Kadın vücudunun gereksiz yerlerde bolca gösteren film.Tarihe biz böyle de bakarız hehdö hedö tarzı sahneler ve ahneler arası geçişleri vasat,ama konusu nedeniyle kendini izleten film.
hiç gocunmadan "muhteşem" diyebileceğim film; Ömer Hayyam'ın o eşsiz rubailerinin hatırına... Filmi böylesine güzel kılan, tam zamanında dile gelen hayyam mısralarıdır.
"Ey kör! Bu yer, bu gök, bu yıldızlar boştur boş!
Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş!
Şu durmadan kurulup dağılan evrende
Hepsi hepsi bir nefestir alacağın, o da boştur boş!"
Ayrıca hezarfen çelebi ney nefesleri eşliğinde gökyüzüne süzülürken, engel olamadığım gözyaşlarına sebep olmuştur.
bisikletle yokuş aşağı son sürat inerken köşeden çıkan araba,yaya vb. şeye çarpmamak için direksiyonun kırılması veya frene basılması sonucu bisikletten fırlama esnasında yer çekimine inat verilen akrobasi pozunun dile getirilmiş hali,bir sonraki aşaması:lan bunun bir de inişi var sanki,güüm..
çok eleştirilmesine rağmen türk sinemasında çığır açan filmlerden birisidir. yeni dönem türk sinemasının kilometre taşları arasında gösterilebilir. "tarihi çarpıtmıştır", "karakterleri karalamıştır" meseleleri tartışılabilir. ancak gerçek olan var ki bu film türk sinemasına işlenmiş farklı bir yaklaşımdır. hele ki filmde yer alan savaş ay'ın ömer hayyam tarzı diyalogları unutulmaz.
iyi film malesef diyemeyeceğim. senarist ortaokul tarih bilgisinden bile yoksunmuş. tamam belgesel çekmiyosunuz ama hacı biraz mantıklı olsun senaryonuzda. hadi tarih bilmeyenler yutarda az çok tarih bilen evliya çelebi bilen filmi izlerken saç baş yolar. 80 lerde erotik furya döneminde çekilseydi anlayışla karşılanırdı ama malesef yıl 1996 ve film berbat.
türk sinemasının basamaklarından birisi. ve ben bu basamağı daha dün geçtim. türk sineması, türk tarihi ideolojizm..tüm bu verileri içinde barındıran; tam yeşil çam ile sonrası türk sinemasının tam da ortasındaki geçiş filmi.osmanlıya şaşı bakış bol bol ideolojik saplantlı mesaj sanki filmden çok mesaj zerk etme çabası ve bunun iticiliği...klasik laikçi kafası: bin yıllık gericilik hikayeleri, ulemanın beyinsizliği!....80 yıldır kemalistlerin anlatmaya doyamadığı hikayeler...ibretlik olarak seyredilmesi gereken bir ideolojik film.
ilk izlememin üstünden 10 sene geçtikten sonra "o zaman liseliydik, bir şans daha vermem gerekiyor" diyerek dün tekrar izlediğim filmdir. ağır roman da bu tekrar izlenecekler listesindedir. o ayrı mesele.
ilk 10 dakikada neden bu filmi sevemediğimi bir kez daha anladım. evliya çelebi, kenan evren taklidi yapar mı arkadaş ya... tarih filmi bu. ayıp denen bir olay var. onun dışında şeyhülislamın da hüseyin hatemi taklidi yapması da ayrı bir hezeyan.
velhasıl, işlenecek enfes bir konu, enfes bir tarihi atmosfer ve efsane oyuncular, iş bilmez bir yönetmenin elinde yazık edilmiş.
keşke tarihi bilen ve en azından seyahatnameyi okuyup anlayan birileri yazıp yönetseymiş.
1996 da çekilen bu filmle 2013 te devam eden muhteşem yüzyıla bakarak ne kadar gerilediğimizi görebiliriz. bir tarafta tam anlamıyla özgür bir yapım diğer tarafta ise sansürün alası.
çekildiği dönemde kültür bakanlığının desteğini almıştır. değindiği konular ve anlatımı ile dönemince cesur, günümüz türkiyesi'nde ise fazlaca cesur bir yapımdır. hazarfen'in mahkeme sahnesindeki sözleri adeta günümüzü sorgulatıyor ve ömer hayyam'ın konuşmaları ayrıca güzeldir. kültür bakanlığının 2014'te bu gibi bir filme destek vermesi imkansız. özgürlük nereden nerelere gelmiş.