işim gereği farklı ülkelerden toplantı için gelen bir kafileyi ağırlamak zorunda kalmıştım geçen sene. ekibin yarısı türk yarısı da yabancı olacak şekilde.
ilk aşama olarak 30 kişilik ekiple akşam yemeğine gidilecek ve orada küçük bir tanışma/kaynaşma yemeği olacaktı.
genelde bir oturma düzeni oluşturulmadığında türkler bir arada oturup kendi aralarında geyik yaparlar, gelen yabancı misafirlerde etrafa bakıp sıkılırlardı. bunu önlemek için bir oturma düzeni yaptık ve bir yabancı bir türk oturmaya karar verdik. böylelikle hem yabancı misafirlerle konuşabilecektik, hem de gruplaşma olmayacaktı. yani hedef buydu.
velhasıl benim yanıma da çek cumhuriyetinden gelen bir misafirimiz oturdu.
havadan sudan konuşurken konu istanbuldan açıldı. uçak gece inmişti ve boğaz manzarasından çok etkilenmişlerdi.
trafiği görünce de epey şaşırmışlar. bana istanbul'un nüfusunu sordu, ben de 10 milyon dedim. küsüratlı sayı söylemeye üşendiğimden sayıyı yuvarladım. neyse yemeğe devam ederken diğer taraftaki türk arkadaşla konuşmaya başladılar. sevgili arkadaşım da 20 milyonluk şehir istanbul demiş misafire.
gece biterken bana gelip sordu, dibi sen 10 milyon dedin ama diğer arkadaş 20 milyon diyor, kafam karıştı deyince, türk aklı tabi bendeki de, dedim turistlik şehir, nüfus sezondan sezona çok değişiyor.
yedi sanki. yani bence yemesi lazım. çok inandırıcıydım.
velhasıl siz siz olun, sallamayın karşınızdakine, eninde sonunda gerçek ortaya çıkıyor. *
