bombok bir film. övenler bile niye övdüklerini adam gibi açıklayamıyorlar. açıklayamazlar da. sürü olmak bunu gerektirir. ahh şu ülkedeki leş sinema camiası bize daha ne kadar boktan filmler izleteceksin acaba?
tarih boyunca insanlar insanları milyarlarca çeşit sınıflandırmaya tabi tuttular ama bana göre en azından bizim insanımız için bu film güzel bir merhale oldu.
bence bu film yüzeysellerle derinleri ayırıyor, başarısı da burda.
başarı kıstası kimine gişe, kimine seyir, kimine felsefe, kimine unutulmazlıktır.
bence bu film öykü filmi olmaktan çok karşı karşıya kalınan yaşantıların filmiydi.
yani bizi öykünün mantığı veya muhteşemliğiyle değil, orhan'ın maruz kaldığı psikolojik engebelerle kuşattı.
hikayesinin potansiyelini ziyan etmiş ferzan özpetek filmi. "sinema'da edebiyat" kavramıyla ilgili yerli filmlerde akla gelebilecek ilk örneklerden.
ilk 30-40 dakikalık kısmını izleyince "bu film nasıl imdb'den 5.8 alır?" diyorsun, zira bence hem görsel hem de hikaye açısından çok iyi başlangıcı var, nefis istanbul manzaraları, boğaz, yalılar, nejat işler'in canlandırdığı deniz karakterinin gizemli kayboluş hikayesi, neval ve orhan'ın edebi diyalogları, tetikleyici yakınlaşmaları tamamen seyirciyi sarıyor. finali acele getirilmese, gereksiz yan karakterlere fazla girilmese, ana konu daha iyi işlense, çok daha iyi bir film olabilirdi.