1. yayalardan ve arac yollarindan ayrilmis, uzun ve genis bisiklet yollari. ayrica; bisiklet kullanmaya tesvik saglanmasi.
en azindan insanlar yakin mesafeler icin arac kullanmak yerine, gidecekleri yere bisikletlerle ulasir.
2. toplu tasima araclarinin arttirilmasi ve ucuzlatilmasi, baglantilarin ve indi bindilerin sistematik olarak ayarlanmasi.
bu sekilde insanlar sıkış tepis otobüs, metro vb. ulasim araclariyla yolculuk yapmak zorunda kalmaz ve daha ekonomik oldugu icin kendi araciyla yolculuk yapmak yerine toplu tasima aracini tercih eder.
3. demir yollarinin önemi.
avrupa yakasinda calisip, anadolu yakasinda ikamet etmek veya sehir disindan calismak icin istanbul´a gelenler icin kolaylik saglar.
4. trafik kullari.
trafik kurallarina uymayanlara yaptirim uygulanmasi. sol seritte yavas yavas giderek trafigin düzenini bozmak veya (bkz: sağdan sollamak) , (bkz: makas atmak), (bkz: sinyal kullanmamak)
5. üst ve alt gecitleri yerinde yapmak. alt yapiyi saglamlastirmak.
Nüfusu azaltmak için tersine göç çalışmaları,
Kırsal kesimlere ve diğer illere istanbul'da olan bazı merkezlerin taşınması,
Şehirleri kategorize etmek,
Doğayı ve emeği korumak.
tüm hayatım istanbulda geçti. 10 küsür senedir her gün bu trafiğe birkaç kez çıkıyorum. böylesine 30 küsür senelik tecrübeye dayanarak söylüyorum ki ; tek çare uçan arabaların çıkması. uzunca bir süre araba fazlalığından nüfus fazlalığından oluyor sadece diyordum. ancak son 5 senedir falan nüfusun etkisinin yüzde 50 kalan yüzde 50 nin ise insanların bilinçsizliğinden olduğuna kanaat getirdim nacizane.
kafası çalışmayan ve diğer insanların haklarını zerrece umursamayan binlerce şoför. yahu istanbul un en işlek caddelerine kösnük gibi yan yana çift araç ( bazen karşı kaldırımda da 1 park etmiş araç oluyor arada sadece 1 binek arabanın geçebileceği kadar yol kalıyor koca caddede ) park edersen ne olmasını bekliyorsun. olmayacak yerlere park edilirse olmayacak kural hataları yapılırsa ve herkes kendisini formula 1 pilotu zannerse trafik olmasın da ne olsun. lan kendi şeridinde giden araba yok neredeyse. sürekli makas ata ata ilerliyorlar ( mecazen ilerliyorlar öyle mal gibi kalıyorlar çaprazlama 2 şeridi de kapatacak şekilde ) trafik hepten kitleniyor. aynı evden 2 arabanın aynı istikamete gittiğini biliyorum karı koca. arabalarla gidiyorlar iş yerleri arasında 2 km mesafe yok. arabadan iniyorlar akşam tekrar binip evlerine geliyorlar. tek araba gidin yahu nedir bu. hem kesenize zarar hem trafiğe zarar.
velhasılı yollar yapılsın/genişletilsin, raylı sistem artırılsın evet. ancak insanları eğitmek de şart. dünya kadar toplu taşıma imkanı var ama herkes hala arabası ile gidiyor her yere.
Tek çözümün motosiklet olduğunu düşünüyorum. Insanlar motosiklete teşvik edilmeli, düşük vergiler, motosiklete özel bir kaç indirim hakkı ve kamu spotu yayınları yapılmalı.
her akşam iş çıkış saatlerinde görüyoruz arabaların içinde herkes tek kişi "bekliyor".
50 katlı binalar diktirttikleri yere göt kadar yol yapılmaması trafığı çozebilirdi.
Yada 50 katli binalar hiç dikilmeseydide olurdu. Ya da bilemedim. Dikey mimariye karşıyım.
bu şehri siz siktiniz evet.
1. önerim: e-80 de giderken köprü öncesi 2. çıkış olan Maslak dönüşünden önce baya uzun bir alana polis ekipleri yaymak bu sorunu büyük oranda çözecektir. sağdan 2 şerit maslağa dönüyor 5 şeridi birden kapatıyor ayı oğlu ayılar çünkü neden? öngörü yok. sol ve orta şeritlerde duraklama yapana sağlam bir ceza gelince zaten onlar uzun süre benzin alamaz biz de rahatlarız.
2. önerim: e-80 maslak dönüşüne hava alanlarındaki yürüyen bant sisteminden kuruyoruz soldan 3 şerite birden. yukarısına da kamera. soldan 3 şeritte duraklama yapıldığında bantlar aktif edilecek, duraklama yapan araçlar dönüşü kaçıracak ve mecbur devam edecekler.
3. önerim: özellikle plaza bölgelerinde işe giriş saatlerini daha az yoğun ayarlıyoruz. mesela leventte çalışanların çoğu sabah 9 akşam 5 çalışıyordur. bunların bir kısmı 8-4 bir kısmı 7-3 bir kısmı 10-6 bir kısmı 11-7 çalışacak. zaten trafiğin sebebi herkesin aynı saatte yola çıkması. araya birer saat koyunca bunlar trafik yapacak kadar bir araya gelemezler. deneseler de beceremezler çünkü trafik yapıcı etmenlerin ne olduğunu bilseler başta trafik yapmazlar zaten.
