istanbul'u anlatmasıyla öne çıkarılan romandır. Ancak o kalınlıktaki kitapta o kadar da yoğun istanbul anlatısı, efendim ayrıntılı mekan incelemeleri, sokak tasvirleri yoktur. Yani tabii ki olaylar istanbul'da geçmektedir, dolayısıyla olay örgüsüyle harmanlamak için istanbul epey kullanılmıştır, ancak bir istanbul'u tanıma kitabı değildir. zira anlattıklarının pek çoğuna bir gezi kitabı ve istanbul efsanelerini anlatan herhangi bir kitapla ulaşılabilir. buyrun efendim üşenmedim ve istanbul hakkındaki bilgilendirici kısımları not aldım.
benim bulabildiklerim ve not aldıklarım bunlar.. Onun haricinde eski istanbul sokaklarından ve evlerden de bahsediliyor biraz. Ama gördüünüz gibi toplasanız 20 sayfayı geçmez. ha bunları roman içinde okuyunca daha bi egzantirik ve akılda kalıcı oluyo tabi, ama herkesin de çıkıp istanbul'u anlatan roman, istanbul'un sokaklarında gezdim, istanbul'u merak ediyorsanız kesin okuyun filan demesi abes. Bu, polisiye bir roman sonuçta.. Polisiye ile tarihi çok başarılı biçimde iç içe geçirmiş ahmet ümit. Ancak yer yer cümle düşüklüklerine ve kullandığı sırıtkan sözcüklere ve olay örgüsündeki mantıksızlıklara rastlanıyor. Taslağı okunduktan sonra çok fazla gözden geçirilmemiş herhalde. fakat türk polisiye romancılığında kesinlikle önemli bir yerde ve okunmalı...
--spoiler--
okumadan önce 7 cinayet işleneceğini bildiğim için seven filmine benzeyebilir diye düşünüyordum fakat alakası yok , apayrı , özgün ve güzel bir eser çıktı.patasana'dan sonra okuduğum 2. ahmet ümit kitabı.sultan'ı öldürmek'i de okumayı düşünüyorum.
--spoiler--
, istanbul ile ilgili süper bilgilerle dolu enfes ahmet ümit kitabı. kesinlikle okunması gereken bir kitap. hatta kitabı okurken eşzamanlı olarak kitapta geçen mekanları ziyaret etmek de yapılmayacak şey değil hani..
Ahmet Ümit'in kurgu eskizini patasana da yaptığı harika kitabı.(iki kitabı yakın zamanlarda okumanız tavsiye edilmez katilleri bulma ihtimaliniz çok yükselir.)
Ayrıca
istanbul için turizm rehberlerine dahi konulmalıdır o derece bilgilendiricidir.
kitabın kahramanı "komiser nevzat " vefalı, alışkanlıklarına bağlı, bırakın insanı, eşyaya saygıyı bilen, ölen eşi ve kızına tuttuğu yasla gözümü dolduran bi karakter.
bu kitap sadece unuttuğumuz duyguları hatırlamak için bile okunabilir.
ahmet ümitin en güzel eseri diyebilirim. gayet başarılı bir polisiye roman. tarih betimlemeleri de gayet hoş. kesinlikle sıkmıyor.
(bkz: komiser nevzat)
orta sonda 'istanbul' var diye aldığım, köşeye atıp pişmemi beklediğim cinayet romanı. lise sonda hazır olduğuma inanıp okudum. sonra da bütün ahmet ümit'leri okudum.
Okurken istanbul'un farklı zamanları hakkında bilgi sahibi olursunuz. ayrıca mükemmel bir cinayet size eşlik eder. katil kim diye düşünürken kendinizi Byzantine, doğu roma , osmanlı, cumhuriyet yolculuğuna çıkmış gibi hissedersiniz. polis olma duygunuz katlanarak zıplayışa geçer. müzeleri bir bir gezmek istersiniz. cinayet yerlerini kafanızda tasarlar, rüyanızda cesetlere otopsi yaparsınız. apayrı bir dünyaya sokar sizi.
Okuduğum en iyi kitaplardan biri kesinlikle , mutlaka okuyun istanbulu bilmeseniz bile okuyun.burdan sonrası spoiler olacak söyleyeyim şimdiden.
genellikle herkes şaşırtıcı sonlu demiş ama bence şaşırtıcı son katil leyla-namık ikilisi veya adem olsaydı şaşırtıcı olurdu.
Polisiye bir romanda komiserin arkadaşlarına bu kadar ayrıntılı bir yer ayrlıyorsa senaryonun ilerleyen kısımlarında onların işin içinden çıkacağı aşikardır , katillerin demir-yekta ikilisi olmasını bekliyordum açıkçası , yani 300 lü sayfalardan itibaren kıllanıyorsunuz o ikiliden en azından ben kıllandım ama bağlantıyı kuramamıştım , bağlantı beni gerçekten dehşet şaşırttı o kazada ölenlerin handanla umut olması aklımın ucundan bile geçmemişti , şu ayrıntıyı düşünememden dolayı ahmet ümit'e inanılmaz bir saygı duydum ve tüm kitaplarını okumaya karar verdim
sırf bu bağlantı ve demir'in son hamlesi kitabı benim okuduklarım içinde ilk 3 e sokmaya yetti.gerçekten tekrar okuyası geliyor insanın.
lise birdeki dil ve anlatım hocam, tam anlamıyla ahmet ümit hayranıydı. sınıftakilere de sürekli kitap okumaları için bir şeyler önerirken, ahmet ümit'in romanlarından önerirdi.
onun sayesinde tanımıştım ben de ahmet ümit'i ve okuduğum ilk romanı da bu olmuştu, istanbul hatırası...
kavim romanını daha fazla sevsem de, istanbul'a olan sevgim ve okuduğum ilk romanı olması sebebiyle bende yeri apayrı olan bir romandır.
byzantion'dan istabul'a uzanan, heyecen yüklü bir serüven...
saray burunu'nda atatürk heykelinin ayaklarının dibinde bir ceset. avuçlarında antik bir para... ama ne bu ceset son kurban , ne de bu antik para son sikke... yedi kurban, yedi hükümdar , yedi sikke, yedi kadim mekân. ve tek bir gerçek: bu şehrin gizemli tarihi.
edit: kitabın arka kapağından alıntı.
ben'de lise 3.sınıfta edebiyat hocam sayesin'de tanıştım ahmet ümit'le bir beyoğlu rapsodisi , beyoğlunun en güzel abisi , patasana , sultanı öldürmek kadar olmasa'da güzel kitap , bitirmek üzereyim son 70-80 sayfa kaldı. tam olarak polisiye romanı değil'de bir tarihi roman gibi istanbul'u çok güzel anlatmış ahmet ümit referansları, kaynakları da çok iyi ama şunu'da söyleyeyim ara sıra sıkılabilirsiniz.
ahmet ümitin en güzel eseridir demek isterdim ancak tüm eserleri birbirinden güzel.
istanbulu, tarihiyle beraber o kadar güzel anlatmış ve betimlemesini o kadar güzel kullanmış ki istanbulu dinliyorsunuz gözleriniz kapalı, elinizde kitap..