türkiye'de sadece sanki bir istanbul varmış ki yıllar yılı gözümüze gözümüze sokulması ve belki de en önemlisi bu şehirdeki insanların çoğunun aitlik kavramından bihaber olması sonucu yaşanan kargaşa başlı başına nefret sebebidir.
burdan yahya kemal'e de seslenmek istiyorum. bir furya başlatarak ankara'nın en çok istanbul'a dönüşünü seviyorum deyip yıllar yılı bunu dillere pelesenk yaptın ya ben de şunu söylüyorum.
istanbulun en çok neyini seviyorum biliyor musun?
ankara'ya dönüşünü.
istnbulda yasamana ve okulunun istanbulda olmasna ragmen yurtta kalmak zorunda olman,
trafik,
ytü,
ankara,
tinerci,
yan kesici,
pahalılık,
uzaaar giderr..
tarihi güzelliklerinin yabancı sermayeye peşkeş çekilmek istenmesi. ör: haydarpaşa'yı otel yapma girişimi. ya da şehirleşmenin sıfır olması, park yeri, kaldırım.... ya da inatla metroyla ulaşımın geliştirilmemesi. ya da orman arazilerine villa yapılması. gelir dağılımdaki uçurum. boğazın bi yanında villalar, diğer yanında gecekondular olması. iett otobüslerinin ne hikmetse(!) nereyi sorsak ordan geçiyor olması...çirkin ama çekiciliği olan bi hatun gibi lan bu şehir...
dünya'nın en yozlaşmış şehirlerinden birisi olması. hatta onu bile olmayı başaramaması. şehirden çok bir köyü andırması. tarihi güzelliği ve boğazı olması bir de ara ara bazı semtlerde nezih mekanlara sahip olması köy olduğu gerçeğini değiştirmez.
sadece bana ait olmamasının verdiği çaresizlik hissi. onbin yıldır menopoza girmeyen bir kadın o ve bunu başka başka erkeklerle paylaşma zorunluğu tarifsiz bir acı..
yıllar yılı bu kentte yaşayıp da hala doğdu yeri (hatta anne babasının doğduğu yeri) memleketi zannedenlerin ve şehri benimseyemeyenlerin yaptıkları. ayrıca istanbul hanımefendisi ve istanbul beyefendisi olan nüfusun azalışı.
2 sene önce hollanda dan arkadaşlarım istanbul a gelmişti. 1 arkadaşımı yanıma alarak misafirperverliğimizi gösterecektik, onlara eşsiz şehir istanbul u tanıtacaktık. öğlen vapura binerek avrupa yakası na geçme planları yapıyoruz.
insan yanında yabancı biri olduğu zaman ülkesindeki yanlışları, eksiklikleri daha fazla hissediyormuş. kötü bir olay gördüğünüzde acaba o şu anda neler düşünüyordur diyerek triplere giriyor insan. belki onların ülkesinde aynı olay daha kötü şartlarda ama o an onu düşünemiyorsunuz.
neyse efendim, daha vapurdan inemeden olaylar başladı. vapurla iskele arasında 2 metre varken atlamaya çalışan insanlar.. arkadaşlarımın olay dikkatini çekti ve bunu neden yaptıklarını sordular, cevap veremedim, sadece güldüm. bencede bir anlamı yoktu. bekle hep beraber ineriz işte kardeşim.
daha sonra tophane nin nargilesi meşhurdur, sizi oraya götüreyim dedim. yolda yürürken 3-5 tane ayı 2 kıza laf atıyorlardı. tek başıma olsam yine yadırgarım fakat o anda içimden daha farklı duygular geçti. ulan hayvanlar yanımda turist var diyecektim.. demedim. sanki desem alacağım cevap '' çok ta skimdeydi lan'' dan farklı olacaktı.
neyse dedim yine devam ettim yoluma, 2 çocuk geldi yanımıza yürürken. tiplerinden tekin olmadıkları belli idi. sigara istediler, verdik. ateş istediler, onu da verdik. sonra arkadaşların turist olması dikkatlerini çekti. para istediler turistlerden. * arkadaşımla biz çocukları tersledik. belli ki bu tarz tepki beklemiyorlardı, zorlama çekmeden gittiler. işte tam o anda arkadaşımın lafı ile hem yarıldım, hem de düşündüm.*
- as you see, there are lots of apaches in istanbul...