1.ortaköy'de yenen bir kumpir,
2.boğazda yapılan bir tekne turu,
3.çamlıca tepesinden izlenen boğaz,
4.pierre loti'den izlenen manzara,
5.nevizade gecelerinde arkadaşlarla geçirilen zaman,
6.adalarda yapılan fayton turu,
7.eminönü'nde yenen bir balık ekmek,
8.gülhane parkı'nda içilen bir çay,
9.üsküdar'da kız kulesi'ne karşı yenen bir tost,
10.kilyos, florya, fenerbahçe plajlarında atılan bir kulaç,
11.sultanahmet, topkapı, ayasofya, yerebatan gibi tarihi dokusunu yüzyıllardır korumuş yerlerde alınan bir nefes...
not: daha yüzlerce şey sayılabilir ama ilk başta dikkati çekecek olan şeyler bunlar sanırım.
uzun lafın kısası istanbul yaşamasını bilene gerçekten bir cennetken yaşamasını bilmeyene ise kuru bir kalabalıktan öte değildir.
boğazın o mükemmel manzarası.
Her ırk din düşünceden insanı içinde barındırması.
Her ne kadar kirli olsada o güzel havası.
Her türe ev sahipliği Festivalleri.
Gez gez bitmeyecek tarihi.
Kültürel etkinlikleri.
Dünyanın hayran olduğu iki kıtanın birbirine aşkını ilan ettiği yer.
Kumpiri , simidi , çayı...
Barları, cay bahçeleri , restorantları , kafeleri , eğlence yerleri , alışveriş merkezleri bir çok etkinlik yerleri.
Daha çok şey var da yaz yaz bitmiyor...