kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin avrupa konseyi sözleşmesidir.
sözleşme istanbul'da imzalanmış, ayrıca türkiye tarafından da imzalanmış olan bir uluslararası insan hakları sözleşmesidir...
malesef ülkemiz sözleşmeyi imzalamasına rağmen uygulamaya geçiremedi hala.
üstelik aylardır bu sözleşmeye dair kara propagandalar var ülkemizde.
bakın bugün bir kadın daha vahşice, insanlık dışı bir şekilde katledildi.
(bkz: pınar gültekin)
ama okumayacaksınız biliyorum, okumadınız...
81 madde var sözleşmede.
-kadına şiddeti, tacizi, tecavüzü engelleyici tedbirler olduğu için mi istemiyorsunuz?
-kadına şiddet uygulayan kocası yahut sevgilisine uzaklaştırma verilip kadının korunmaya çalışılmasından mı rahatsızlık duyuyorsunuz?
-şiddete uğrayan, istismar edilen kadının devlet tarafından korunmasını mı istemiyorsunuz?
-cinsiyet ayrımcılığını önleyici tedbirler olduğu için mi? kadınları rahat rahat taciz etmenizi, onlara mobbing uygulamanızı engelleyeceği için mi istemiyorsunuz?
-kadınların zorla evlendirilmesinin önüne geçtiği için mi istemiyorsunuz?
-kadının sünnet edilmesine karşı çıktığı için mi istemiyorsunuz?
-kadına eğitim hakkı tanıdığı için mi istemiyorsunuz?
bakın açık ve net olarak yazıyorum, bu sözleşmeyi okuyup hala istanbul sözleşmesini istemeyenler, istanbul sözleşmesine karşı çıkanlar potansiyel tecavüzcüdür, tacizcidir.
bu insanlardan her şey beklenir uzak durun, selam bile vermeyin.
kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin sözleşmedir.
madde 12
"taraflar kültür, töre, din, gelenek veya sözde ‘namus’ gibi kavramların bu sözleşme
kapsamındaki herhangi bir şiddet eylemine gerekçe olarak kullanılmamasını temin
edeceklerdir."
madde 16
"1 taraflar ileride meydana gelecek şiddet olaylarını önleme ve şiddete dayalı davranış
kalıplarını değiştirme amacıyla, aile içi şiddet girişiminde bulunanlar için, kişisel ilişkilerde
şiddete başvurmayan davranışlar benimsemeyi öğretmeye yönelik eğitim programları
oluşturulmasını veya desteklenmesini mümkün kılacak gerekli yasal veya diğer tedbirleri
alacaklardır."
Vb maddeleri içeren sözleşmedir.
tek taraflı şikayet yetiyor, kumandayı vermemek şiddet sayılıyor!
1- istanbul sözleşmesi/6284 sayılı kanun kapsamında; kadının en küçük şikayetinde bile babalar evlerinden en az 1, en fazla 6 ay uzaklaştırılıyor.
2- şikayetlerde şiddetin meydana geldiğine dair belge veya rapor aranmıyor. şikayetçi kadının beyanı esas/delil kabul ediliyor.
3- eşler arasında yaşanan tartışmada kadın şikayetçi olmasa dahi komşularının polise ihbarda bulunması sonucu da baba; evinden 6 ay uzaklaştırılıyor. kadın “uzaklaştırılmasını istemiyorum” dese de kamu davası gereği uzaklaştırma devam ediyor.
4- yarım seneyi bulan uzaklaştırma kararları ile yuvadaki sıcaklık bozuluyor, küçük çaplı problemler dahi ‘uzaklaştırma’ sonrasında sonu boşanmaya varıyor. boşanmalar bu nedenle tırmanıyor.
5- “şiddet” kavramının kapsamı oldukça geniş. “fiziksel şiddet”in yanı sıra “psikolojik şiddet”, “cinsel şiddet” ve “ekonomik şiddet” gibi tuhaf kavramlar şiddet unsuru olarak gösteriliyor. bir aile bireyinin eşine tv kumandasını vermemesi ‘psikolojik şiddet’, erkeğin hanımının istediği herhangi bir şeye ‘almama’ yönünde fikir beyan etmesi “ekonomik şiddet” sayılarak 1 ila 6 ay evinden uzaklaştırma kararı veriliyor.
6- evinden atılan erkeklerin barınma ihtiyacı karşılanmıyor, yuvasından koparılan babaya psikolojik destek sağlanmıyor. bu da cinnet vakalarını artırıyor.
7- eğer erkeğin anne-baba evi ve iş yeri, uzaklaştırma kararı bulunan eşinin yaşadığı eve 50 metre yakında ise annesinin evine ve iş yerine de gidemiyor. gitmesi durumunda hakkında tedbir hapsi uygulanıyor. erkek adeta cinnete sürükleniyor ve eşine daha sert karşılık verme psikolojisine sokuluyor.
8- delilsiz-kanıtsız evinden uzaklaştırılan erkekler, anlaşmak için eşiyle bir araya getirilemiyor. her ihtilafla ilgili sorun çözmenin ilk unsuru “uzlaşma görüşmesi” olmasına rağmen, aralarında problem olan eşlerin anlaşabilmesi için bir araya getirilmesi suç sayılıyor. çiftleri uzlaştırmak isteyenler hakkında cezai işlem uygulanıyor, onlara da uzaklaştırma kararı veriliyor.
Kadın şiddetine ve cinayetlerine üzülen bir insanım. Ama bizim ülkemizde hiç bir şey doğru işlemiyor. Devlet seyirci oluyor sadece. Pandemi de de böyle bakan tivit atıyor dolu araçlara binmeyin bekleyin diye. Dolmuş dolmadan kalkmıyor binmeyince değnekçi abi yer var diye trip atıyor. Markette sosyal mesafeye uyulmuyor zabıtaya bildiriyorsun bakmıyor. Polisi iki kez aradım sosyal mesafeye parkta uyulmuyor maske takmıyorlar piknik yapıyorlar diye ekip yönlendiriyoruz diyorlar hikaye yine aynı yerde aynı kişiler hergün piknikçiler var.
Emekli hakime anlatıyor iftira suç değilmiş yasanın bu açığı varmış. Mesela bir kadın size iftira attı beni taciz etti diye. Dava açıldı ve kadının size iftira attığı anlaşıldı kadın hiç bir ceza almıyor. Ama sizin psikolojik şiddete maruz kalmanız kimsenin umrunda değil çünkü siz erkeksiniz.
Mesela kızın biri gitmiş kuzeni ile ilişki yaşamış babasına mahalleden masum bir çocuğun adını vermiş. Baba suçsuz çocuğu öldürmüş. Kameralara namısımı temizledim looo diye bağırıyor. Yorumlarda ölen masum gence edilen hakaretlerin haddi hesabı yok. Bazıları genç masum diyor. Hala yorumlara neler yazanlar var.
Tabi bu olaylar olurken eşitlikten bahsedenler, feministler sus pus niye erkeklerin hepsi onların gözünde aşağılık bir mahlukat.
Her erkek mi şiddetçi dayakçı kötü mü ? Geçmişteki üzücü olayların faturası niye bizlere kesiliyor bizden intikam alınmaya çalışılıyor. Eşitlik ve adalet istiyoruz. Cinsiyetçi değil yok erkek hakları yok kadın hakları. insan olalım ve haklarımızı beraber savunalım.
bilerek lgbt-i uzerinden bu sozlesmeye saldiriyor siyasal islamcilar zira hemen yaftayi yapistirip akillari sira rezil edecekler savunanlari! boyle utanmaz boyle hain bir seydir siyasal islam!
bu sozlesmeyi tam anlamiyla uygulamak kadin cinayetleri ile mucadelede elzemdir! okullarda cinsel egitim verilmesi bir elzemdir! baskici, yobaz, siyasal islamci egitim sisteminin terk edilmesi bir elzemdir!
suresiz nafaka konusu ayri bicimde cozulmesi gereken bir konudur! suresiz nafaka talebi bana gore de sacmadir ancak bunun ve escinsel egilim hakkinin bu sozlesmeyi uygulamamak icin bahse konu edilmesi kabul edilemez!