olarak istanbul hukuk tercihinde bulundum. şu an 1.sınıftayım ve vizeler yarın başlıyor. şu zamana kadar yaşadıklarımı özetlemek isterim, zaman geçtikçe burayı editlemek de nasip olur umarım.
1- ilk olarak istanbul'un en merkezi ve en tarihi noktalarından birinde okulumuz. Sultanahmet ve Ayasofya'ya 15 dakika yürüme mesafesinde. Süleymaniye Camii ile duvarlarımız komşu daha nice binayı ve eseri saymıyorum. Tramvay ve metro okulumuzun dibinde, ulaşım açısından sorun yaşayacağınız bir yer değil.
2- Kampüsümüz harika. Gerçekten istanbul'un bu kadar merkezi bir yerinde bu kadar güzel korunabilmiş ve insanlardan uzak tutulabilmiş kampüs bulmak zor. Güvenlik denetimi çok sıkı zaten. Siyasi olayların patlak vereceği günlerde sadece Hukuk ve iktisat öğrencileri kampüse alınıyor. istanbul Üniversitesi öğrencisi olsanız dahi giremeyebiliyorsunuz yani. Özellikle 10 Ekim Ankara Garı Patlaması yıldönümünde çok sıkı bir denetim vardı. Okul binası çok güzel ve tarihi. Açılış dersinde yeni dekanımız Abuzer Kendigelen tüm dünyada önemli üniversite ve fakültelerin tarihi binalarda eğitim gördüğü örneğini vermişti. Bu bakımdan Türkiye'de Boğaziçi Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Kampüsü ile istanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü bunların nadir örneklerinden. istanbul'un en önemli yapılarından biri olan Beyazıt Yangın Kulesi de kampüsümüzün içinde bulunmakta. Boğaz manzaraları yemekhanemizi saymıyorum
3- inanılmaz kozmopolit bir ortama sahip öyle ki benim şu ana kadar edindiğim arkadaş çevremde Kabataş Erkek Lisesi, Robert Kolej, Alman Lisesi, Cağaloğlu Anadolu Lisesi, Kadıköy Anadolu Lisesi, Pertevniyal Lisesi, istanbul Erkek Lisesi gibi köklü liselerin dışında Kahramanmaraş, Malatya, Van gibi yerlerden gelenler de var. Anlayacağınız çok kültürlü bir yapı ve bu bir insanın gelişimi ve dünyaya bakışı açısından kanımca çok mühim. Resmen Türkiye'nin mini bir maketi istanbul Hukuk bu anlamda.
4- Hocalarımız çok kaliteli insanlar olduklarını derslerde çok güzel hissettiriyorlar. Zaten binadan içeri girdiğinizde ya da bir derse denk geldiğinizde burada önemli bir iş yapılıyor diye hissedebiliyorsunuz. Çok önemli hocaları kaybetmiş olması yeni gelen hocaların çok önemli insanlar olmadığı anlamına gelmiyor. Saadet Yüksel, Serkan Ergüne gibi şu anda doçent olmasına rağmen profesör kalitesini yakalamış hocalara sahibiz.
5-Sosyal etkinlikler eskisi kadar zayıf değil kanımca. isterseniz çok aktif olabileceğiniz kültür ve etkinlik kulüpleri bulunmakta sadece fakülte bünyesinde düşünmemek lazım ayrıca üniversiteye ait kulüplerde de aktivite şansı bulabilirsiniz. Fakülte açısından değerlendirmek biraz sınırlıyor olayı.
Gözlemlerimi öğrencisi olmaya devam ettikçe editleye editleye aktarmaya çalışacağım buraya...
edit : serkan hoca artık profesör oldu,burayı okuyacak olursa kendisini tebrik ediyorum borçlar ve medeni derslerini tekte veren bir öğrencisi olarak
edit 2 : saadet hoca aihm yargıcı oldu.onu da ne kadar tebrik etsek az.
edit 3 : ben de 3.sınıfa geçtim,alttan dersim yok.ortalamam fena değil.geçen yazdaki büt performanslarımdan sonra bu okulun 4 senede bitebileceğine olan inancım yeşerdi.
