günün stresiyle ve telaşıyla anlaşılmasada eve gelip ayakkabıları çıkarırken saga sola sürülen çamurları görünce akla gelir.
birbiriyle zerre kadar alakası olmayan iski, tedaş, igdaş oluşturdukları konsensus sayesinde bu santiyeyi öyle güzel yönetiyorlar ki her gecen gün şehre asimile oluyorsunuz. henuz tamamlanmamış, inşaat halindeki evine taşınan sabırsız ev sahipleri gibi olay size gayet normal gelmeye başlıyor. yolda yürürken ya da araba kullanırken her an tetikte olmak zorundasınız. f1 pilotları gibi bir anlık dalgınlık arabanın alt takımlarının dagılmasından tutunda, agzınızla burnunuzun aynı hizaya gelmesine neden olacak bubi tuzaklarını içerir..
e salak degiliz anlıyoruz bu kadar eşelemeyi halk için yaptıgınızı ama yaptıgınız işi disiplinsiz ve dikkatsiz yaptıgınızı da anlamayacak kadar salak degiliz. şimdi igdaş efendi geliyor 100 metre boyunca bir çukur kazıyor ; boru döşeyeceklermiş. "yazık adamlara ya" diyorsunuz, "karda kışta çalışıyorlar" diyorsunuz. neyse inşaat bitiyor 2 gün sonra tedaş gelip kazmaya başlıyor bu sefer..neymiş "yeni elektrik hattı döşeyecegiz" ulan 2 gün önce adamlar gelip kazdılar onlarla beraber yapsanıza..
bugunku madagaskar'dan ya da homo erectus doneminden veya somali'den, sudan'dan, moritanya'dan adam getirin istanbul'da ne zaman seçim ne zaman seçim olmayacagını anlar. bugun evden cıkıyorum bi baktım sanki bütün işler bitmiş gibi belediye ağaçların diplerindeki taşları değiştiriyor. yapmayın böyle şeyler, insanı deli etmeyin.
gelmiş geçmiş en doğru tesbittir. örneğin; sultançiftliği edirnekapı hafif raylı sistemi bir ucundan yapılıp diğer uzundan alt yapı çalışmaları yüzünden yeniden yıkılmaktadır. hala yapılıyor yine yıkılıyor .. ulan babanızın cebinden mi çıkıyor bu para? ne bu? yap olmadı bir kadem yükselt, bu da olmadı biri gelsin yıksın başka bir şey diksin, elin gavuru gelsin bilmem kaç metre kare yer satın alsın işletmeye çalışsın ama ey istanbul halkı! trafiği sen çek, gürüştüsünü sen çek, onu sen çek, bunu sen çek, çek babam çek..