istanbul u sevmeme nedeni

entry12 galeri0
    1.
  1. bir sürü nedenlerdir..istanbulluların bu şehrin denizi ile övünmeleri leş gibi kokan denizin neyi ile övünürler anlamış değilim.. insanları desen zaten ayrı bir cins iti, kopu, çakalı her tip insanı var zaten her yerden göç alan bir yerden ne beklenir ki.. evet.. yani sözüm o ki bu şehir fazla abartılan bir balon şehirdir hiç bir halt yok bu şehirde.. gezilecek yer mi istiyorsunuz istanbul dışında bir sürü gezilecek güzel yerleri olan şehirler var.. deniz mi istiyorsunuz yine istanbul dışında leş gibi kokmayan muhteşem denizi olan şehirler var oralara gidin.. yine muhteşem tespitimin sonuna geldim.. yuppiii.
    5 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. sevmeme nedenim olamaz çünkü seviyorum.
    2 ...
  5. 4.
  6. beni terkedenler var içinde bir de trafik çok, havası pis, insanı kötü.
    1 ...
  7. 5.
  8. Bizim bi şikayeyimiz yok çok şükür.
    1 ...
  9. 6.
  10. Hani sabah saatlerinde temiz oksijen olur cigerlerine cekersin. hah işte o yok istanbulda. en azından bir çok yerinde.
    1 ...
  11. 7.
  12. 8.
  13. Kadıköy harici tüm var oluşlarıdır. Ama bir kadıköy tüm teraziyi dengede tutmaktadır.
    1 ...
  14. 9.
  15. Bence kalabalığı, her yere gökdelen dikilmesi, suriyelilerin çok olması kötü ama istanbul'un tarihi bir başka hatta çok başka. Yaşanılacak değil ama gezilecek bir yer.
    0 ...
  16. 10.
  17. Kalabalığı
    insanları
    samimiyetsizliği.
    1 ...
  18. 10.
  19. insanlığın yaşamasının zor olmasi.
    1 ...
  20. 11.
  21. Benim bir de
    istanbul maceram var.
    995'de başlayan
    Yağmurlu bir kasım gününde
    Heyecanlı,
    Bir o kadar da gergin.

    Yazmıştım istanbul'u
    ilk kitabımda,
    'ister gel ister gelme
    Geçmeziyem bu şehrin,
    Men güzelden anlaram
    istanbul şah-ı şehrin'

    Demiştim
    Bir gezmede istanbul'u.
    Şimdi,
    Şimdi ne yazmaya
    Ne gezmeye.
    Şimdi,
    Kötüleri üzmeye gidiyorum.
    95 Kasımında
    Yağmurla beraber.

    Kapalı çarşıda Orhan Veli'yle tanışacağım
    Topkapı, Ayasofya, Sultanahmet
    Belki de dervişlere karışacağım.
    Kimbilir,
    Bir bakarsın boğazda teknelerle
    Yarışacağım

    ihtimal zayıf ama
    Belki de en bilinmedik
    Küfürlere alışacağım.
    istanbul,
    Sana geliyorum
    Yağmurla beraber 95 Kasımında.

    Böyle başladı işte
    Böyle gidişle.
    Ve
    96 Kasımında yağmurla beraber
    döndüm.
    Heyecanlı,
    Bir o kadar da üzgün.

    Ne mi oldu
    Ne mi kaldı geride?

    l: Deniz
    Yaş: On sekiz
    Sonuç: Aşırı doz.
    (Hayalleri, anıları bir küçük not defterinde
    yazılı o kadar...)

    2: Can
    Yaş: On yedi
    Topuğundan bile iğneliydi.
    (Son sözünde 'yaşamak istiyorum,'
    dedi, 'uyuşmadan yaşamak')

    3: Esrahan
    Ey güzel gözlü kız
    Çok uğraştık seninle biz.
    'yaşamam için ufak bir sebep' demiştin,
    Denizi göstermiştim.
    'öldü' demiştin,
    Oysa ben
    Maviliği demek istemiştim
    Gözlerin gibi.
    (Şimdi cezaevinde. Zaten evinde de cezalıydı.)

    4
    5
    6
    .
    .
    gider böyle
    geride kalanlarım.

    Ey be istanbul
    Ey uyuşuk taş toprak
    Bana güzellikten söz etmeyi bırak!

    Ben senin
    O ışıltılı gecelerinde,
    O boğazının sahte kalabalığında,
    Bir tek şiir yazmıştım sevgiliye
    Yalnızlıktan bunalıp da.

    'Denize kızıllık düştüğü anda
    Bir martı misali havalanırım,
    Aklımdan gözlerin geçtiği anda
    En durgun sularda dalgalanırım

    Ellerin gerekli su içmek gibi
    Son dilek misali bir idamlıkta,
    Tutmalı, öpmeli, okşamalıyım
    Şefkatin olmalı bu karanlıkta.'

    Topu topu bu işte
    Geriye kalan.
    Kimi mezar taşında
    Kimi
    Yalnızlığım ak kağıdında.

    Ve
    Benim için istanbul,
    Artık
    Sabıka kaydında...

    Sanırım yeterince net.
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük