Engin Altan'ın yönettiği ve "...Osmanlı'dan da öteye gittik. Ateş ritüellerinin kırmızı yumurtalara dönüştüğü ortak yaşantılara... Bugün bir arada bulunamaz duran unsurların, cumbalar, kemerler altında aynı gökyüzü altında yekpare hayatlarına tanıklık ettik..." de dediği, şu günlerde Gaziosmanpaşa sahnesinde oynanan ibst oyunu. Aynı şarkının üç farklı dilden söylenerek seyircinin coşturulduğu, farklı dinden, milletten komşuluk muhabbetlerinin sergilendiği iyi bir oyun. Aksiyonu, şarkı ve canlı müziği bol, oyuncu enerjisi yüksek güzel bir iki buçuk saat geçti benim için. Bu oyunun sürpriz yumurtası kanaatimce irfan rolüyle Edip Tepeli oldu tiplemesi ve onu oynama şekline ayrı bir kanım ısındı doğrusu. Oyun boyunca karakterlerin seyirciyle paslaşmaları, kendi aralarında dayanamayıp gülüşmeleri izleyici olarak bize farklı bir perspektif de sundu çünkü orada fark edilmeyen ve bir odanın dördüncü duvarından içeride olan biteni izleyen meraklı Melahatlar değildik bu sefer daha çok senaryonun bir parçası haline gelmiştik.Bir ara enerjisinin düşmeşi oyunun aynı minvalde paslaşmalarla yapılan esprilerle dolmasından kaynaklandı bence, çünkü bir süre sonra tahmin ettiğiniz için gülmemeye başlıyorsunuz. Oyunun sonundaki dans kısmında da gider ayak şaşıracağınızı garanti edebilirim. Gidiniz görünüz efenim.
geçen fragmanına denk geldiğim açıkhavada izlemeye gideceğim tiyatro oyunu. akşam 21 de başlıyormuş. bira da içilip gidilmez ki çiş miş gelir mazaallah.
geçen bi ara gittiğim oyun. açıkçası şimdiye kadar gördüğüm en kötü oyundu. aslında oyundan da ziyade salonun şartları kötüydü. mikrofonun sesi bi yükseliyor bi alçalıyor falan derken belki de güzel olabilecek bir oyunu mahvetti. oyunun içindeki eksiler de çok yok aslında ama cıvık mizah anlayışını pek sevmedim açıkçası. bokum gibi espriler vardı ama oyuncular sayesinde lokum gibi olmuş o esprilerin çoğu da. ya bi de çok uzun sürdü. bu kadar uzun sürecek ne vardı? sebebi neydi ki?
makyajları, kostümleri, hele ki şarkıları inanılmaz güzel, müzikal oyun! ıstanbul efendisi, kızını nasıl bir damada vermesi gerektiğini bulmaya çalışırken üstüste gelen olaylar devrin şehir yaşamının içine serpiştirilerek anlatılmış. oyun iki perde, üç saate yakın sürüyor. eğer benim gibi mali müşavir buluşmasını mesajla ayarlamaya çalışan kadının yanına denk gelmezseniz, yahut çaprazinizda haykırarak gülen, sahneye tespih fırlatan, ve oyuncuların dahi konsantrasyonunu bozan biri olmazsa, ayrıca beşiktaş liverpool maçını akıllı telefonundan izleyen kelin arkasına denk gelmezseniz inanılmaz keyif alacağınıza eminim! gitsem mi demeyin, cidden görün!
peşin edit: kostüm derken bir şark dişçisi görseli beklemeyin, kendi hikayesi içinde inanılmaz güzel yedirilmiş kostümleri var sadece. iyi seyirler!
tiyatroya gitme şevkimin depreşmesi ile 8 ekim 2014 tarihine iki adet bilet aldığım oyun. henüz tiyatroya gidecek ikinci kişim yok ama o vakte kadar biri çıkar diye 2 bilet aldım. en olmadı yayıla yayıla izlerim artık.
tanım: kalabalık kadrolu devlet tiyatrosu oyunu.
edit: bugün izlediğim ve çokça güldüğüm eğlenceli oyun. yüksek tempoda şarkılar ve danslarla süslenmiş kalabalık kadrolu güzel bir tiyatro eseri. oyuncuların hemen hepsi birer şarkı söylüyor veya geri vokal yapıyor. canlı çalınan enstrümanlar, ilginç kostümler sayesinde oyun sizi asla sıkmıyor. sadece ikinci perdenin ilk yarım saatinde biraz düştü tempo. hasılı gidin bu oyuna, pişman olmazsınız.
sahne sanatlarına az biraz ilgisi olan,eşiyle manitasıyla arkadaşlarıyla hoş vakit geçirmek isteyenlerin mutlaka izlemesi gereken harika tiyatro eseri.