4. önerim: otobanlarda işe giriş çıkış, okula giriş çıkış saatleri arasında sol şeridi sadece arabasının içinde 3 ve üzeri vatandaş bulunanlar kullanabilecek. acil durumlarda kolay yer açılabilecek bir çözüm bulunursa aynı projeye bir de emniyet şeridini dahil ediyoruz. bu yollar aynı metrobüs gibi plaza çalışanı berkeler tek tek 50 tane araba alana kadar gerekirse 4 berke 1 arabaya binecek ulaşacakları yere hızlıca gidecekler. (toplu taşıma ve servis araçları bu uygulamaya dahil değildir amaç binek araç sayısını azaltmak)
5. önerim: şirketlere şirket arabası dağıtmak konusunda kısıtlama getirilmesi. neredeyse her çalışanına araba kiralayan şirketler var yahu bu kaçıncı oldu gari.
Trafik polisi isimli kişilerin aktif trafiğe dahil olması ve sıkışan kısımlarda devreye girmesidir. Belli nereler tıkandığı işte oralara tedbir alıp rahatlatacaklar. Boş diye karşı şeride, emniyet şeridine giren ayıları trafikten men edecekler. Şeridinin hızında gitmeyip makasçılara direk vazifesi görenleri yönlendirip laf anlamayana ceza kesecekler. Kaza yerine hızlı intikal edip kendi götüm arabasını trafik kargaşasına tercih edenlere ceza kesecekler. Kimse için yol kapama yapılmayıp, hele hele görevi trafiği ihya olan makamlara ceza kesecekler. Bitmese de rahatlar canına yandığım.
Ama yukarıdaki yazdıklarımı imkân varken yapmadıkları için trafiğin bu durumundan anlamadığım bir çıkarları var bence. En muhtemeli insanlar bu alanlarda rahat olur rahat gelir giderse düşünmeye zamanı olur. Bu pratik işlerine gelmiyor sanki.
geçmişe dönmektir.herkes tekrardan geldiği küçük anadolu şehirlerine dönse bu trafik de kalmaz.hem istanbul rahatlar,hem de küçük anadolu şehirleri canlanmış olur.
bisiklet ya da motosiklet de birer bireysel taşıttır ve trafiğe dahildir. dolayısıyla büyük şehirlerde trafiği azatlamanın tek kalıcı yolu toplu taşımı etkin ve konforlu hale getirmek. metroyu şehrin her noktasına götürmek mesela. konforunu ve kalitesini arttırmak. toplumun her kesiminden insana hitap edecek hale getirmek. örneğin bir engellinin de şehirde çok rahat seyehat edebilmesini sağlamak.
hatırlarsanız 2012 olimpiyatları londra'da gerçekleşmişti. olimpiyat tanıtımını da engelli bir sanatçıyla çekmişlerdi. adam tekerlekli sandalyesiyle şehrin her noktasına kimseden bir gram yardım almadan ulaşmış, olimpiyatın gerçekleşeceği her kompleksi tek tek tanıtmıştı. londra insana verilen değeri ve medeniyet seviyesini tüm dünyanın gözüne inanılmaz akıllıca ve gerçekçi şekilde sokmuştu.
bizim yüz yıldır bir olimpiyata ev sahipliği yapamıyor olmamızın ve bir 50 yıl da yapamayacak olmamızın tek sebebi borumuzu kıskanmaları yani.
bisiklet ya da Scooter tarzı motor kullanımını artırmak. aşırı yağmur, kar ve kötü hava koşulları dışında rahatlıkla kullanılabilir.
artık insanlarımız 1 km lik ve aşağısı mesafelere bile kendi şahsi araçları ile gitmeyi tercih ediyorlar. bu da büyük bi taşıt yoğunluğuna sebep oluyor doğal olarak.
çözümler basit aslında ama basit olanı uygulamak zor malesef.
Yakıta fahiş vergi ekleyip dünyanın en pahalısı yapmak çare olmadı.
Belki ana yolların hepsine gişe ekleyip en kısa mesafeyi 30 tl yapmak çözüm olabilir.
Tüm istanbul trafiğindeki araçları veri tabanına atarsın. Daha sonra bu araçlara trafiğe çıkabilecekleri günlük vizeler verirsin. Araç sahipleri internet üzerinden vize haklarının hangi günlerde olduğunu görebilsin. Bu vizenin kontrolü de gişelerde, kritik noktalarda sağlansın. Pilot uygulamayla denenebilecek şeyler bunlar. Vize gününe uymayan araç sahiplerine kadameli olarak artıcak şekilde yıldırıcı cezalar verilsin. istanbul artık kapasitesini aşıyor bir çözüm bulunması gerek..
trafiği en yoğun şekilde işgal eden çalışanların ve öğrencilerin iki gruba ayrılması ve haftanın ilk 3 gününde bir grup, takip eden diğer 3 günde diğer grubun yola çıkacağı şekilde iş hayatı ve eğitim hayatının düzenlenmesi güzel bir seçenek olabilir.
denizi kullanacaksın. ulan koskoca su birikintisi dibinde duruyor sen anca sahillerde elinde sigara iç çekerek mal mal bakıyorsun. ey kulum, ulaşımda kullan onu. git-gel. ulaşım seferlerinde denizi çok sık kullan. her yeri deniz taksi, deniz dolmuslarla doldur. üniversitelerine söyle en verimli deniz taşıtlarını yapsınlar. yapsınlar ki sen halkın dırdırını dinleme. bir kere yapsan ömür boyu arkandan dua eder bu istanbul'lular. savaş kazanmış kahraman gibi olursun allahıma.
