hiç bakım yapılmayan, 1453'te nasılsa şimdi de öyle olan kampüstür. türkiye'nin en köklü üniversitelerinden biri olan istanbul üniversitesinin başındakilerin rezilliğidir. yazıklar olsun.
yapılan sag sol catısmalarıyla adından cokca bahsettıren ıcınde her turlu ıdeolojıden ogrencılerın bulundugu en ufak kıvılcımda bırden patlak veren olayların cıktıgı kampustur.
sürekli kırılan kapısı iki sene önce çelik desteklerle sağlamlaştırılan, zincirlerle bağlanan ama buna rağmen yine sürekli zinciri değiştirilmek sorunda kalınan tarihi fakülte
dünyanın en eski üniversitelerinden biridir. 1453 yılında üniversite yapıldığı söylenir. saatlerin ikiside farklı zaman dilimlerini göstermekle beraber ortak bir noktada birleşirler. her daim ikisi de yanlıştır...
size okul kapısındaki bir anımı nakletmek isityorum.belkim daha önce anlatmışımdır.
karga sizin yaşlarda bir üniversite öğrencisi böyle saçlar filan uzun o yıllar kimse cesaret edemiyor öyle şeylere neyse efenim konu bu değil. efenim benim bir okul çantam içinde de yüzlerine bakmadığım ders kitaplarım ve basket topum var. okul kapısından girerken kimlik filan gösterilir çantalar taranırdı ama, kimse ne beniim kimliğime ne de çantama bakmazdı. sanırım temiz yüzlü hatta safça bir tipimin olması da buna neden oluyor olabilir. (ağırıma giderdi o ayrı) -hatta bir gün sanırım 1997 de filan 3 arkadaş minibüste giderken polis çevirdi. herkesin kimliklerine bakıp aradılar arkadaşlar dahil. ben polisin arkasından koştum abi benim kimliğime bakmayacak mısın diye gerek yok dedi yahu. terbiyesiz...-
efenim gene daldım bir yerden çıktım başka bir yerden neyse...
beni yeni gelen bir polis durdurdu ve çantama bakmak istedi.ilk defa böyle bir şey lduğundan çok sevindim. hani utanmasam adamın üszerine atlayıp abim benim diye öpeceğim. aramızdaki konuşma aşağıda;
-ne var o çantada?
-** abi kitap ve top var
-göster bakayım
-* al abi top
-kaldır onu bakayım
-** buyur abi
-o ne lan
-* kitap abi
-ne kitabı lan bu
-* abi ders kitabı
-ne biçim ders kitabı lan bu
-abi vallahi ders kitabı ya *
-ne yazıyo lan onun üzerinde
-neo klasik iktisat abi
-hah ne demek lan o neo
-abi yeni anlamında yani
-ne yenisi lan neo ne demek hesap ver bana
-abi valla kitap ya hani klasik iktisatçılar var ya sonra neo klasikler çıkmış. monataristler filan gibi abi *
-lan dalgamı geçiyon benle ne demek lan neo nasıl ders ktabı lan bu
-abi walla ya. başkasına sor abi istersen abi. *
yanındaki hanım polise döner ve "bu ne" diye sorar. gelen "ders kitabı bu yardımcı kitap" sözü ve o gözlerime bakarak gülümseyen yüz... allahım öldüm cennete gittim sandım. o an o polise aşık oldum. sonra sınıfa gidene kadar 3 kıza daha aşık oldum...
ulan sen hiç çevrilme, adam yerine koymuyorlar diye üzül. ilk çeviren hem psikopat, hem cahil çıksın. ölüyorum sandım sözlük öyle böyle değil. gerçi ders oldu bir daha öyle neo lu, deolu şeyler taşımadım yanımda...
tüm yeşilcam filmlerinde haydarpaşa garının ardından ikinciliği elinde tutan sahne bağlama konusunda rejisörlerin yardımcısı meşhur kapıya sahip kampüs.
içinde üç fakülte ***, rektörlük binası , kule *, yemekhane ve rasathane bulunan istanbul üniversitesi kampüsü. Meşhur kapısının önünde "Daire-i Umur-ü askeriye", arkasında fetih suresi yazar. fatih sultan mehmet ilk sarayı bu alana yaptırmıştır. kampüsün arka tarafı süleymaniye camisi, haliç ve boğaz manzaralıdır. geçtiğimiz sene belediye * tarafından restore edilmiştir.
biri bir hikayemi artı oylamış (#601577) onu okurken aklıma geldi. efendim bazı sınavlar 9:00 da yapılırdı. E, ev uzak olunca, erken çıkmak lazm ki, snava geç kalınmasın. E erken çıkınca da, bu meretin kapıları 8:30 da açıldığındna bekleme mecburiyeti olurdu. Biz de öyle meydan da turlardık filan.
Bir gün gene sınav var. Arkadaşım günahsız Nadir len okula gittik. kapının açılmasına az bir süre olduğu için, bahçeye yönlendik. Efendim bizim oranın kuşları da meşhurdur. Bilenler bilir. Geldik kapıya, bir baktık, kız arkadaşlarımızan birisi. Çok da severim kendisini, çok sempatik bir kişilik, böyle yanaklarını sık, öp filan. tam sevmelik bişi. Selam verdik, selam aldık. "Ne zamandır burdasın" dedim. "Yarım saattir" diye karşılık verdi. "Kız" dedim "napıyorsun kafana kuş sı... " cümleyi tamamlayamadan yarım saattir oturan kızın kafasına, değil benim kafaya sıçtı. ulan götünü tutamıyorsun, ne diye uçuyorsun. başladılar gülmeye. rezil oldum. zaten kapıya insanlar toplaşmış açılacak diye. 50 kişinin arasından beni bulan kuşun ben... Zaten o kızı da sevmezdim. böyle şişkooo, kısaaa, öööğğğ.
