istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
istanbul'u dinliyorum.
Orhan veli'nin Zülfü livaneli tarafından bestelenen harikulade bir şiiri. Zülfü livaneli'nin ellinci sanat yılı için bu besteyi teoman da yorumlamıştır, ki teoman versiyonu enfestir. insanı uzaklara alır götürür. Gözlerin hep müphem uzaklara dalar.
ne mutlu ki gün hala ezan sesiyle başlıyor. sonra araba gürültüleri başlıyor. büyük ihtimal işi uzakta olanlar. saat yediye doğru bir harala gürele. sonsuz nafile koşturmaca başlıyor, bir buğday tanesi için. bizler çok zayıf yaratıklarız. bu buğday denen nesneden ancak 5 saat uzak kalıyoruz.
kavgaya gerek var mı ? ufacık bir bitki tanesi. ye ye sonu gelmiyor.