sen başkalarını değil kendi milletinin menfaatlerini dusun. O savundugun kişiler zaten kendilerini düşünür. Sende onları dusunursen başka bayraklar altında yaşamaya mahkum kalırsın.
canım kardeşim
güzel kardeşim
o bizanslılar orospu çocugu muydu?
adamların ülkesini alıyorsun birde bunu her yıl bayram gibi kutluyorsun
sen faşist misin? sen ruh hastası mısın?
sen neden milletin ülkesini fethediyorsun?
hadi o çağda normaldi edildi
sen şimdi buna neden seviniyorsun?
onlar tekrar istanbula geldiklerinde 1920 de bu neden işgal oluyor?
ulan istanbulu adamlar kurdu sen aldın onlar tekrar alınca senin toprağın işgal edilmiş oluyor. la adamlar sen almadan önce 1000 yıldır ordalar seninki nedn işgal sayılmıyor?
ben cevabını çok iyi biliyorum...
"sen mükemmelsin"
senin ülkenden bir karış toprak alamazlar
ancak sen istanbulu fethedersin ve bu da şölendir.
robotlara karşı mı savaştık?
oradakiler de insan değil mi?
yok efendim yöneticileri kötü işte osmanlı fethetti diye sevinmişler..
sevinmeseler kılıçtan geçiriyorsun pezevenk.
adamlar sana direnince hop kelle gidiyor.
yani sen adamın ülkesini zorla al
direnenleri kes
kalanlar göt korkusuna ses çıkramasın
bu fetih şöleni olsun
ama biri senin ülkenden bir karış toprak alınca bu inanılmaz bir kötülük olsun..
niye?
sen sütten çıkmış akkaşık mısın?
şanlı fetihler yaparsın kahpe işgallere uğrarsın..
hani gram akıl olmayan gerizekalılar ülkesinde yaşam savaşı veriyorum..
edit: bastığın her eksi cihadda sana bir sevap kazandırır koçum durma.. "gördüğünüz yerde öldürün"
sorun kutlanması değil kutlanış şeklidir. ahı gidip vahı kalmış, yeterince iyi korunamaış surlara asfalt yolda 500 yıl öncesinin yeniçeri kıyafetlerini giymiş adamların saldırışını izlemek komik oluyor.
onun yerine fethin onuruna spor aktiviteler düzenle, halkın geniş şekilde katılabileceği sosyal orginazyonlar planla ki herkes bugünün kıvancından az da olsa nasiplensin, önemini kavrayabilsin. yoksa bu haliyle yolların kapanmasından dolayı arabanın içinde saatlerce beklemek zorunda kalan o kadar vatandaşın küfürünü yemekten başka bir işe yaramıyor.
zaten doğru düzgün kutlanmayan fetihin ardından söylenen gereksiz söz. kim kutluyor sözlükten istanbul'un fetihini? samimi olun. tatil gününe denk gelse, kı.ınızı kaldırıp, kutlamalara katılır mısınız? pek sanmıyorum.
çağ kapayıp çağ açan bir olayı küçük görme hadisesi, eziklik, zavallılık... istanbul'un fethinin "alt tarafı bir şehrin işgali" diye tanımlanması talihsizliği. yazık, çok yazık.
1071 ile girmişiz anadoluya. tam olarak buna inanmasamda lise kitapları öyle diyor ne bileyim.
her neyse...! istanbul güllerle alınmamış falanmış filanmış. anadoluya güllerle mi girilmiş? hayır. malazgirt denen savaşta insanlar ölmüş, yurtlarından göç etmek zorunda kalan insanlar olmuş ve biz anadoluyu feth etmişiz.
sonra bir gün gelmiş bizim almak için anadolu'nun yerli halkını göçe zorladığımız gibi batı'da bizi göçe zorlamış anadolunun bir kısmını almak için. savaş açmış. kurtuluş savaşını vermişiz. kazanmışız.
