aklı sekse bile çalışmayan insanların şehirlerin sahiplerine iadesi gerekliliğinden dem vurduğu düşün(ememe)ce kalıbı. git kendini sahibine ver la. şehrimizi vermeyiz kimseye!
hiçbir ahengi olmayan bir şehrin ahenk yaratacak birilerine iade macburiyetidir. başka şehirlerin mimari, doğal, kentsel ve bir o kadar da insani ahengine baktığımızda keşke bu istanbul şehrini hiç almasaydık diyor insan.
haklı! mecburiyettir. bugün çıkıp bir neandertal gelse taksimin göbeğinde dese ki "ulan bütün buralar zamanında dutluktu babam 2 ayı postuna karşılık kilimcinin kör oğlundan aldı buraları". ne diyecen adama. kendi ellerinle teslim etmeyecen mi istanbulu neandertal amcaya.
bi bsgçk şimdi.
şehirlerin ve ülkelerin esas sahibi yoktur. esas sahiplikteki kasıt istanbul da en ilk yaşayan insan topluluklarıysa bunlardan biri de bizanslılardır. o dönemlerde yaşayan insanlar çoktan bu dünyadan ayrılmıştır. yerlerine yeni insan toplulukları gelmiştir. bu kısır döngü günümüze kadar devam etmektedir.
örneğin: ben selanik göçmeniyim. ama selanik in esas sahibi ben değilim. selanik in esas sahibi şu anda yunanlardır. hala türk aileler yaşamaktadır selanik de ama, yunanistan itaatinde yaşamaktadırlar. tıpkı, istanbul daki rumların, ermenilerin, türkiye itaatinde yaşadıkları gibi.
mesela, ben danimarka yaşarken, oranın vatandaşlığını aldığımdan dolayı, danimarka yı kendi vatanım, kophenag ı kendi şehrim gibi hissediyordum. tıpkı istanbul a, türkiye ye sonradan gelenler gibi.
zamanında istanbul'a göz koyanların, türklere karşı içinde bulunmuş oldukları ve seve seve olmasa da başka şekilde yerine getirdikleri mecburiyet.. paniğe gerek yok bluevelve, istanbul zaten gerçek sahiplerinde..
eşinden ayrılan hatunun babası damadına şöyle der ' biz sana kız verdik, kız gibi isteriz.mecbursun!!!'. ne alakaysa, otur düşün işte, benden bu kadar.
istanbul'un yunan'lar tarafından da ion'lardan savaşla ele geçirildiğini bilmeyen kişi saçmalamasıdır. bu kent insanlık mirasıdır, onun bunun değildir.
istanbul yüzyıllar boyunca hiçbir şekilde zarara uğramadan, hatta mimarlık açısından şahane ve tarihi camilerle, saraylarla doldurularak korunmuştur ve zenginleştirilmiştir türk'ler tarafından.
şu sıralar olan ve tasvip edilemez yıkım, aymazlık ve sorumsuzluk ise son 30 yılın, aşırı göçün sonucudur. bazı insanlar 15-20 çocuk doğurarak, taşı toprağı altın diyerek göç etmişler bu şehre, ve yıkmışlar, kendilerindenleştirmişlerdir çoğu yeri. zira 70'lere kadar 2-3 milyon olan şehrin nüfusu şu an 10 milyonun üzerindedir.. ki bu yoğun göçe hiç bir şehir dayanamaz maalesef.
koskoca endülüs medeniyetini yıkan medeniyet yoksunlarına mı verelim istanbulu ayrıca dördüncü haçlı seferi sonucu istanbula girdiklerinde
avrupa istanbula ne kadar medeni olduğunu göstermiştir ki o güzelim istanbulu bir harabeye döndürmüştür.
bluvelve cim seni severim iyi hoş troll sün ama burada tarihsel yanlış var.
şöyle ki;
bahsedilen uygarlıkların, bahsedilen eserleri zamanında bizim tarafımızdan değil, bizzat eski sahipleri tarafından yıkılmıştır. sadece galatlar, latinlerden uzun süre korunabilmiş ancak onlarda, sonradan gariban gariban yağmalanmışlardır.
hem ayasofya bugün ayaktaysa mimar sinan sayesindedir.
ayrıca ne bileyim dolmabahçe var, beylerbeyi var.
yalnız sarnıçlar konusunda bu argümana katılabilirim. çünkü bir tanesinde dönerci bile var.