istanbul şişelerde balık olsak zirvesi ve beklenen faslı ankara zirvesi arasında var olduğu söylenen rekabettir.
keşke zirve organizatörü olarak benim böyle bir rekabetten haberim olsaydı.
bu rekabet ne işe yarıyor diye düşünmeye gerek yok hiç bir işe yaramayacak.
hem varsayalım rekabet var o vakit hemen aklıma bir söz düşer:
(bkz: biz rekabet etmeyiz rekabet yaratırız)
istanbullu arkadaşların var olduğunu düşündükleri ve başlıklarını yukarıda tutarak melih gökçek tipi laf kalabalığı ile öne geçtiklerini sandıkları şeydir.
edit: ayar vermek gibi bir amacım yoktur. böyle konularda hiç olmazda. aşırı hassaslık varsa denetim masasından düzeltiniz.
şampiyon belli be dostlar*. boşuna hem kendinizi yormayın hem de sidik yarışı kapsamında sözlüğün veritabanına fazladan veriler yüklemeyin o entrilerinizle. ayrıca bizim faşolarımız sizden daha çok ve sizi döver.*
ankara zirvesi tarih kokan taş plaklardan minur nurettin'i, müzeyyen senar'ı, mustafa sağyaşar'ı dinleyip kulaktaki paslarını silip, kadeh kaldırırken, istanbul zirvesi şehrin berbat trafiğindeki korna sesleri ve kirli havayı teneffüs edip, eğlencenin "e" sini yaşayamayacaklardır.
nevizade ruhunu bilmeyenlerin 'unutulmuş birer birer eski dostlaaaaar eski dostlaaar' tadıyla önde olduklarını sandığı yalandan kapışmadır.
yıldırım bayezıd ile timur 1402 de ankara ovasında kapışırken istiklal ve nevizade civarında şarap kadehleri havalardaydı a dostlar; şimdi orda münir nureddin burda nirvana çalıyor diye fark mı yarattık sanıyorsunuz? aranılan farklar içinde boğulmayın sonra?
(bilmeyenler için) nevizadeden korna sesi değil; marmaranın derya kuzularından gelen kokular eşliğinde sadece tabak çanak bardak sesleri duyulur; dünyanın öbür ucundan bu ruhu yaşamak için gelen insanların yüzündeki huzurun ifadesi görülür.