Nese bu da böyle bir anımdı sözlük...
son zamanlarda nasıl olduğu bilinmemekle birlikte, diğer fakültelerden olan öğrencileri de içeri almaya başlamışlardır. yalnız bir ipucu, kapıdaki görevlilerden kadın olanı yine almıyo, diğer erkek olanlara gösterin kimlik kartınızı. içeri girdikten sonra istediğinizi yapabilirsiniz, çimlerde oturma klişesi başta olmak üzere, boğaz manzaralı yemek yiyebilir ya da hukuk bölümünün oralarda bi yerlerde olan havuzlu bahçede oturup hep orda okuyomuşsunuz gibi davranabilirsiniz de, seçim sizin. ama o kadına dikkat edin bence.
2010 kültür başkenti istanbul ile alakalı olarak surları elden geçirilen kampüstür. 4 yılın nasıl geçtiğinin anlaşılamayacağı güzellikte bir yerdir. Ayrıca manzarasının insanı okulu uzatmaya teşvik eden yapısı vardır. belediyenin düzenlemesi ile ağaçlar budanmış çimler ekilmiş ekolojik bir yapıya bürünmüştür. kampüs içinde dikkat çeken itfaiye kulesi vardır ama şuan için kapalıdır. yakın bir tarihte turizme açılacakmış.
öss haberlerine konu olan ve üniversite denince akla ilk gelen büyük, devasa kapı beyazıt kampüsü' ndedir.
istanbul üniversitesi' nin rektörlük binası bu kampüste bulunur.
bu kampüste 3 adet fakülte bulunur. bunlar: hukuk fakültesi, iktisat fakültesi, siyasal bilgiler fakültesidir. hukuk fakültesi 1880' de, siyasal bilgiler 1979' da, iktisat ise 1936' da açılmıştır.
hukuk binası çok çok eskidir, sanırım tarihi dokusu bozulmasın diye boya yapmıyorlar. iktisat fakültesi ile hukuk fakültesi siyam ikizi gibi aynı binayı paylaşır. siyasal bilgiler fakültesi ise çok gençtir. 8 büyüklüğünde deprem olsa siyasalın binası sağlam kalır ama hukuk kesinlikle yıkılır.
beyazıt yangın kulesi de bu kampüsün parçasıdır, henüz çıkmak nasip olamadı ama bir gün buraya çıkıp istanbul' u izlemek isterim.
kampüsümüzde turan emeksiz' in anısına yapılmış bir heykel vardır.
kampüsün yemekhanesinin adı da turan emeksiz' dir. 3 katlı bir yemekhanedir ve boğaza karşı yemek yemek çok zevkli olmaktadır. yemeklerin 50 kuruş olduğunu da belirtelim.
kampüsümüzde 1 adet hukuk fakültesi kütüphanesi ve 1 adet iktisat fakültesine ait okuma salonu bulunur.
son zamanlarda reklamlara ev sahipliği yapan havuzlu bahçe de buradadır.
süleymaniye camii' ne karşı sınavlardan sonra sigaranızı yakıp boş boş bakabilirsiniz.
ek olarak bu kampüse bütün istanbul üniversitesi öğrencileri girememektedir. tanıtım günlerini beyazıt kampüsünde hem de öğrencilerin giremediği rektörlük binasında yapan okul yönetimi okul başladıktan sonra başka fakültelerden öğrencileri beyazıt kampüsüne sokmaz, üzülürsünüz.
edit: 3 tane fakülte var dedik de yeni fark ettim fen edebiyat fakültesi' ne bağlı astronomi bölümü de beyazıt kampüsü' nde. sanırım 40-50 öğrencisi var bu bölümün. o nasıl bir fakülte binasıdır arkadaş bildiğin gecekondu.
tarihi yarımadanın tam ortasında ki tescilli muhteşem bi' yapıdır. devlet arşivleri binası vardır restorasyon çalışmaları devam eden.
yapının çatısından bi' manzara izlenir. sadece izlenir. susar ve öylece bakakalırsınız.
not: istanbul üniversitesi devlet arşivlerini mi övdüm ben şimdi? *
beyazıt kampüsü içerisinde ki fakültelerde okumayan öğrencilerin öğrenim hayatları boyunca elini kolunu sallaya sallaya ancak kayıt günü girebildiği kampüstür.
artık her öğrencinin girebildiği fakültedir. bu yılın son zamanlarında alınan sessiz sedasız karardan sonra bu olaya geçilmiştir. şahsen dibinde olmama rağmen giremiyordum ama artık girip çıkıyorum hep.
türkiye'de üniversitenin sembolü haline gelmiş kampüstür. evet, tarihi kapısı, tarihi binaları, boğaz manzaralı yemekhanesi, havuzlu bahçesi, kütüphaneleriyle mükemmeldir. bir yanında kapalı çarşı bir yanında beyazıt bir yanında da süleymaniye varken tarihte bir anda gibi hissedersiniz. kısacası çok süper yerdir. heleki hukuk fakültesindeysen pahabiçilemez...
istanbul'un en güzel yerine konuşlandığı için kıskanılan kampüstür. içi de gayet hoştur. biraz eski olduğundan kakara kikiri yapayım, çimlere uzanayım, kız tavlayayayım, sosyalleşeyelim yeaa diyen ünv gençliği sevmez. çünkü ağırbaşlı bir yerdir burası.