şehir tiyatrolarında halihazırda gösteriliyorken kaçırmayın derim.
müzikler dışında çağlar çorumlunun oyunculuğu on numara.
çok renkli bol eğlenceli harika bir engin alkan oyunu. müzikleriyle ayrı oyuncuların enerjileriyle ayrı capcanlı dinamik kahkaha dolu oyundur. başta engin alkan olmak üzere tüm oyuncular süper süper süperdi ama çağlar çorumlunun performansı hayran kalınasıydı. ezberine yeteneğine sağlık tatlım.*~
istanbul Efendisi, şenlikli bir oyun ama sadece eğlence vaat etmiyor. Unuttuklarımızı hatırlatıyor, geçmişimizi hatırlatıyor. Mesela farklı etnik kökenlerden gelen esnafların (Ermeni Terzi Agop, Yahudi Bakkal Yuvan, Rumelili Nalbant Durmuş, Kastamonulu Saka Bekir) hoş sohbetleri. Türklerin söylediği bir şarkının Yunan ve Ermenice söylenmesi, üstüne beraber dans edebilmeleri, eğlenmeleri uzun zamandır unuttuğumuz geçmişimizden kırıntılar değil mi?
kostümlerin, oyunculuğun, konunun, metnin, müziğin harikulade olduğu bir oyundur. engin alkan, sevinç erbulak, çağlar çorumlu, mahperi mertoğlu hemen aklıma gelen isimlerden ancak oyundaki her oyuncu performansı olağanüstü.
savleti efendi kızına koca seçer ancak hacı mimmi de savleti efendinin damadı olmak istemektedir. bu nedenle hacı mimmi çeşitli yollara başvurur ve olaylar gelişir
(bkz: ömrümü yedin irfan)
28.12.2009 tarihinde gazi üniversitesi türkçe öğretmenliği bölümü öğrencilerinin sahneye koyduğu, oyundaki yan rollere kadar mükemmel bir komedi bulunan oyundur. hala oyunun cd si izlenip gülünmektedir. hele ki, istanbul efendisinin oğlu irfan'ı oynayan artvinli arkadaş olayı bitirmiş, salonu dolduranları kendisine hayran bırakmıştır.
musahipzade celal efendinin yazdığı, bu sezonda engin alkan'ın yönettiği şehir tiyatroları oyunu. başrollerinde engin alkan, mahperi mertoğlu, özlem türkad, zafer kırşan, çağlar çorumlu, sevinç erbulak'ın paylaştığı bu müzikal 2 perdeli. koca oyunda sadece iki kere düşen sahne gördüm ama çok hareketli bu oyunu oynayan oyunculara da nefes alma şansı veriyor du sanırım bu düşmeler. insanı kopartacak kadar da güldürüyor diyebilirim. özellikle savleti efendi rolünde engin alkan her hareketi ile reaksiyon almayı başardı. çağlar çorumlu da ona keza o da çok iyiydi. menteş ağa rolünde zafer kırşan kırdı geçirdi izleyenleri. feraset rolünde ki özlem türkad oyuncu olmak için gelmiş sanki dünyaya. sahne dekoru zaten ödüllü bir elden çıkmış barış dinçel iyi iş çıkarmış. müzikler de harikaydı.velhasıl-ı kelam pazar günü keyifli bir 3 saat geçirdim arkadaşlarımla. izleyin izlettirin efendim.
özel not: safi çelebi rolünde ki ümit daşdöğen'in sesi için ayrı bir parantez açmak zorunda gibi hissettim kendimi. bir de engin alkan'a bi çift sözüm var. hocam o nasıl bir ses? nasıl bir yeneteneksin sen?
arkadaş zoruyla gelen edit: ferhat ağa rolündeki volkan ayhan'ı es geçmişim.buradan kendisine tebriklerimi iletiyotum efenim güzel oyunu için.
istanbul şehir tiyatrolarında sergilenen ve izlenilmesi gereken oyun. ne zaman takip etsem hep kalabalık bir izleyiciye hitap eder, çok dikkat çekici ve hoş bir oyun.