tabii bunlar üzücü olaylar. ne gerek var 23 nisanı, 19 mayıs'ı filan kutlamaya? biz anadoluya girerken anadoluda kimse yok muydu? hiç kimseyi öldürmedik mi? öldürdük.
hem istanbul'un fethi gereksiz, hem 23 nisan gereksiz, hem 19 mayıs gereksiz.
hatta bence biz bile gereksiziz. gereksiz mahluklarız biz. ne gerek var tarih bilincine falan? japonlar bi' de atom bombası atılan yerleri gezdiriyorlarmış çocuklarına. bak bak...kin ve nefret tohumları attırıyorlar resmen. gereksiz milliyetçilik...!
Gene bir 29 Mayıs, gene "trafiğe kapalı bazı yollar", gene mehter, gene Ulubatlı Hasan falan. idrak ettik. Beş yüz elli beşinci yıldönümü...
Elbette artık işe teknoloji de karışıyor, bizim Hasan, minibüsleri ve kaldırım satıcılarını yara yara surlara bayrak dikmeyecek de (Gungadin misali otuz sekiz ok yiyip bir türlü yere düşmez), Topkapı'dan şehre girişimiz Topkapı'da panorama gösterisiyle canlandırılacak: Otuz sekiz metre çapında kubbe, on bin figüran... Artık böyle kutlanacakmış, müze yapıyorlar... Artık surlardan hoplaya zıplaya geçmek için sütçü beygiri bulmaya gerek kalmadı.
Waterloo Müzesi'nin panoramasından çok daha görkemli olacağı muhakkak. (Kubbeli müzeyi gezmek kolaydı da, savaş alanını yukarıdan görmek için arslanlı tepeye çıkana kadar anam ağlamıştı... Hougomont tarlasının çamuruna saplanınca da Napoleon'un niçin yenildiğini anlamıştım.)
Lakin, olayın üzerinden beş yüz elli beş sene geçmiş yahu, beş yüz elli beş...
Bu kadar zaman sonra hâlâ onu "almakla" mı övüneceğiz?
Süleymaniye'sinden Topkapı Sarayı'na, yedi tepesine öyle bir damga vur ki dost düşman parmak ısırsın, sonra da "aslında burası benim değildi" de...
Ele güne "burayı biz kurmadık, sonradan, hem de şiddet kullanarak ele geçirdik" mesajını ısrarla ver... Gözüne sok, hatırlat...
Ki, bundan da, "aldığımız gibi bir gün verebiliriz de haa" anlamı da çıksın!
Yunan faşistleri de bu hülyayla kendi kendilerini okşamaya otursunlar...
Eee, iğreti mi yaşıyoruz yani biz burada?
Korkmayın ihvanlar, nüfusu da on iki milyona vurdu, artık onu bizden kimse geri alamaz. Bütün Yunanistan'da toplasan o kadar kişi yok.
Eşeklik edip yeni bir dünya savaşına girmez ve de yenilmezsek, müttefik donanması da gelmez, korkmayın.
Dostun düşmanın gözüne "buranın temelini biz kurmadık, üstüne birşeyler kondurduk" diye bağıra bağıra sokmanın âlemi yoktur.
Sarsmayın. Burası bizim. Asla geri dönülemez şekilde bizim.
Bunun için azınlıkları da kovalamadık mı? Bize "dışarlıklı" olduğumuzu hatırlatmasınlar diye? Bunun için bin yıllık isimleri değiştirmedik mi, örneğin Tatavla'yı Kurtuluş, Samatya'yı Koca Mustafa Paşa yapmadık mı? Olmadı, ağzımıza uydurmadık mı, Stenia istinye, Therapia da Tarabya olmadı mı?
ille yıldönümü seviyorsak, niçin Karlofça Antlaşması'nı imzaladığımız (26 Ocak 1699), yani ilk kez toprak kaybettiğimiz günü "milli matem" ilan etmiyoruz, 10 Kasım gibi?
