Arkadaş istanbul insanına medeni falan diyor sanırım istanbulda sadece kadıköy, beşiktaş, nişantaşı, taksim, bebek gibi yerleri gezmiş. Sen şehirdeki medeniyetin simgesi olan taksimin hemen dibindeki tarlabaşına, gopa, bağcılara, esenyurda, balatın arka sokaklarına falan bir git ondan sonra istanbulun ne kadar medeni bir yer olup olmadığı konusunu uzunca tartışırız.
Maslow'un ihtiyaçlar piramidinde hep alt sıraları oynar. Birincil amacı hayatta kalabilmektir. Sevgi ve ait olma gibi şeyler istanbul insanı için ikinci önceliktir.
Sonradan olmaları kendilerini her yerde belli eder.
Misal bu tipler Cunda veya Bozcaada gibi bir yere gitmiş olsunlar. Yüz metreden sanki Ara Güler edasıyla boyunlarında gezdirdikleri fotoğraf makineleri ile onları tanırsınız. Hemen eski bir evin tahta kapısı önünde uyumakta olan bir kedi bulup sanki daha önce hiç görmemişler uzaylıymış gibi fotoğrafını çekerler. Yerli halka kızılderili muamelesi yaparlar. Bre soytarılar, New York'tan mı geldiniz sanki ? Senin oturduğun Ümraniye'de hiç mi kedi yok ?
Dengesi bozuk insanıdır. Ya şimdi buraya satırlarca entry giresim var dün bu lanet şehirde başıma gelen yüzünden. arkadaş bunlar nasıl insan allah aşkına. Ulan mega vega hega sega şehir olmuşunuz ama insaniyet olarak diptesiniz dipte. Bu dediklerim %95 i için geçerli. Yazık yazık. izmire kurban olun siz, gelin de insanlık görün. Sadece başıma gelen durum sebebiyle demiyorum bunları, tam 15 gündür burdayım gòrdüklerim bizzat şahit olduklarıma dayanarak konuşuyorum ve sizden toplasan 10 gram adam çıkmaz. Buraya gezmeye okumaya geleceklere sesleniyorum, insaniyetinizi bırakıp da gelin, yoksa sizi sevmezler. Burası iyi insan sevmiyor, buranın seviyesi insaniyet kaldırmıyor. Daha ne kelimeler kullanmak isterdim ama işte. izmire dòndüğüm an derin bir oh çekeceğim ve eğilip toprağını öpeceğim. Bu seferlik acemiliğime denk geldi ama bidahaki geldiğimde bu kadar kibar olmayacağım bu istanbul varlıklarına. Adamlara gelin kibarlık insaniyetlik yapın yemin ediyorum şaşıran bile oluyor. Bakın en ufak örnek, parkta dolaşıyordum baktım bankın biri boş sadece onda da 7-8 yaşlarında bir çocuk, dedim oturayım 5 dakika dinleneyim, tam oturdum ilerden gelen kadın(veledin anası) bagırmaya başladı, heyyy aloo biz oturduk biiz kaptık orayı diye, ben de sağa sola bakıyom bana demiyodur diye, geldi yanıma halen konuşuyo, ben hiç ses vermeden afedersin abla ben 2 dakika dinlendim kalkıyom şimdi dedim buyrun oturun kadın sustu bakakaldı öyle, ee şaşırdı tabi, onun beklediği cevap hadi lan ordan bananeee ben geldim oturdum sana noluyoooo!!! Gibiydi ama kursağında kaldı. Bu en ufak bir şeydi ve ben 19 yıllık izmir yaşantımda bu şekil aptallığı bir kez bile yaşamadım. Gelin görün istanbulu merak eden kişiler. Görün ki bilin ne mal şehir olduklarını.
nerede çokluk orada bokluk sözünün kanıtı kurnaz, cimri, insanlıktan yoksun insanlardır. belli bir yaştan sonra anadolunun bağrından kopup geleni saymıyorum onun içinde hala bir sitemkar çocuk var bu metropole küfreden biliyorum. ama istanbulda doğup büyümüş veya başka bir metropolden buraya gelmiş insan işte bunlardan korkun efendim. çoğu anası hariç o.ç olma potansiyeline sahiptir. sizi ayak üstü sikme, suya götürüp susuz götürme peşindedir. her türlü çakallık, duyarsızlık, kendi derdine düşmüşlük bunlardadır.
