istanbul'a sahip olan ülkenin doğu'nun ve batı'nın hükümdarı olduğu inancı vardır.
osmanlı'da önce iznik ve bursa başkentti çünkü beylik zamanında bizans'ın, latin rum devleti'nin (haçlıların) anadolu'ya açılan kapısı ele geçirilmişti. daha sonra haçlı seferleri ve balkanlar'ın fethi döneminde edirne başkent oldu. istanbul'un da ele geçirilmesi ile istanbul başkent olarak kaldı.
ankara'nın başkent olmasının en büyük önemi ise, türkiye'nin kuruluşunun, türk milleti'nin anadolu hareketi sayesinde olmasıdır. trakya'da da yerel direnişler vardır fakat mustafa kemal'in komutasında birleşememişlerdir. milletin gözünde istanbul diyince halife akla gelmektedir, sultan akla gelmektedir, babıali akla gelmektedir. oysa türk milleti, istanbul'dan değil, ankara'dan yönetilmekte, yani kendi kendisini yönetmektedir.
bu anlamda türkiye cumhuriyeti'nin başkenti istanbul değil ankara'dır ve öyle kalacaktır.
new york un amerika nin, sydney in avustralya nin, mekke nin arabistan in baskenti olmasi gibidir. bir sehrin en buyuk veya en guzel sehir olmasi sehrin o ulkenin baskenti olmasini gerektirmez. her sehrin ayri bir baskent olma oykusu vardir, ankara nin neden baskent oldugunu ilkokula giden her turk genci bilir ve ankara da bir iki gun geciren her insan istanbul un baskent olmasi taktirde nasil yasanmaz bir yer haline gelebilecegini kolaylikla kestirebilir. ankara yi bile bogan bu burokrasi havasi ve gri binalar istanbul un ne tabiatina ne de insanina uyar. ankara insani ise barisiktir bu havayla ve hayatta kalmasini bilir, zevk alir ankara dan. o yuzdendir ki bilmez ankara nin guzelligini orada yasamayan.
yazima bir halk ozanin guzel bir bestesi ile son vermek istiyorum;
angara, angara, guzel angaraaa
seni gormek ister her bahti karaaaa
dubudubu dub dub...
kabul edilebilir argümanlarla reddedenler var. kendilerine saygılarımı sunuyorum. zaten mevcut koşullar düşünüldüğünde neredeyse imkansız bir hayal gibi görünüyor istanbul'un başkentimiz olması.
ama bi de kendi gölgelerinden bile korkan, osursak ''fazla koku rejimi tehdit ediyor'' nidalarıyla ortalarda koşturan paranoyak arkadaşlar var. onlara da götümü dönüp en fasülyeli osuruklarımdan gönderiyorum.
ulan bugün savaş çıksa ya da ne bileyim darbe filan olsa o şimdi devrimci diye övdüğünüz abileriniz gibi gemiyi ilk siz terkedeceksiniz. ben cephede kanımı dökerken sen başka bir devletin vatandaşlığı için popo yalıyor olacaksın, hangi ülküden bahsediyorsun, hangi rejimden.
her şeyden önce hukukun izin vermediği bir durumdur. istanbul avrupa'nın kültür başkenti olabilir. hatta avrasya'nın kültür başkenti olabilir. ama nüfusu 10 küsür milyon olan bir şehre bir de bürokrasiyi eklerseniz, o şehir şehir olmaktan çıkar. istanbullu arkadaşların ya da istanbulda yaşayan ankadaşların beni daha iyi anlayacağını düşünmekteyim. kendi şahsıma konuşmak gerekirse, istanbul'a gittiğimin her defasında o kente aşık olmak için bir sebep daha bulurum. boğaz havasıyla, her şeyden önce tarihi dokusuyla bambaşka bir yerdir. bunu sadece türkler değil istanbul'u gören herkes söyler. yaklaşık 21 yıldır ankarada yaşamama rağmen istanbul aşığı bir kimseyimdir. lakin tarihinin bu kadar görkemli olması istanbul'u başkent yapmaya yeter mi? yetmez.
-tarihe bakıcaksan ankara'nın da hititlere kadar uzanan tarihi var benjamin.
-vay bana! o zaman baya eski bizim buralar?
osmanlı bizim ecdadımızdır. bunda hemfikiriz. ama atatürk'ün kurduğu ve tarihimiz gibi mirasımız olan cumhuriyet değerlerine de sahip çıkmamız gerektiğinden cumhuriyet mirası olan başkent ankaraya da sahip çıkmalıyız. bu açıdan yersiz bir olaydır. *
hukuki ekonomik ve mühendislik detaylarını da barındıran çoook geniş bir proje hazırlanmamalı bu kapsamda harekete geçilmemelidir. çünkü ankara, bağımsızlığın, cumhuriyetin simgesidir.
istanbul bugün finansal anlamda çok önde olsa da, bu durum sydney'in avustralya başkenti olarak bilinmesine benzer.. herşey görkemle, parayla pulla sarayla olmaz..
stratejik açıdan bakıldığında pek de akıl karı olmadığına inanıyorum. koskoca osmanlı imparatorluğu'na yüzyıllarca başkentlik yapmış bir şehrin yerine ankara'nın başkent yapılması sadece kurtuluş savaşı'nın ankara'dan yürütülmesi değil, sahip olduğu güvenli konumdur. istanbul, ankara'ya kıyasla daha saldırılara açık konumdadır.buna bir montrö boğazlar sözleşmesinin maddelerini eklerseniz pek de uygun olmayacağı anlaşılacaktır.