istanbulda her an sele kapılma kapkaça uğrama çatıdan kiremit düşmesi bina çökmesi trafikte aylarca bekleme riski 81 vilayetten 71 milletten insan vardır
ankarada trafik yoktur ankarada dereler ıslah edilmemiştir sel riski yoktur ankarada kapkaç yok denecek kadar azdır . ankaranın nufusu genelde çankırı kırıkkale yozgat gibi iç anadolu bölgesi ağırlıklıdır
(bkz: sokakların denize çıkmasada seviyoruz seni ankara)
istanbul´lu baska tür bir insandir, istanbul´lu sonradan istanbul´a gelmis adami derhal farkeder. demek ki istanbul´luyla istanbul´lu arasinda hem lehce olarak hem de konusma olarak bir fark vardir.
bu arada biz anadolu´yu kesinlikle kücümsemeyiz. ankara´yi baskent yaptiklarinda ankara kasabaydi, istanbul´sa dünya sehriydi. istanbul o zaman baskentti, osmanli baskentiydi. istanbul dogu roma´nin da baskentiydi.
demek ki ankara 80 istanbul´sa 1400 yillik bir bir baskent sehirdir.
ispanya´da da her bok barcelona üzerinden yürür ama baskent madrid´tir- gerci madrid´de cok güzel bir sehirdir. ama kesinlikle tarihteki agirligi, tarihe vurdugu damga, kesinlikle barcelona kadar degildir.
ankara tarihe istanbul kadar damga vuramamistir.ankara´yi ankarali bile paris´le kiyaslamaz, istanbul´u kiyaslarsin. istanbul, deniziyle bogaziyla paris´i döver. ingiliz gemileri istanbul´a gelmisler ama, ates acmamislardir, düsman bile kiyamamis sehre, eee naziler de paris´e girmis ama bombalamamislardir. bazi sehirlerin düsman gözünde bile karizmasi cok büyüktür. girmeye girersin, ama tek bir tasina dokunmazsin.
bircok bakimdan, ankara´nin esamesi istanbul´un yaninda okunmaz. mustafa kemal´in ankarayi baskent yapmasi da sadece güvenlik amaciyla olmustur. yoksa o da biliyordu istanbul´un ne oldugunu. istanbul´da herkesin gözü vardir, su yolu, akdeniz´le karadeniz´i birbirine bagliyo lan... iki kita birlesiyo orda, yani stratejik olarak da, bunun ötesi var mi? bilindigi gibi "su yoluna hakimiyet" cok- belki de en önemli- askeri üstünlüktür. ankara´yi gec, istanbul´un durumu bu bakimdan dünyadaki hemen bütün büyük sehirlerden daha üstündür- mesela new yorjk´tan üstündür istanbul, ya da paris´ten, ya da madrid´ten...istanbul´un durumuna benzer bir durum sadece panama ve süveys kanallarinda vardir, ve bu kanallar, uluslararasi konumdadirlar-
sadece istanbul tek bir ulusa aittir. ve insan eli degmemis "dogal" kanaldir.
istanbul´la ankara ne tarihi bakimdan, ne yapitsal bakimdan, ne jeolojik, ne stratejik bakimlardan- karsilastirilamaz. dünya da hicbir devletin ankara´da gözü yoktur, ama italyanlar bile (italya nire- istanbul nire) dogu roma olayindan dolayi istanbul´u kendi sehrileri addetmeye calisirlar, istanbul´u bizim onlardan caldigimizi söylerler, yunan keza öyle, rus keza öyle, bulgar keza öyle, ingilizlerin gemilerini ilk getirip demir attirdiklari yerdir istanbul.
ticaret ve para istanbul'da, bürokrasi ankara'da...
uzun geceler istanbul'da, evde pineklemeler ankara'da...
her gün bir yer gezsen bir yılda bitirememek istanbul'da, on günde tüm yerleri gezmek ankara'da...
ramazanda hergün tarihi bir camide teravih kılmak istanbul'da, tarihi camiyi mumla aramak ankara'da...
müteşebbis ruh istanbul'da, devlet memurluğu ankara'da...
gökkuşağının tüm renkleri istanbul'da, grinin tüm tonları ankara'da...
gelişim, teknoloji, modernizm istanbul'da, geriden takip etmek ankara'da...
vergi almak istanbul'da, vergi harcamak ankara'da...
deniz, boğaz istanbul'da, eymir gölü ankara'da...
yeditepe istanbul'da, dönüşünü sevmek ankara'da...
peşin edit: sakın olaki ankara'yı sevmediğim çıkartılmasın, atatürk ileri görüşlülüğünü konuşturup iyiki başkent yapmış burayı, yoksa istanbul'un hali nice olurdu!
ankarada egonun doğalgazlı man otobüslerine binersiniz, istanbulda ise iettnin mercedes citarolarına binersiniz.
bir de istanbuldaki banliyöye beleş binmek zordur, ankaradaki banliyöye ise beleş binmemek zordur. *
istanbul'da çok sayıda ankaralı vardır, istanbul'a gittikten sonra kendilerini istanbullu sanmaya başlarlar. ankara'da istanbullu pek yoktur, zaten artık "istanbullu" diye birşey de yoktur.
bir de en önemli kıstas olarak istanbul'un yerlisi iyidir, çok az sayıdadır. dedesi sivas'tan göçüp gelen adam da bazen kendini yedi göbek istanbullu sanabilir. ankara'nın ise yerlisinden ziyade göçüp geleni iyidir, daha usturuplu terbiyelidir...