Dün IŞiD üzerine yapılan haber üzerine, hepimizin bildiği fotoğrafın sosyal medya üzerinden yayılmasıyla haklı olarak hepimizi bir endişe sarmıştı. Dün söylediğim üzere, bugün güvenlik amirleri ve müdürleriyle görüştüm. Görüşmeyi şu şekilde özetleyebilirim:
Fotoğraftan sonra okulda olağanüstü güvenlik önlemleri alınmıştır. Bir helikopter havadan okulu gözlemektedir. Okul dışında özel harekat polisleri ve zırhlı araçlarla sivil polisler hazır beklemektedir. Okul içerisinde sayısı bilinemeyecek kadar sivil polis bulunmaktadır. Bunun yanında okul içinde görevli polisler direk olarak Cumhurbaşkanlığı'na rapor vermektedir. Bu nedenle okul yönetimi üzerinde de baskı çok fazladır. Güvenlik görevlilerinin sayıları arttırılmış, hepsi tecrübeleriyle görevlerinde hazır bir şekilde beklemektedir. Okulda iŞiD faliyeti yürüten *malum* *grubun* tüm üyelerinin kimler olduğu güvenlik görevlileri tarafından bilinmektedir. Dün Rektörlüğün talebi üzerine bundan sonra sürekli olarak kapılarda sivil polisler de bekleyecektir.
Bu noktada bizlere düşen görev metanetli olmanın yanında, şüpheli herhangi bir şey gördüğünüzde derhal güvenlik görevlilerine bildirmenizdir. Bu ise görevli amirlerin sizlerden ricasıdır. Çünkü her zaman en iyi istihbarat halktır.
Alınan tüm bu önlemler güvenle derslerimize ve sınavlarımıza yönelmemiz için yetecek niteliktedir. Güvensizlik ve endişe her zaman iyi olan durumu dahi kötüleştirir.
Şaka gibi. Eskiden oraya buraya liselilerin yazdığı "bugün de ölmedim anne" lafına bakıp bakıp gülerdim, "herkes Polat Alemdar zaten aferin ölmemişsin ne güzel" falan diye. Ben "şu an" ölmedim, üçteki sınav için giderken yolda da ölebilirim, fakülte içinde de ölebilirim, arkadaşlarımın ölüm haberini de alabilirim. Bugün de ölmedim demem için henüz erken yani. Yaşamayı ummak, buna alıştırılmış olmak, korku terörünü kanıksadığını fark etmek gerçekten şaka gibi. Ne kadar işe yarayacağını bilmiyorum ama #önlemalın. Arkadaşlarımın televizyonda sadece 30 saniye yer bulacak "şehit" haberini almak istemiyorum, keza ailemin de benim için aynı haberi görmesini...
Sayısalcıydım, öyle pek de bir hedefim olmadan Lys edebiyata öylesine girip kazandığım ama gitmediğim fakülte. Kaç yıl geçti arada bir keşke oraya gitseydim diyorum proje zamanları bunalımlarında.
Bu dolanan resim yüzünden kafi derecede sinirlerimiz bozuldu. Benim yarınki sınavı düşünmem gerekirken okula hangi taraftan gitsem diye düşünmeye başladım. Umarım sadece korku salma amacı ile yapılmış ve o raddede kalacak bir şeydir.
Zamanında güvenliğinden emniyetine kimse kılını kıpırdatmıyordu bu okulda ışidlilere karşı. Hatta el altından destek verildigi bile iddia ediliyordu bu işid sempatizanı götlere.
bu hafta vize sınavları başlayacak okulum. okulun en kalabalık dönemi yani. normalde okula uğramayanlar bile sınav için okulda olacak.
bu ışid'in saldırı yapma ihtimalinin olması da tuz biber oldu. kimse olamaz demiyor. çünkü biliyoruz güvenliğin ne kadar dandik olduğunu. kimlik gösteriyoruz, x ray'den çanta geçiriyoruz doğru düzgün bakan yok.
umarım kazasız belasız atlatırız şu dönemi. tek derdimizin sınavlardan geçebilmek olması gerekirken, başımıza bir şey gelir mi diye düşünüyoruz. şaka gibi ya. #önlemalın
Ben öylesine bir kurşunla bile ölebilirim buna hazırım; fakat o fakültede benim Kardeşimin kılına hiçbir suçu yokken zarar gelirse yıkarım başlarına o devleti. #önlemalın