1996, mustafa altioklar yonetiminde tarihsel ve dramatik bir eser. film kisaca soyle; 17. yuzyilda osmanli tahtinda dorduncu murat oturmaktadir. malum yasaklarla dolu bir donem; bu donem icinde yasaklari delmek isteyen ve ozgurlukleri savunan bir takim sahislari (hazerfan ahmet celebi, evliya celebi...) ve o sureci elestirel bir bakisla ele aliyor.
tuluyhan ugurlu'nun bestelediği gülayın söylediği aynı adlı soundtrack ı dışında pek bir güzelliği olmayan ,yönetmeni ve senaryosuyla zayıf oyuncu kalitesi ve müzikleriyle fena olmayan film..
80 sonrası türk sinemasında yaşanan keşmekeşlik sonrası yapılan ve türk sinemasına yeni bir vizyon getirerek kaliteli filmlerin yapılması için çığır açan mustafa altıoklar filmi,oldukça etkileyicidir
film müzikleriyle akılda kalan 1995 yapımı mustafa altıoklar filmi. daha iyi olabilirdi. ancak yine de o dönem türk sineması için katkıları olan bir yapım.
osmanlı devleti nin en hassas dönemlerinden birisini (bkz: dördüncü murad) bu kadar başarılı (dönemine göre başarılı) anlatabilmesi yönünden izlenilir çalışmadır.
filmin sonunda; 'onlar *** hep vardı, varlar ve var olacaklar fakat insanlık onları asla anmadı, anmıyor ve anmayacaktır.' der ve hezarfen ahmet çelebi, evliya çelebi gibileri hep hatırlanmıştır ve onlar tarihte hakettikleri yeri almışlardır.
dördüncü murat'ın bir padişah olarak halkla ne derece içiçe olduğunu gösteren filmdir.hazerfan ahmet celebi'nin uçmasının ardından sürgüne ve ölüme yollanması da dönemin şartlarına göre gayet doğaldır duygusal olmamalı, zira ahali padişahın yapamadığını başkası yapıyor diye padişahı küçük düşürücü ithamlarda bulunabilirdi pekala.
zuhal olcay'ın kösem sultan'ı, ege aydan'ın hazarfen ahmet çelebi'yi, haluk bilginer'inde evliya çelebi'yi başarıyla oynadığı 17. yüzyıl'a ait 4. murat dönemini anlatan film.
senaryosu, özellikle devlet adamlarının konuşmalarında ne dönemin zihniyetini, ne de modern ve bilimsel tarih yaklaşımını yakalayabilmiş film. alabildiğine 1930'lu 40'lı yılların mesnetsiz felsefi yaklaşımına bulanmış, yalan yanlış osmanlı hikayeleriyle bezenmiş. ağır şekilde resmi tarih koktuğu halde, ana karakterlere 1800'lü yılların anarşist düşüncesi paralelinde laflar ettirerek de türk sol zihniyetinin enteresan çelişkilerinden birini filme yansıtmış.
halbuki oyunculuklar iyi, dekoru olsun, kostümleri olsun, müzikleri olsun işçiliği güzel, seçilen konu mükemmelken bu filme böyle bir gölge düşmemesi gerekirdi.