O kötü bir anı... Peki o zaman, niçin Malazgirt muharebesini kazandığımız günü (26 Ağustos 1071) milli bayram yapmıyoruz? (Unutmadan söyleyeyim, birinin adı Karlowitz, ötekinin adı Manzikert'ti aslında.)
Bunlar Selçuklu ve Osmanlı olayları... Onları dedelerimiz değil uzaylılar yaşamışlar... Biz cumhuriyeti tanırız.
Öyleyse niçin kara kuvvetlerimizin kuruluş tarihi kimine göre 1363, kimine göre de MÖ 209 olarak kabul ediliyor ve de törenlerle kutlanıyor?
işimize geldiği zaman Osmanlı oluruz, canımız çektiği zaman Mete Han'dan ineriz, keyfimize göre Ergenekon'dan çıkarız, duruma göre de cumhuriyetten başka kuş tanımayız.
Tamam, tamam, kutlayın da, ikide bir "başka yerden geldiğimizi" hatırlatmayın kefereye! Sarkozy gibileri bu açıkları kolluyorlar.
başlık yanlış açılmış doğrusu istanbul'un işgalini kutlamanın gereksizliği olacak. o devrin gerçeklerinden falan bahsedilmiş. devrin gerçeklerini biraz açmak için bu devrin güncel örneklerinden bahsedelim biz de. son yıllarda popüler olduğu için biraz güneye inelim, ırak'a. ortadoğuda sürekli bir kıllanma, götü kalkık sayko saddam, zengin petrol kuyuları vs. amerika da haliyle işgal etti, sayko saddam'dan kurtardı ortadoğuyu. artık huzur içindeyiz, güneyde nükleer atacak bir saddam kalmadı, amerika da kanka zaten, he dediğin sürece ısırmaz, kafamız rahat. istanbul'un işgalini kutlamak isteyen arkadaşları ırak işgalini de kutlamaya bekliyorum. kutlamasan bile en azından hak ver amerika'ya. devrin koşullarına göre hareket ettiler. o değil de bir de canım, bir tanem, güzeller güzeli, veresimin geldiği istanbul'un fethini kutlamak nasıl gereksizmiş canım diyenler var. bu yüzeyselliğe şapka çıkartırım. helal olsun.
ulusal masturbasyon olduğu için geçerli olmayan gereksizliktir. güncel konularda övünülecek bir şey bulamayan bir halkı gazlamak açısından son derece gereklidir.
yılbaşı kutlayalım. o daha iyi. istanbul'un fethi nedir ki? yılbaşı bence en iyisi. mesela yılbaşında şey oluyor işte o tarihte şey olmuş o yüzden yılın başı demişler.
istanbul'un fethi de çok önemli değil. çağ açıp çağ kapattı galiba o bir tek. galiba öyleydi ya. **
hangi şehirde hangi sıfatla yaşadığını biliyor musun sen?
peki niye o sıfatla o şehirde yaşadığını biliyor musun?
hepsinin cevabını biliyorsun.
bu önerme doğru ise aradan kaç yıl geçti canım hâlâ cumhuriyetin ilan edilişini, atatürk'ü ölüm yıldönümünde anmakta gereksizdir denilesi durumdur. Zira Atatürk'ü Atatürk yapan Osmanlı, Cumhuriyet'i cumhuriyet yapan Atatürktür.
tanim: fethedilisinin 555. yilini kutlayan istanbul un yaptigi iki saatlik kutlamanin gereksizligidir.
ulan kac yüz yillik sehrin sahibisin, sanki milyon dolarlar mi harcandi da gündem olusuyor? iki üc kisinin yeniceri kiyafeti giyerek, iki saatlik yol kapanisi mi dert oluyor? rio da adamlar festival yapip isimlerini dünyaya duyuruyor, biz iki saatlik gösteri yaptik diye gereksiz karsilaniyoruz. ayip. iste bu yüzden ülkesel degerlerimize sahip cikamiyoruz ya. siz bilmeyin istanbul un degerini, ac kurt gibi basinizda bekleyen cok ülke var. kale surlari, dökülmüs insan disine dönmüs, hala iki saatlik gösteri, üstüne üstlük 555. yili olmasina ragmen olay oluyor ya, helal olsun.