anadolunun küçük köylerinde büyümüş masum bir çocuktan birkaç yılda bu insanlar bu şehirde canavar yaratabilir. hayattan soğumuş, yaşama amacı kalmamış, anti sosyal , insanlardan tiksinmiş neonazi faşist cani her türlü katliama meyilli bir insan haline getirebilirler sizi.
bunların bir kısmı size denize birkaç on metre uzaklıktaki evinin bodrum katını kiralar, ilk girdiğinizde ev boyalı temizdir anlamazsınız 1 ay sonra sıvalar kafanıza dökülür nemli eski bir binadır. musluklar bozuktur su faturası size kitlenir vs. sonra ansızın evi terkedip gitme isteğiniz gelir ve yeni kiracı gelince depozitomu alırım dersiniz. sizin oralarda işler öyledir çünkü kimse zor durumda kalmasın diye ev sahibine yeni kiracı bulana kadar depozito bırakılır sonra herkesin sözünün senet olduğu memleketinizde depozitonuzu alırken buranın insanı kendi 20 yıllık evinin sizin başınıza dökülen sıvalarından sizi sorumlu tutar boya yaptırıyorum diye bir aylık kira parası olan depozitoyu geri vermez. bire gerizekalı senin evin lallikse ben napıyım, her gece yorganımdan kireç parçaları sirkeleyen ben, tıkırdayan kalorifer borusundan illallah eden ben. sanki bütün bunların sorumlusu olan da ben. amk. duvarınızı mı tekmeledik, spatulayı araya sokup boyayı mı kazıdık mal mıyız biz?
neyse bu sadece cimri ev sahibi bundan her yerde var. buranın kadın erkek fark etmeksizin genç nüfusu cinsellik bazlı ve duygu yoksulu bir hayat yaşar. kendileri benimsemiştir ama anadoludan gelenin hemen bu bireyselliğe adapte olamadığını bildiklerinden onlara ailesine düşkün, ciddi uzun soluklu bir ilişki arayan masum erkek/kadın rolü yapar sonra birkaç kez birliktelik yaşayıp ilişki sıradanlaşınca onu sevgili olarak bile değil fuckbuddy gibi gördüklerini belli ederek kendilerinden tiksindirir öylece ortada bırakırlar. her anlamda saflığına doymayan yurdumun iyi niyetli, saf insanı bir kazık da kalbine yer keşke her istanbullu sadece kesemi soysaydı der.
o da yetmez şehrin kalabalığından ötürü tüm hayalleri gerçekleşecekmiş gibi gelse de bu şehrin insanı milyon tane aktivite içerisinden 1 tanesine bile niye katılmıyor ilk başlarda anlamaz. sonra fark eder ki bir hafta sonu var bu insanların ama şehrin bir ucundan bir ucuna 4-5 saat yol var trafikte, e dolayısıyla insanlar agresif insanlar duyarsız yolda en ufak bir hatanda ölebilirsin ister araba kullan ister yaya ol herkes çok katı herkes robot. yorulur usanır bu şehir yüzünden insanlardan tiksinir çıkarsınız.
en azından şehrin daha çok mahalle kültürü yaşatan eski bir semtine taşınıp mahalle esnafıyla sabahları selamlaşmak, hal hatır sormak hep aynı küçücük kafede takılmak birazcık onu rahatlatsa da her sabah yine şehrin en işlek en boktan en gökdelenli en bi plazalı iğrenç semtine gitmek zorunda kalır ve her gün trene binip sakin semtine dönmeyi özlemle bekler . istanbul insanı alacağın olsun.
yozlaşmış insanlardır. yoz ve duyarsız. yüzüne tükürseniz veya küfür etseniz tepki bile vermez çoğu bundan
eminim. makineleşmiş metropol hayatının makineleşmiş insanları.
istanbul'da dünyanın hiçbir yerinde göremeyeceğiniz, sadece istanbul'da yetişen -ki biz bunlara endemik diyoruz- sürüyle insan tipi olduğu için genelleme yapamayacağımız insandır.