Veterinerlik fakültesi olduğu için içinde envai çeşit hayvan oluyordu. Yılanların onlarla ilgisi yoktur tabi. Kargalardan korkardım. Ağaçlardan ceviz alıp yükseğe uçup yere atar sonra iner yolda yerlerdi. Onlar ceviz yerken bekler geçemezdim. O zamanda çok korkakmışım.
2001 ve 2006 arasi araliksiz veterinerlik fakultesi ile sozde guclendirme calismalarinin yapildigi. Gecen senenin sonunda olan 6 siddetinde ki depremden sonra binalarin tekrar zarar gordugu, ozellikle veterinerlik binasi, adini bile anmaya degmeyecek universitenin cok ama cok uzak kampusu.
Fırtınasını, sessizliğini, meyvelerini , asfaltlarında dörtnal koşan atlarını her bir şeyini özlediğim aziz okulum.
Mühendislik fakültesi ve işletme fakültesi binası yenilenmiştir. Yapılan bazı çalışmalarla daha da hareketleneceği düşünülmektedir.
Bok atan ergenuslarca kıymeti bilinmemektedir.
içerisinde işletme fakültesi, mühendislik fakültesi ve veterinerlik fakültesini barındıran, işletme fakültesinin de oditoryumu ile meşhur olduğu eğitim kampüsüdür.
Adres olarak ne yazık ki pek çekici olmayan bir yerde olmayan , ancak içerisinde sımsıcak anılar barındırabileceğiniz , kampüste yürümek göt ister diyebileceğiniz , kış aylarında kardan kapanan , özellikle işletme fakültesinin farklı olduğu, göl manzaralı mütevazı kampüstür.
Public seks icin cok uygun mekanlari olan kampus. Lakin prensip geregi bir turlu deneyecek partner bulamadigimdir. Belki festivalde universite mensubu olmayan biri getiririz.
tuhaf bir yer. sanki içinde kampüs olma isteği varmış gibi duruyor. ara sıra bir şeyler yapılıyor, inşaatlar tadilatlar başlıyor. galiba bu sefer okula benzeyecek diyorsun ama tadilat bitiyor ve bir bakıyorsun ki değişen bir şey yok. şu an da da ağç dikimi ve gene inşaat ve yol çalışması var ama bitince neye benzeyecek merak ediyorum. yoksa bu bitiş hali mi! aslında konumu ve manzarası güzel ama niye bu halde bilmiyorum. bence üniversitenin bu kampüsü özelleştirilmeli.
ilk geldiğimde sevimsizliği ve boşluğuyla beni benden almış olan yer. daha kapısından girdiğim gün işletme fakültesinin önünde boş boş yatan köpeklerin elimdeki su şişesine saldırmasıyla buranın benim için ne sürprizler beklediğini anlamam gerekiyordu belki de...
cafesi, sosyal olanakları olmayan kampüstür burası. ama beyazıt kampüsüne göre daha avantajlıdır çünkü sakindir. öğrenci öğrenciliğini yaşayamaz belki ama olaysız geçen günlerinin değerini bilmesi gerekir kanımca.
metrobüsün son durağında indiğinizde dandik kapısıyla sizi karşılar ve içinde bulunan üç beş binayla asla sıcak bir ortam yaratmaz. ama yine de eğitim yuvası olmaya çalışır. biraz öksüz kalmıştır ve o buna hiç aldırmaz.
kaprislidir kampüsümüz, kendini bir halt sanan insanlar gibidir. iyi ve güzel olduğunu iddia eder ama yapılabilecek onlarca şey varken beceriksiz yönetim yüzünden bakir kalmıştır. taş üstüne taş koymak için bürokrasinin altında ezilen bir kurumun parçası olmak onu hantallaştırmış ve böyle yalnız bir hale getirmiştir.
1.5 yılımı geçirdiğim ve beyazıt kampüsüne geçiş yaptığım yer. beykent te kalıp avcılarda okumak. şişli de kalıp beyazıt ta okumak. hey gidi günler hey.
kışın rüzgarı suratınızı yalarcasına esen kampüstür. yazın ise işletme fakültesine girişte solda dut ağacı var. hala duruyorsa kara dutlara dalın derim.