tarihi yad etmek için tarihi figürleri kullanmak ne zamandan beri çağdışılık oluyor anlamadım doğrusu. ayrıca üstünde yaşadığımız toprakların pratikte ne kadar insancıl şekilde alındığını, koparılan kelle hesabına dünya toprak ihtiyacının kaçta kaçını karşıladığını söylememe gerek yok o zaman. günümüz uygarlık ve medeniyetin kurucularına haksızlık olmuyormu bu düşünce. dünya genelinde toplulukların oluşturduğu milletlerin kökeni geçmişe dayanan gelenek kutlamalarına eleştiri getirmek pek akıl karı değil. bazıları standart çağdaş dünya kuralları normlarında vahşet kategorisinde olsa bile. kaldı ki bir şehrin fethedilişinin eleştiresel çıkış noktası günlük insan ihtiyaçlarına bir nebze olsun sekteye uğratacak olan trafik, günlük meşgale, hava cıva. kusura bakmasınlar ama bir kaç saatliğine de olsa sikimde olmaz o insanlar. bir şey daha var, medeni uygar ülkelerin kıstaslarını yaparken daha akilane olmak lazım. neme lazım kıçta gülme hissiyatı nail oluyor birden. tarih barbarlığın babasıdır, inkar eden zaten yok. rahat ol dostum.
istanbul'un fethi hem türkler hem de müslümanlar açısından muazzam bir olaydır. hatta hz. muhammed tarafından da müjdelenmiştir. dini açıdan hiç bir yönü olmasa da dünyanın en güzel şehirlerinden birinin, yüzyıllarca savaşlara neden olmuş, bir çengine yekpare acem mülkü fedadır denen, bir karşı cins olmasa da aşık olmaya değer bulunan bu şehrin fethinin kutlanması kadar güzel bir şey olabilir mi? karpuz kavun şenliği yaparken sorgulamayan zihniyetin bu tür büyük günleri sorgulaması ilginç..
üstteki entry lerden istanbul'un surlarına gül atarak şehri aldığımız sonucunun çıkması durumu, bize yıllardır öğretilenlerin sonucudur.
bu insanlar, savaşlarda insanların, bilgisayar oyunlarındaki gibi öldüğünü sanırlar. bağırsak fışkırması, çığlıklar, kopmuş uzuvlar ona birşey ifade etmez. onun için toprağa olan ihtiyaç, karşıdakinin yaşam hakkından daha önemlidir. hatta çok normaldir.
yahut
oradaki ölümler onun için yalnızca istatistiktir.
olaya bir de eleştirilen noktaları değerlendirerek değil de karşı ideolojinin kutlamalarıyla karşılaştırma yaparak girişen zihniyet vardır ki kutlamalardan daha gereksizdir.
istanbul'un jeopolitik ve tarihi önemini bilmeyen, irdeleyemeyen ve anlayamayan bünyelerin sarf ettiği söz, yaratmaya çalıştığı polemiktir.
peygamber efendimiz tarafından bile müjdelenen, kutsanan istanbul'un, dünyanın kalbi'nin başka bir millet tarafından feth edildiğini varsayalım, bizim bu gösterilerden, kutlamalardan kat be kat fazlasını yapmaz mı?
bu kentin türkler tarafından fethi avrupa'da özellikle yunanistan ve diğer ortodoks memleketlerde o kadar mühimdir ki, bizim bu yaptığımız sönük kutlamaların 10 misli ağıt yakmaktalar, istanbul özlemini çeşitli farklı alanlarda her zaman dile getirirler.
ve biz tüm bunlara rağmen fetih kutlaması yapılsın mı? yapılmasın mı? diye kendi aramızda tartışıyoruz...