hiç gocunmadan "muhteşem" diyebileceğim film; Ömer Hayyam'ın o eşsiz rubailerinin hatırına... Filmi böylesine güzel kılan, tam zamanında dile gelen hayyam mısralarıdır.
"Ey kör! Bu yer, bu gök, bu yıldızlar boştur boş!
Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş!
Şu durmadan kurulup dağılan evrende
Hepsi hepsi bir nefestir alacağın, o da boştur boş!"
Ayrıca hezarfen çelebi ney nefesleri eşliğinde gökyüzüne süzülürken, engel olamadığım gözyaşlarına sebep olmuştur.
filmin sonunda; 'onlar *** hep vardı, varlar ve var olacaklar fakat insanlık onları asla anmadı, anmıyor ve anmayacaktır.' der ve hezarfen ahmet çelebi, evliya çelebi gibileri hep hatırlanmıştır ve onlar tarihte hakettikleri yeri almışlardır.
senaryosu, özellikle devlet adamlarının konuşmalarında ne dönemin zihniyetini, ne de modern ve bilimsel tarih yaklaşımını yakalayabilmiş film. alabildiğine 1930'lu 40'lı yılların mesnetsiz felsefi yaklaşımına bulanmış, yalan yanlış osmanlı hikayeleriyle bezenmiş. ağır şekilde resmi tarih koktuğu halde, ana karakterlere 1800'lü yılların anarşist düşüncesi paralelinde laflar ettirerek de türk sol zihniyetinin enteresan çelişkilerinden birini filme yansıtmış.
halbuki oyunculuklar iyi, dekoru olsun, kostümleri olsun, müzikleri olsun işçiliği güzel, seçilen konu mükemmelken bu filme böyle bir gölge düşmemesi gerekirdi.
80 sonrası türk sinemasında yaşanan keşmekeşlik sonrası yapılan ve türk sinemasına yeni bir vizyon getirerek kaliteli filmlerin yapılması için çığır açan mustafa altıoklar filmi,oldukça etkileyicidir