istanbul ile ankara ezelden bu yana kıyaslanan iki şehirdir. velev ki büyümemizle kirlenen dünya etkisini bu kıyasla da göstermiştir.
ankara bozkır ve gridir. ama samimidir. yurtdışından gelen bir dostunuzu it ayağı yemişcesine gezdirmeden evinizde ağırlayıp hasretinizi giderebilirsiniz.
soğuk kış gecelerinde arkadaşlarınızla evinizde oturup, "ulan şimdi elalem felanca mekanda ne biçim eğleniyordur" diye iç geçirmeden eğlenebilirsiniz.
evet ankara bozkırdır. istanbul gibi, istanbulda yaşayıp o kentin tüm eziyetini çekip denizden bi haber yaşayanları yoktur. ulaşım sıkıntısı, trafik sıkışıklığı veya ömrünün 2-3 saatini yollarda geçirme riski yoktur. ankara güvenlidir. ankara huzurludur. havası kirlidir. siyaseti de ama insanları yolda selam verir. düştüğün zaman biri mutlaka elini uzatır. herkes herkesin farkındadır. ankara başkenttir. ama başkent olmadan önce de sayısız uygarlığın izlerini taşır. ve ankaranın başına gelebilecek en kötü şey belediye başkanıdır. ankara ile istanbul birbirleri ile kıyaslanamayacak kadar farklı iki şehirdir. ve biz ankaralılar için ne olursa olsun istanbul taşradır.
napolyon a göre dünya tek bir devlet olsaydı başkenti istanbul olurdu, herhalde dünyada iki kıtada toprakları olan nadir şehirlerdendir istanbul(diğeri de çanakkale dir) ve dünyadaki 7 doğal boğazdan biri tam ortasından geçmektedir bu şehrin... ankara ile farkı hem tarihi hem de coğrafik olarak istanbul u açık ara önde götürür.
ankara yı sevmesi zordur ama sevince de bırakamaz insan...o yüzden başka yerlere gidince ağlama gibi bir durum da söz konusu olmaz; çünkü gitmezsiniz başka yere..
ankara'da bebe vardır, istanbul'da herif, insan, artiz yani argoda ve türkçe'de kullanılan diğer kelimeler.
ankara'da nörüyon vardır, istanbul'da nasılsınız,nasılsın gibi bizzat türkçe hitap tarzları.
ankara'da "la" vardır, istanbul'da bu yoktur evet lan bununla aynı anlama gelmez.
Hatırladıklarım bunlardır.
istanbul'un anadolu yakası ; sahil kesimini bir kenara bırakırsak aynı ankara'ya benzemektedir.Adından mı olsa gerek buram buram anadolu kokar.Bu yönü bana istanbul'u sevdirmektedir.Karşı tarafsa bence eğlencenin tavan yaptığı 24 saat ayakta ve yorulmak bilmeyen bir temponun var olduğu taraftır.
Ancak bir cumhuriyet şehri olarak Ankara her zaman önde gelir.Ankara'da asla cemaatlerin bir arada olduğu ve mini etekli kızların girmekten çekindiği semtler bulamazsınız.Cübbeli,sarıklı kişiler bu şehir de ulu orta dolaşamaz.
Hıı birde gecenin bi yarısı kısa mesafe taksiye binmek istedğiniz de ben karşının taksisiyim alamam sizi tarzı bahanelerin bulunmadığı şehirdir ankara.
istanbul pislik kaynar, her taraftan içine doluşmuş insanlarla yoz bir şehirdir. atalarımızın, fatih sultan mehmet in aldığı istanbul ile alakası yoktur. avrupalı olmaya çalışan ama uzaktan yakından alakası olmayan, ne bok olduğu belli olmayan adamlarla doludur. ankara ise kısa ve öz bir biçimde temizdir. bu tür gerizekalı tipler bulunmaz ankara da, genellikle memur terbiyesiyle yetişmiş insanlarla doludur. belki bu biraz sıkıcı gelir kimi zaman fakat ankara evlenilecek kadınsa istanbul eğlenilecek kadındır.
belki alakasız ama ankara da trafik istanbul a oranla yoktur.
Biz ankara' insanları meşhur ettik bu şehrin sonbaharını.
Havamız puşt havası, sevdiğimiz sonbahar üç gün iki gece.
Şarkılar yazılıyor rüzgarına ve kızlarına.
Yine iki mevsim yaşadık bu gri betonarmede. Yaz ve kış var sadece.
istanbul ise, günaydın diyor mavilere.
Sikko kalabalığına aldırmadan açıyor esnaf dükkanlarını.
Memur ayran simidini dalga kıranlarda yapıyor.
Gecesinde metroda sokak müziği var.
Bak şu yaşlı adam saksafonu çok iyi çalıyor.
Ankara kaptırıyor her sanatçısını çift boğazlıya.
En boktan trafik kazaları, en sikko hırsızlık cinayet sende istanbul.
Şarkılar yazılıyor sadece sana, insanına değil. Sadece sana.
Kalabalıksın, gereksiz bi kalabalıksın. Belki gerçekten entelektüelsin.
iticisin, rahatsız edicisin insan çokluğunla.
Bok mu var da kalabalıksın. Hayır sen müthiş bir şehirsin ve bu yüzden tercih edilensin.
Sokaktaki ezgilerle yatıp, sikko korna sesleriyle uyanırken sonsuz maviyi görensin.
Allah belanı versin be, beni de al istanbul. bir kafa da ben olayım gereksiz insanlarının arasında.
